Türkiye, bu yıl BM'nin 71'inci yıl dönümünü dünya ölçeğinde tanıtıma dönüştürdü. Buna ihtiyaç vardı çünkü FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine, PKK ve DAEŞ'in terör saldırılarına rağmen başta ABD olmak üzere akıl dışı bir Türkiye karşıtlığı var. Bunda kuşkusuz ABD ve Batı'nın özel tutumu kadar FETÖ vb. örgütlerin meydanı boş bulup Türkiye karşıtlığı yapmaları da etkili. İşte Türkiye bu negatif havayı tersine çevirmek için atağa geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, BM konuşmasıyla başlayan atak, birçok ülke devlet başkanı ve dünyanın etkili CEO'larıyla sürerken, STK'lar da boş durmadı farklı mekânlarda farklı kesimlerle buluştu. Onlardan biri de Bahçeşehir Üniversitesi'nin bir kuruluşu olan Global Policy Institute'ün düzenlediği 'Başarısız Darbe GirişimininAnatomisi' paneliydi. Mekân New York'un gözde binalarından Harvard Clup'ın salonu.
Panel, 15 Temmuz darbe girişimini anlatan etkili bir filmle açılıyor. Salona bakıyorum, darbecilerin kanlı saldırısı ve Türkiye halkının direnişi nefessiz izleniyor. Açılış konuşmasını Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu yapıyor. Önce geceyi nasıl yaşadığını ve neden bir darbe ihtimaline inanmadığını; sonra da Bahçeşehir Üniversitesi ve Enver Yücel'in uluslararası çabasını anlatıyor.
Bakan Çavuşoğlu, darbe girişimi karşısında ABD ve AB ülkelerindeki ikircikli yaklaşımları eleştiriyor: "O gece meclis bombalanırkenbile bazı Avrupalı dostlarımızbizi sorguluyordu. Darbenin arkasındaFETÖ olduğu çok net. Tutuklanmasınısonra da iadesini istiyoruz."
Bu açış konuşmasından sonra eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın yönettiği panel başlıyor. Panelde bir tarafta eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Kimmitt ileJoshua Wolker ve Paola von Schirach, diğer tarafta ise Türkiye'den gelen Prof. Dr. Gülnur Aybet ve Princeton ve Bahçeşehir Üniversitesi Profesörü Heath Lowry var. Salon tıklım tıklım. Paneli çok sayıda uluslararası gazete ve TV izliyor. Ama ABD'li panelistlerin ne söyleyeceğini, konukların ne soracağını merak ediyorum.
Eski Başbakan Yılmaz'ın gönüllü olarak Türkiye'yi anlatmayı üstlenmesi az görülen ve son dönemin moda deyimiyle "milli veyerli" duruşun iyi bir örneği. Yılmaz, iktidardan farklı düşünen bir siyasetçi olarak darbeye karşı ölümü göze alan halkın hakkını küresel meydanlarda savunarak üzerine düşeni yapıyordu. Konuşması da örnek olabilecek nitelikteydi. Yılmaz şöyle seslendi ABD'lilere: "ABD'de Türkiye'yle ilgili çok az şey biliniyor. Bu nedenle komplo teorileri üretilebiliyor. Bilgisi olmayanlar eminmiş gibi konuşabiliyor. İşte bu toplantıyı bu nedenle yapıyoruz. Daha gerçek bir tablo ortaya çıksın istedik." Yılmaz asıl vurguyu da ABD'nin darbe gecesi ve sonrasındaki tavrına yapıyor: "Türkhalkı 70 yıldır ABD'ye demokrasiye velaikliğe destek olacak gözüyle baktı. Ve15 Temmuz'da Türkler ABD'nin desteğineçok ihtiyaç duydu ama ne yazıkki bu desteğin gelmesi çok uzun sürdü.
Türk halkını ilk tebrik eden Putin oldu. Bunu söylemekten üzüntü duyuyorum. Çünkü Türkiye'de laik, dindar sol veya sağ görüşlü, kim olursa olsun hepsinin demokrasinin devamına inançları çok sağlamdı. Halkdemokrasinin askeri darbelerden dahaüstün olduğunu düşünüyor ve sahipçıkıyor."
Panelde ABD'lilerden de çok farklı fikirler geldi, bunu anlatmaya devam edeceğiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.