HİLÂL KAPLAN

Cumhurbaşkanı Erdoğan günlerdir beklenen grup toplantısında yaptığı açıklamalarla hem Türkiye'de hem de dünyada büyük ses getirdi.
Ayrıca 7 Ekim Aksa Tufanı Harekâtı sonrası sürekli Hamas ve Filistinlileri suçlayıp seçimler yaklaştıkça Filistin duyarı kasanlara da haddini bildirdi.
"Tek başıma kalsam dahi Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim" diyen Cumhurbaşkanı, bu açıklamasıyla birlikte 7 Ekim'den hemen sonra dünyada kimsenin sesi çıkmazken yaptığı meydan okumayı da tekrarladı: "Milli Mücadele sırasında Türkiye'deki Kuvayı Milliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız."
Bu açıklamalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yakından tanıyanlar için şaşırtıcı değildi.
Filistin hassasiyetini, Birleşmiş Milletler toplantılarından "One Minute" çıkışına kadar defalarca ispatlamış bir siyasetçiden bahsediyoruz.
Dün bu hakkı teslim eden sadece biz olmadık, işgal edilmiş Filistin topraklarını kurtarmak için mücadele eden Hamas yayınladığı mesajla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti.
Hamas'ın internet sitesinde yayınladığı uzun teşekkür mesajında bir bölüm bence en çok dikkat edilmesi gereken kısımdı:
"Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kurtuluş Savaşı sırasında Kuvayı Milliye'nin rolünü; Filistin halkını, topraklarını ve mukaddes mekânlarını savunmak için verdiği mücadelede Hamas'ın rolüne benzeterek Hamas'a ve Filistin'deki direnişe verdiği cesur destekten dolayı derin takdir ve gurur duyduğumuzu ifade ediyoruz."
Hamas bu açıklamayı yapmaya mecbur muydu? Değildi. Tıpkı çocuklarını ve torunlarını Siyonist İsrail'in saldırısı sonrası şehit veren Hamas Lideri İsmail Haniye'nin Erdoğan tarafından arandığında telefonun sesini açıp herkese dinletmesi gibi bunu dosta düşmana karşı yaptı.
Siyonist İsrail'e kafa tutarken hangi motivasyona sahiplerse bu açıklamayı yayınlarken de aynı düşünceye sahiplerdi.
Çünkü dünyada Hamas'ı ve Filistin'i bu kadar açıktan destekleyen bir ülkenin liderine iftira atmanın aslında Filistin direnişine zarar verdiğini bilecek kadar mücadelenin içindeler.
Peki bu açıklamalar, aylardır Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve onun şahsında Türkiye'yi Siyonist İsrail'in destekçisi gibi gösterenleri durduracak mı?
Türkiye'de yalancılar ne zaman utanıp vazgeçti ki?..
Ancak ümit ediyorum ki bu açıklamalar, kalbi Filistin için atan, sosyal medyadaki dezenformasyonlarla kafası karışan samimi insanlar için bir milat olur.
Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada Filistin meselesinin en büyük destekçisidir.
Bunun için elinden gelen her şeyi yapmaktadır.