Gazze'yi sanki biraz unuttuk değil mi? Oysaki ateşkesin öğle saatlerinde yürürlüğe girdiği 10 Ekim'den bu yana Gazze'de yaşananlar, uluslararasıhukukun kâğıt üzerindekaldığını acı bir berraklıkla gösteriyor.
Filistin Sağlık Bakanlığı verileri, ateşkes döneminde en az 242Filistinlinin öldürüldüğünü,622 kişinin yaralandığını ortaya koyuyor. Bu kayıplar sıradan bir istatistik değil; 29 Ekim'de 52 çocuğunaynı gün içinde hayatını kaybettiği bir saldırıdan, 19 Ekim'de 45kişinin öldürüldüğü bombardımandan söz ediyoruz. Yani "ateşkes" ile tanımlanan bir dönemde, kelimenin bütün anlamları tersine çevrilmiş durumda.
Bu tabloya eşlik eden diğer gerçek ise en az bombardıman kadar yıkıcı: İnsani yardımların kasıtlı biçimde engellenmesi. Malumunuz ateşkesin en temel maddesi, Gazze'ye kesintisiz yardım girişini zorunlu kılıyordu. Ancak sahada tersi yaşandı. Birleşmiş Milletler'in en büyük Filistin ajansı olan UNRWA, İsrail'in depolardabiriken hayati malzemeleringirişine izin vermediğini açıkça duyurdu. Yakıt, çadır, ilaç, çocuk maması, hijyen paketleri... Hepsi sınır geçişlerinde bekletildi.
Yağmur altında, çatısız kalmış yüz binlerce insan için bu engelleme, sessizbir silaha dönüştü. Çünkü yoksunluk da bir öldürme biçimidir ve soğukta titreyen bir çocuk ile hava saldırısında ölen bir çocuk arasında yalnızca yöntem farkı vardır.
Grafikteki keskin sıçramalar, insani yardımın engellenişiyle birleştiğinde, İsrail'in yalnızca askeri değil, aynı zamanda sistematik biryaşatmama stratejisi yürüttüğünü gösteriyor.
Bu nedenle 29 Ekim'deki katliam yalnızca bir savaş olayı değil; uluslararası hukukun, özellikle de ateşkes yükümlülüklerinin açık ihlalidir. Buna rağmen dünyanın büyük güçleri hâlâ dili dolanarak konuşuyor: "İhlal olabilir", "soruşturma gerekebilir", "kaygı duyuyoruz"... Oysa sahadaki gerçek çok net: Yağmurun altında battaniyesiz bekleyen çocukları gözlerimizle görüyoruz.
Bu koşullarda uluslararası toplumun ahlaki otoritesi çökerken, Gazze'nin ateşkes dönemindeki kayıpları tek bir şeyi ispat ediyor: Sözde bir durdurma, gerçek bir duraklama yaratmıyor. Bombardımanlar devamederken yardım girişinin engellenmesi,savaşın başka araçlarlasürdürülmesinden ibaret.
Bugün Gazze'de yaşanan, yalnızca bir ateşkes ihlali değil; insanideğerlerin çöküşüdür. Ve bu çöküşün altında en çok Gazzeli çocukların hıçkırıkla karışık feryatları duyuluyor: Kimsesiz, çaresiz, soğukta,yardımsız bırakılmış bir kuşağınsesi. Bu gerçek hâlâ dünyanın tüm raporlarının, tüm diplomatik denge hesaplarının üzerinde duruyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.