Yakın tarihimizi bilmezseniz, AKP'nin niçin iktidara geldiğini ve niçin gitmeyeceğini anlayamazsınız. Hoş, uzak tarihimizi bilmezseniz de anlayamazsınız ya...
Kırklı ve ellili yılları yeni kuşaklara tanıtmada son yıllarda iki kişi öne çıkıyor, biri gazeteci Altan Öymen, öteki Profesör Cemil Koçak.
İki uç işte: İliklerine kadar memur çocuğu, iliklerine kadar CHP'li ve iliklerine kadar Ankaralı Altan ağabeyimiz bir yanda, resmi tarihe ve CHP'ye hiç de sıcak bakmayan Koçak öbür yanda... Altan ağabey son kitabında "2015'tenasıl koalisyonkuramadık" diye 320 sayfa boyunca ağlıyor, Profesör Koçak da "Demokrat PartiKarşısında CHP"yi yazmış.
Unuttuğum birçok şeyi hatırlattı, bilmediğim bazı şeyleri de öğretti. Hoca dediğin de böyle olmalı.
***
İnönü çok partili dönemi yirmi yıl sonra yeniden teşrif buyurunca yirmiden fazla siyasi parti kurulmuş... DP ayakta kalmış, varlık gösteremeyen çoğu unutulmuş gitmiş...
Bazılarını, bu konunun "klasik" eseri sayılan Tarık Zafer Tunaya'nın ünlü kitabından biliyorduk, bazıları şimdi bizi çok güldürüyorlar.
Aziz Türk milletine demokrasiyi bahşeden arslanlar arslanı İnönü, bu partilerden sosyalist olan ikisini gayet demokratik bir şekilde yoketmiş, yani daha bir sene içinde kapatmıştı! İnönü'yü "solundoğal lideri" sanan ahmakların bunu hiç unutmamalarında yarar vardır.
Diğer minik partiler arasında da tatlı tatlı saçmalayanlar olmuş...
Al mesela, Milli Şef'e kendini kabul ettirebilmek için "vallahi billahi iktidaragelmek istemiyoruz" diyenler var, Sosyal Adalet Partisi, Liberal Demokrat Parti...
İşçi ve Çiftçi Partisi, kuruluş bildirgesine "başımızdaki Milli Şef bizeAllah'ın bir nimetidir" diye başlıyor...
"Partimizin siyasi rengi tozpembe olup asla ve asla kırmızıveya kızıl değildir" diyen var... SosyalAdalet Partisi bu... Aynı parti, "millimüdafaamız yalnız Türk ırkındanolanlara bırakılır" diyor programında.
Toz pembeymiş ya...
Ergenekon Köylü ve İşçi Partisi insanı şaşırtıyor: "Ergenekon, Türk köylüsünüfaşist bir milliyetçilikle gücüyetmez boş emeller peşinde koşturupbüyük komşumuz Rusya'yakarşı Turancılık yaparak gocundurupkırdırmayı cinayetlerin en hayasızısayacak kadar hakikatin âşığıdır!" Aynı parti, gerçekçiymiş ya, kadınların okumalarını fakat daktilo, ebe, hastabakıcı, muallim olarak kalmalarını, "hükümete, devlet ve millet işinegirmemelerini" istiyor, çünkü "kadınlarındevlet sırlarını bilir siyasilerolmalarına razı değiller"miş.
Bir de Türkiye Yükselme Partisi var. İnönü'nün Milli Şef sıfatından ve "CHP'nin değişmez genel başkanlığından" vazgeçmesinden iki sene sonra bile, tüzüğüne şunu koymuş: "Partinindeğişmez genel başkanı Ali RızaGizdeşir'dir."
Biz şimdi nasıl gülüyorsak, yetmiş yıl sonra bugünlerin tarihini yazacak olanlar da, acaba Dolunay Partisi'ne falan mı daha çok gülecekler, yoksa "CHP milletvekilleriarasında cumhurbaşkanınahakaretin serbest bırakılmasınıisteyenler varmış" diye mi, ağızlarını bırakıp başka taraflarıyla?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.