Türkiye'nin ilk muharebe tankı Altay, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törenle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslim edildi. BMC'nin 63 bin metrekare kapalı alana sahip seri üretim tesisinin açılışının da yapıldığı törende konuşan Cumhurbaşkanımız, tesiste her ay sekiz adet Altay tankının üretileceğini ve beş yıl içinde 250 tankın TSK'ya teslim edileceğini söyledi.
Altay Tankı'nın hikayesi, oldukça uzun ve ibretlerle dolu. Önemli olan, böyle bir tank yapmamamız gerektiğini düşünen dış mihraklar ve içerideki uzantılarının engelleme çabalarına rağmen arık seri üretime başlanmış olması.
Banttan çıkan ilk ürünlerin TSK teslim edilmesi, tabii ki heyecan verici. Ancak, inşallah önümüzdeki yıl sonundan itibaren yeni Altay'ın seri üretimine BMC tarafından üretilen yerli ve milli güç grubu ile devam edileceği müjdesi, çok daha heyecanlandırıcı.
Daha 80'li yıllarda, artık Anıtkabir'deki bayrak direğinin ipini üretmeye başladığımız haberi ile heyecanlandırılmaya çalışılan Türkiye, uçağını, helikopterini, otomobilini, balistik füzelerini… ve nihayet yerli tankını yapabilir hale geldiği için ne kadar şükretsek az.
Savunma sanayiindeki yerlilik oranının yüzde 20'lerden yüzde 80 üzerine çıkması, İHA ve SİHA pazarında hakim konumda olmamız, vaktiyle net alıcı olan ülkemizin artık savunma sanayi ürünleri ihracatında ilk sıralara girmesi ve benzeri birçok husus da şükredilmesi gerekenlerden.
Bütün bunların, bu tür imkanlara sahip olmamamız gerektiğini düşünen dış mihraklar ve içimizdeki uzantılarının engelleme çabalarına rağmen gerçekleştirilmiş olması, işin ibretlik yönlerinden.
'Biz uçak, helikopter, İHA ve tank gibi şeyler yapamayız' şeklindeki öğretilmiş çaresizlik işin bir yönü. Ancak başta savunma sanayi olmak üzere ülkemizin kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacak girişimlerin çoğu zaman içimizdeki uzantılar tarafından kasıtlı olarak engellendiği, vakıa.
Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil, Şakir Zümre ve benzeri isimlerin hakikaten büyük fedakarlıklarla yaptıkları girişimlerin nasıl akamete uğratıldığı, tarihimizin ibret sayfalarını oluşturur.
İHA üretmek üzere yola çıkan Selçuk Bayraktar'a, 'İHA yapmanıza ne gerek var. Konuyu bildiğinize göre dışarıdan yapacağımız alımlarda bize danışmanlık yapabilirsiniz' diyenlerin, 15 Temmuz gecesi iç çamaşırlarıyla poz verenler arasında boy göstermeleri, tesadüf değil.
Seri üretimi başlayan Altay Tankı'nın TSK'ya teslimi üzerine CHP adına yapılan açıklamanın satır aralarında, dışarı ile koordineli yürütülen iç engelleme çabalarına rağmen, başarıya ulaşılmış olmasından duyulan rahatsızlığı hissetmemek, mümkün değil…
Sebeplerini kendilerinin de bildiği sürecin uzaması üzerinden eleştiri yaparken, aslında demek isteyip de diyemediklerinin 'keşke yapmasaydınız' olduğu, ne kadar da sırıtıyor…