Yanlış hesap Bağdat'tan döner denir. İBB eski başkanının diploma hikayesi bu söze örnek. İmamoğlu, 1988'de girdiği imtihandaki 380 puanla üniversiteye giremeyip, KKTC'de kaydolduğu denkliği olmayan bir okuldan normalde 500 civarında puanla girilebilen İÜ İngilizce İşletme'ye 1991'de 'bir şekilde' yatay geçiş yaptığı anlaşılınca, benzer durumdaki birçok kişi gibi diploması iptal edilmişti, malum..
İmamoğlu örneği, sistemin kırılganlığını göstermenin yanında, sağlamlığına dair de detaylar içeriyor. Bazı noktaları baypas edebilseniz bile bir yerlerde mutlaka boşluklar kalıyor ve oraları doldurma imkanınız olmadığı için de kaçınılmaz son sizi gelip bulabiliyor. Telafisi mümkün olmayan bir noktada hem de.
Yıllar sonra da olsa, girdiğiniz imtihanda yeterli puan alamadığınız, KKTC'de girebildiğiniz okulun Türkiye'de tanınmadığı, bir yolunu bularak kapağı attığınız İÜ İngilizce İşletme'ye girebilme kriterlerine sahip olmadığınız gibi hususlar ortaya çıkıyor.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı nihai hedefi olan İmamoğlu, CHP Genel Başkanı'nın da artık bunun olmayacağını kavradığının farkındadır. Hikayenin muhtemel sonu da belli.
İmamoğlu meselesi, yanlış hesabın Bağdat'tan dönmesi sözüne örnek. Ancak, sahte diploma çetesi ile ilgili gelişmeler, yanlış hesabın bazen Bağdat'a kadar da gidemediğini gösteriyor.
Üst düzey bazı kamu görevlilerinin elektronik imzalarını taklitle sahte diploma, ehliyet ve benzeri evraklar düzenlemeye niyetlenen ve daha işin başında Ağustos 2024'de fark edilip sonrasında kıskıvrak yakalananların hikayesi, yanlış hesabın yolun başından döndüğüne örnek.
Öncelikle, farkına varan yetkililerin ortaya çıkardığı sahte diploma konusunu köpürtmek için olmadık iddialarda bulunanlara kulak asmamak gerektiğini hatırlatalım. Bunların ortalığı karıştırmakta kullandıkları 400 akademisyenin işe girdiği ve benzeri iddiaların hiçbirisi gerçek değil. Yakalanan çete marifetiyle işe girebilmiş tek bir kişi bile yok.
Elektronik imzasını taklit eden birilerinin, Gazi Üniversitesinin kurumsal sistemine girmeye çalıştıklarını tespit eden Öğrenci İşleri Daire Başkanı'nın ihbarıyla başlayan operasyonun sonrasının çorap söküğü gibi geldiği, biliniyor.
MEB, Gazi Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Ege, Atatürk, İnönü Üniversiteleri ve YTÜ gibi kurumlara sahte e-imzalarla girildiği tespit edilmesi üzerine, kayıtların incelenmesi ile Ocak ve Mayıs 2025'de 37 kişi tutuklanırken, toplam 199 kişi hakkında dava açılmış durumda.
Sadece Milli Eğitim Bakanlığı'nın yapay zeka destekli uyarı modülünün, 5 Kasım 2024'de ehliyet sınavı veri tabanındaki puanlar ile sınavlara ait modüldeki puanların farklı olduğunu tespit edip alarm vermesi bile, e-devlet sisteminin sağlıklı işlediğine delil.
Konunun basit anlatımı da galiba şöyle: Olur böyle vakalar, Türk Polisi yakalar!..