MİT Başkanlığı döneminde kurumu yeni baştan dizayn ederek yeni yüzyıla hazırlayan Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı'nda da bir yıl önce müthiş reformlar yaptı. Dışişleri Bakanlığı'nın yeni vizyonu çerçevesinde gerçekleştirilen reformlar bağlamında, İran ve Irak da ayrı iki genel müdürlük kurmuştu.
Türkiye'nin Orta Asya coğrafyasına verdiği önemi ve dış ilişkileri kurumsallaştırma stratejisi doğrultusunda da Orta Asya ve Türk Devletleri Teşkilatı Genel Müdürlüğü faaliyete geçirilmişti. Özellikle de, Türkiye'de akademik bir istihbarat topluluğu oluşturmayı hedefleyen MİT AKADEMİSİ faaliyete geçirilmiş, MİT Akademisi'nin, çok dikkatini çeken "Türkiye'de İstihbarat Çalışmaları" başlıklı ilk raporunda, dünyada yükselen istihbarat ve Türkiye gelişmeleri değerlendirilmişti.
Yeni döneme, Türkiye'nin dış politikadaki aktif rolü, bölgesel otonomi arayışı ve stratejik açılımlarının ivmelendiği bir süreç olarak dikkat çekilmişti. Türkiye'nin sinyal istihbaratı, siber güvenlik ve istihbarat teknolojileri alanındaki önemli atılımlarına da değinilmişti. Bu atılımların, Türkiye'nin küresel ölçekteki stratejik gücünü pekiştirdiği ifade edilmişti.
Raporda, Milli İstihbarat Akademisi'nin, 2024'te faaliyete geçmesinin ardından, Türkiye'yi stratejik bir aktör olarak güçlendirme hedefi doğrultusunda bilimsel bilgi üretimini teşvik ettiği ve istihbarat alanındaki uzmanlığı akademik temellere dayandırarak geliştirmeyi amaçladığı hatırlatılmıştı.
12 GÜN SAVAŞI VE TÜRKİYE İÇİN DERSLER....
MİLLİ İstihbarat Akademisi (MİA), İsrail ile İran arasında 13- 24 Haziran 2025 tarihleri arasında yaşanan ve kamuoyunda "12 Gün Savaşı" olarak anılan çatışmayı ele alan "12 Gün Savaşı ve Türkiye için Dersler" başlıklı rapor yayımladı. MİA'nın hazırladığı çalışmada, İran-İsrail çatışmasının geleceği ve Türkiye'nin bu olası senaryolara karşı atması gereken adımlar da kapsamlı şekilde ortaya konuldu.
Kısa sürede bölgesel dengeleri sarsan savaş, hava üstünlüğünden siber saldırılara, kamuoyuna yönelik manipülasyonlardan savunma sanayiine uzanan geniş bir perspektifle ele alındı. 12 Gün Savaşı'nın kısa sürede derin etkiler yaratan yeni nesil savaşların çarpıcı bir örneği olduğu vurgulandı.
İsrail'in sürpriz hava saldırıları ve suikast operasyonlarıyla başlayan savaş, ABD'nin İran nükleer tesislerini bombalamasıyla sona erdi. Modern savaş teknolojilerinin, özellikle hava unsurlarının, savaşın seyrini nasıl değiştirdiğinin açık biçimde analiz edildiği raporda, siber harp, elektronik saldırılar ve kamuoyuna yönelik dijital manipülasyon gibi araçlar da ön plana çıktı.
Bu yönüyle savaş, klasik orduların ötesinde çok boyutlu mücadele biçimlerinin ağırlık kazandığı yeni bir dönemin sinyallerini verdi. İsrail'in tüm teknolojik üstünlüğüne rağmen bu füzeleri engellemekte zorlanmasının, Türkiye için de benzer tehditlere karşı hazırlık yapılması gerektiğini gösterdiği vurgulanan raporda, hava savunma sistemlerinin modernizasyonu ve füze karşıtı yeteneklerin güçlendirilmesi önerildi.
Raporda, Türkiye'nin de büyük şehirlerinde benzer altyapılar kurması gerektiği belirtildi. Raporda, savaşın ardından Türk Hava Kuvvetleri'nin insanlı ve insansız sistem entegrasyonu sürecinin önemi tekrar teyit edildi. Raporda, İran'da diplomatik çözüm yollarının tıkanması durumunda bölgesel türbülansın kaçınılmaz olacağı belirtildi.
SONUÇ: Soykırımcı katil Netanyahu'nun İran'a saldırısı ile başlayan, askeri tırmanma ile devam ederken, ABD'nin İran nükleer tesislerini bombalaması sonrası 12. günde ateşkese bağlanan süreç, sıcaklığını koruyor. Siyonist Netanyahu'nun yayılmacılığı durdurulmadıkça ve Türkiye'nin, Terörsüz Bölge, üniter Suriye, başta PKK-YPG-SDG ve ayrılıkçı odaklarla İsrail kirli tezgahlar kurmaktan men edilmediği sürece Ortadoğu'da kalıcı güven ortamından söz edilemez.
ORTADOĞU'DA FİLİSTİN MESELESİ YOK. SOYKIRIMCISİYONİST- GAAZZE KASABI NETANYAHU MESELESİ VAR.