Geçtiğimiz hafta ABD'yi sarsan skandalı aktarmıştım sizlere.
Amerika'da hızla güç kaybeden ve nefret edilen Siyonist İsrail lobilerinin Amerikan Kongresi'nde kapılarda yalvarır hale düştüğünü anlatmıştım.
Hatta kongre üyelerini Soykırım merkezi Tel- Aviv'e götürerek güç ve algı operasyonu yapmaya "Bakın Amerikan siyasetçileri arkamızda" mesajı vermeye çalıştıkları ortaya çıkmıştı.
Skandal bununla bitmemiş, binlerce çocuk ve bebeğin katilleri ile yan yana gelmemeye çalışan kongre üyelerinin olumsuz dönüşleri üzerine yeni bir operasyon başlatmışlardı.
Milyonlarca dolar, çok sayıda kongre üyesinin cebine konunca pes etmişlerdi.
Paraya tapan kongre üyeleri bu milyonlarca dolar rüşvet karşılığı İsrail'e götürülüp, kukla gibi soykırım aşkına kullanılmıştı.
İşte bu rüşvet skandalıyla ilgili ilk itiraf dün düştü sosyal medyaya.
New Mexico Eyaleti Senatörü Jay Block'un kızı Maddie Block, bir vido yayınlayarak babasının "İsrail'den para aldığını" öne sürdü.
Maddie Block, "Babamın tek İsrail konferansı için bu ülkeye gitmesinin New Mexico halkına nasıl bir faydası var? Babam ruhunu şeytana satmış" dedi.
İşte satılık senatörün kızından gelen o açıklama;
"İsrail'in, artık babama propaganda yapması için para ödemek gibi bir şey yaptığına gerçekten inanıyorum. (Babam) Soykırımın bir yalan olduğunu, sivillerin öldürülmediğini ve İsrail güçlerinin kayıpları en aza indirmek için elinden gelen her şeyi yaptığını söylüyordu.
Ben de babama ne kadar ödüyorlar? Ruhun ne kadar? Çünkü (babam) ruhunu şeytana satmış gibi görünüyor, diye düşünüyorum." Ve bir başka Amerikalı... Adı Tucker Carlson... Televizyon sunucusu, siyasi yorumcu yazar, köşe yazarı ve Fox News'de 2016 yılından beri yayınlanan Tucker Carlson Tonight adlı politika programının sunucusu o. Ekranlara çıktı ve şu açıklamayı yaptı;
"Netenyahu, Ortadoğu'da insanlara açıkça ABD'yi ben kontrol ediyorum, Başkan Trump'ı da ben kontrol ediyorum diyor".
Halbuki Trump daha düne kadar Yahudi olan küresel sermayeye karşı ulusalcı kanadın mücadele için seçtiği bir başkandı.
Trump ile ABD'de devletin her yerine sızıp paralel devlet kuran Siyonistlerle, İsrail lobileri ile savaşılıp tasfiye edeceklerdi. İsrail'e birkaç kez sopa gösteren Trump birden son haftalarda adeta süt dökmüş kediye dönüverdi.
BM kürsüsüne çıkıp "İsrail'in yanındayım" diyen tek lider oluverdi.
Bunun nedeni gayet basitti. MOSSAD ajanı Epstein, işadamı kılığında ABD'de hemen tüm siyasilerle bağlantı kurup, onları Karayiplerde satın aldığı adaya götürdü.
Oradaki saray yavrusu ve çok sıkı korunan devasa malikanede Amerikalı siyasetçilere reşit olmayan küçük kızları sunarak görüntülerini çekti.
Epstein'i cezaevinde derin devlet öldürerek bu sorunu halletmeye çalıştı ancak geç kaldılar. Çünkü o görüntüler çoktan İsrail'e ulaşmıştı bile. Bill Clinton'u da ifşa eden ve oval ofiste Monica skandalı ile vuran da MOSSAD'dı.
Ancak Clinton'un umurunda olmadı.
Trump ise tam bir korkak çıktı. İsrail istihbaratının elindeki görüntüler ona da sızdırıldı. Hemen boyun eğdi.
Şimdi "Epstein'in fuhuş adası" şantajı ile Trump'ı dizginliyorlar.
Başkan Erdoğan'ın ABD'de "Savaşları ben bitiririm diyordu Trump. Gazze'deki yıkım bitti mi? Hayır" serzenişi boşuna değil.
Trump, şantajla diz çöktürüldü, adeta boynuna tasma takıldı.
İş bununla da bitmedi.
ABD'nin başkenti Washington DC'de, Kongre Binası karşısına yerleştirilen bronz bir heykel herkese olduğu kadar Trump ve tüm siyasilere büyük bir şok yaşattı.
Heykelde, ABD Başkanı Donald Trump ile çocuk istismarı suçlarından hüküm giymiş milyarder Jeffrey Epstein el ele tutuşmuş şekilde tasvir edildi.
Heykelde her iki ismin birer ayaklarını havaya kaldırdığı ve gülerek poz verdiği görülürken, altındaki plakette "Başkan Donald Trump ve en yakın dostu Jeffrey Epstein'in uzun soluklu bağını kutluyoruz" ifadesi yer aldı.
Heykelin önündeki plakette ayrıca, Epstein'ın hatıra albümünden alıntılar ve Trump'a ait olduğu öne sürülen bir not vardı. Notta Trump'ın, Epstein'la bazı "Ortak ilgi alanlarını" paylaştığını belirttiği ve çıplak bir kadın figürü çizdiği iddiası da dikkat çekti.
Demokratların bu heykeli yerleştirdiği öne sürülse de operasyonu çeken ve gözdağı veren MOSSAD'dı.
Trump dahil tüm siyasilere "Hepinizin görüntüleri var. Sizler bizim köpeğimiz olarak ne sufle veriyorsak onu havlayacaksınız.
Yoksa rezil ederiz" deniyordu.
Senatörlerin rüşvetlere, Trump'ın şantajlara boyun eğerek ülkelerini Netenyahu ve İsrail önünde diz çöktürmesi, Soykırım'a destek ve ortak olması, koskoca ABD'yi adeta Hitler'in paspası durumuna getirdi.
Tek kelime var artık kullanılacak.
Yazık!...