ABD-Rusya Ukrayna’yı bölüşür mü? A Haber’de çarpıcı yorum
Rusya-Ukrayna savaşı müzakere adımlarına rağmen devam ederken, son olarak Rus İHA’ları, Ukrayna’da Harkiv ve Lviv kentlerine saldırı düzenledi. ABD Başkanı Donald Trump’ın barış söylemleri ve Putin’le görüşme iddiaları yeniden gündeme otursa da ABD-Rusya Ukrayna’yı bölüşür mü? Sorularını da beraberinde getirdi. Konuyu A Haber’de değerlendiren uzman isimler çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Rusya-Ukrayna savaşında taraflar her geçen gün saldırılarında daha da agresifleşirken dün gece Rus İHA'larla Hakiv ile Lviv kentlerine operasyon düzenlendiği aktarıldı. Konuyu A Haber canlı yayınında değerlendiren Akademisyen Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger konuşarak Rusya-Ukrayna meselesinde ABD'nin mutlak kazanan olduğunu belirtti. Ülger, "Rusya'nın kaybı var, Ukrayna'nın ise toprakları işgal edildi. Avrupa, enerji darboğazından dolayı ekonomik kriz yaşıyor, stagflasyona düştü. Avrupa bir bütün olarak savunma harcamalarını arttırma ihtiyacı hissetti." dedi.
ZELENSKİY'DE TÜRKİYE'YE ARABULUCULUK TALEBİ
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Ukrayna meselesinde Türkiye'nin arabuluculuğunu bir kez daha talep ederken, konuya ilişkin konuşan Akademisyen Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, şu ifadeleri kullandı:
Ukrayna meselesinde Türkiye'nin arabuluculuğunu bir kez daha talep etti Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy. Bunu Erdoğan da söyledi konuşması esnasında. Zelenskiy dedi ki: "Türkiye'nin ilkeli duruşundan dolayı teşekkürlerimizi bir kez daha Başkan Erdoğan'a ilettim. Çünkü Türkiye bu konuda her ne kadar Rusya'yla yakın irtibatı, ilişkisi olsa da aslında uluslararası forumlarda güçlü biçimde Ukrayna'yı savunuyor, Ukrayna'nın yanında duruyor. Savunma sanayi alanında kayda değer ölçüde işbirliği yapıyoruz. Birleşmiş Milletler'deki tüm oturumlarda Türkiye Ukrayna'nın bağımsızlığı, egemenliği, toprak bütünlüğü lehinde oy kullanıyor, bu şekilde pozisyon alıyor. Aynı zamanda Kırım davasının yılmaz savunucusuyuz." Bunu eskinden beri sürdürdüğümüz bir politika olarak bu dikkat çekiyor. Şimdi yani bu mesele bundan sonra nasıl bir seyir takip edecek?
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"ABD MUTLAK KAZANAN"
Putin'le Trump Ukrayna meselesini görüştüğü iddiaları gündeme atılırken bunu Rus yetkililer kabul etmedi ama öyle olmasa da pek çok sorunu konuşurken tabii Ukrayna'yı da konuşuyor. Ama Alaska zirvesinden bir sonuç çıkmadı.
Trump'ın Putin'e, Rusya'ya karşı ne tip bir bağımlılığı var? Alaska zirvesi sonrasında Trump "çok önemli ilerlemeler kaydettik, işte belli mesafe aldık" falan dedi. Aslında Rusya'nın resmi tezlerini dile getirdi ve işgal edilen bölgelerin Rusya'da kalması kaydıyla bir uzlaşı, ateşkes sağlanması baskısı yaptı. Bunun tabii kabul edilmesi mümkün değil. Bu ikisi, iki aktör, dünyanın tüm sorunlarını bir araya geldikleri zaman konuşuyorlar. Her ne kadar Trump burada kampanya esnasında ve son dönemde bir ateşkes, bir barış tesisini gündeme getiriyor olsa da aslında ABD bu meseleden dolayı mutlak kazanan tarafta, 24 Şubat 2022'den beri. Yani Rusya'nın kaybı var, Ukrayna toprakları işgal edildi. Avrupa, enerji darboğazından dolayı ekonomik kriz yaşıyor, stagflasyona düştü. Avrupa bir bütün olarak savunma harcamalarını arttırma ihtiyacı hissetti. 2030'a kadar 800 milyar Euro savunmaya kaynak ayırdılar. Ve bunun paralelinde aynı zamanda NATO'nun böyle savunma harcamalarının arttırılması kararı alındı. Lah'de, gayrisafi milli hasılanın %5'ine çıkarılması kararı alındı. Sadece İspanya bu konuda itirazı kayıt söyledi. ABD birkaç açıdan kazanıyor. Yani Trump'ın tavrından farklı olarak: Birincisi, evet, Ukrayna NATO'ya katılamadı ama Finlandiya, İsveç katıldı.
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
NATO GERÇEKTEN İŞLEVSEL Mİ?
İkinci olarak NATO'nun beyin ölümünün gerçekleştiği konuşuluyordu. NATO, Varşova Paktı kalkalı on yıllar geçti. Neden varlığını devam ettiriyor? Bu tehdidin ortaya çıkmasıyla birlikte NATO tekrar Amerikan patronajı altında yekpare bir görüntü sergiledi. Geçmişte Amerikan buradaki Amerika'nın dominant konumuna, patronajına meydan okuyan aktör Fransa'ydı, Charles de Gaulle falan. Sonradan işte Macron bunu taklit etti.
Taklit etti ama şimdi güçlü biçimde NATO'nun yekpare hareket ettiğini görüyoruz. Üçüncü Amerika'nın kazancı da şu: NATO'nun Avrupalı ortakları savunmaya kaynak ayırmıyorlardı ve aslan payını ABD ödüyordu Avrupa güvenliği bakımından. Bunu kabul ettirdi en son Lah'de zirvesinde. Bütün bunlara baktığımızda ABD kazandı diyebiliriz.
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"SOVYETLERDEN BU YANA EN ZORLU ZAMANLAR"
Konuya ilişkin bir yorum da Savunma Güvenlik ve Strateji Uzmanı Y usuf Alabarda'dan geldi. Rusya'nın kazandığı noktaların olduğu gibi kaybettiği noktaların da bulunduğunu belirten Alabarda, şunları söyledi:
Yani Rusya elbette kazandığı noktalar var, kaybettiği noktalar da var. Bu şekilde bir anlaşma masasına oturulduğunda Rusya, "Hadi bakalım ben bütün işgal etmiş olduğum alanlardan geri çekiliyorum" demeyecek.
Dolayısıyla da bir kazanç olarak kendi hanesine yazılabilir. Özellikle Donbas gibi sanayileşmiş bir bölgeyi Hitler zamanında istemişti, Putin de istiyordu. Orada yaşayan Rus azınlıklar bu işin garnitürü oldu. Dolayısıyla bu açıdan baktığımızda evet kazandı. Fakat içeride de gücü konsolide etti Putin bir yandan da yani öyle bir durum var.
Ama Rusya bu anlamda içeride gücünü konsolide etse de konvansiyonel harp yeteneği olmayan bir ülke gibi. Zırhlı araç kaybı, insan kaybı, kaynakların tükenmesi... Bugün okuduğum bir uluslararası makalede Rus savunma sanayisinin Sovyetler döneminden bu yana yaşadığı en zorlu zamanlar olduğu söyleniyor.
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"RUSYA'NIN 150 BİNİN ÜZRİNDE İNSAN KAYBI VAR"
Yani o anlamda baktığımızda da yani 150.000'in üzerinde insan kaybı olduğu söyleniyor Rusya'ya ait. Bu bile büyük bir rakam. Dolayısıyla savaşın kazananı olmaz. Hani ortaya bir laf olsun diye söylemiyorum bunları ama Rusya'nın bu anlamda kaybı oldu ama o masadan kalktıklarında da Donbas bölgesi ila nihaye Rusya'ya ait olabilir. Yani bu açıdan baktığımda da Rusya'nın kazancı bu noktada olmuş olabilir.
RUSYA'DAN 5 AYRI BÖLGEYE İHA SALDIRISI
Ukrayna'ya Rus saldırıları devam ederken dün gece Rusya tarafından Harkiv ve Lviv kentleriyle birlikte toplam 5 bölgeye İHA saldırıları düzenlendiği belirtilirken konuya ilişkin konuşan Kemal Olçar, şöyle konuştu:
Füzeler de var. 20 kişi hayatını kaybediyor, 66 kişi de yaralandı gelen bilgilere göre. Ve işte çevrede de otomobiller, binalar yakılıyor, yıkılıyor görüntüler içinde.
Çok yıkıcı bir atış yapılmış burada hakikaten, hedef gözetmeksizin atmışlar Ruslar. Şimdi burada iki süreç var, onu hemen izah edeyim çok kısa. İspanyollarla Ukraynalıların, yani Zelenskiy'yle İspanya Başbakanı'nın beraber yürüttüğü bir süreç var. Bu açık bir süreç. Orada bir karar verdiler. Ukrayna'yı, Ukrayna devletinin tezleriyle destekleyen devletlerle yakın temas kurma kararı alındı. İlk etapta, ilk adımda Türkiye'ye geldi. Çünkü Türkiye'nin duruşu başından beri belli. İkinci bir süreç daha var. İkinci süreç de gizli yürütülüyor. Onu da Amerikalılar kendi içinde yürütüyor. Steve Vitkov, onun liderliğinde yürütülen bir model var.
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
28 MADDELİK BİR GİZLİ PAKET
O da Gazze modeli deniyor ona da. Orada da 28 maddelik bir gizli paket şu anda var. 24-26 Ekim tarihlerinde galiba Miami'de bir toplantı yapıldı, Amerikalılar yaptı. Dört başlık ortaya koydular. Bunlardan bir tanesi Ukrayna'daki barış. Ondan sonra Ukrayna'daki işte Avrupa'nın güvenlik garantisi, çok önemli. Amerika'nın Rusya'yla ve Ukrayna'yla gelecekteki ilişkileri kodlanmaya çalışılıyor şu anda. Şimdi dolayısıyla bu dört ana başlıklı 28 maddelik anlaşma çok gizli bir anlaşma. Dolayısıyla burada bence el altından bu gizlilik Rus istihbaratıyla da koordine ediliyor gibi gözüküyor. Çünkü burada hani Gazze modeli dedik ya, son Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin onayladığı iki ülkenin çekimser kaldığı plan var. Filistinsiz bir orada plan gözüküyor. Burada da sanki Ukraynasız bir plan ortadaymış gibi gözüküyor gizli planda.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN


