Eskiden 112 acil servis numarasına gelen garip ihbarlardan haber yapardık.
Şimdi canı sıkılan, kendine iş arayan
vatandaş Murtaza (Bkz. Bekçi Murtaza)
CİMER'i meşgul ediyor.
Geçenlerde bu arkadaşlardan biri tutmuş CİMER'e şöyle bir şikâyet döşenmiş:
"Vedat Milor'un 4 Ocak 2025 tarihinde YouTube kanalında yayınlanan videoda açık bir şekilde reklam yapılmasına rağmen video açıklaması veya içinde herhangi bir işbirliği veya reklam ibaresi gözükmemektedir. Video yayınlanır yayınlanmaz İBB'nin sosyal medya hesaplarında paylaşılmıştır. Açık bir şekilde reklam amacı güdülmektedir. Bir vatandaş olarak gereğinin yapılmasını rica ederim."
Ticaret Bakanlığı da başvuruyu ciddiye almış. gurme
Vedat Milor'dan, kent lokantasının yemeklerini övdüğü videosuyla ilgili yazılı savunma istemiş. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunu'nun
"örtülü reklam" maddesini hatırlatıp özetle
"Reklam mı yaptınız, para aldıysanız vergisini ödediniz mi?" diye sormuş.
Milor'dan gelecek cevap da dosyayla birlikte Reklam Kurulu'nda görüşülerek karara bağlanacakmış.
Hiçbir kurumdan para almadığını söyleyen Milor, kent lokantasına da
"Kendi isteğimle gittim" diyor.
Çağrılsa ne olur? İBB bir devlet kurumu. Kent lokantası da kurumun kamu hizmeti için açtığı bir işletme.
Eğer "reklam" konusunda çok hassaslarsa, ortalık, sosyal medyada belediye başkanlarına, milletvekillerine, bakanlara yıkama yağmalama videoları çekmeyi iş edinmiş ve bu faaliyete
"gazetecilik" diyen adamlardan, kadınlardan geçilmiyor.
Mesleğin itibarına jilet atıp yeri gelince gazeteci, sıkışınca da
"içerik üreticisi" olan bu yeni türle ilgili CİMER'e hiç şikâyet gitmiyor mu mesela?
Evet, köşe yazarları arasında bu olayı
"kime yarar" perspektifinden okuyup
Milor'la ilgili süreci başlatanların
"Gizli İmamoğlucu" olduğunu söyleyenler var.
Herhalde bildikleri bir şey var.
Bu işler kime, kimlere yarar bilmem ama Türkiye'ye zararı olduğu kesin.