Yine FETÖ eksenli tuhaf şeylerin devreye sokulduğu günlerden geçiyoruz. Güç ve para merkezli salıvermeler, darbe davalarını sulandırma girişimleri, 15 Temmuz'da MİT'e bilgi veren Binbaşı O.K'yla ilgili iddialar ve Meclis Araştırma Komisyonu'nun açıklamaları... Herkesin kafasında onlarca soru işareti var.
Bu durumu CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu, "kontrollü darbe" ve "AKParti'de 180 ByLockçu var" açıklamalarıyladaha da içinden çıkılmaz hale getirdi.
Bugüne kadar da ne çıkıp iddiasını ispat etti, ne de bir anlık söylenmiş bir sözdür deyip sustu. Şu çelişkisini de hatırlatmakta yarar var; hem Gazi Meclis'te CHP'lilerin darbeye karşı direndiğini söylüyor hem de o darbenin kontrollü olduğunu. Acaba hangisi doğru?
Bu çelişki ve belgesiz iddialar da doğal olarak FETÖ'nün işine yarıyor.
Yoksa Kılıçdaroğlubunu bilerek mi yapıyor?
Eğer "Kontrollüdarbe"yi ve AKParti'deki 120-180 arasıByLockçuyu belgeleriyleaçıklamazsa işi zor, bu zanüzerine yapışır kalır.
Şimdi gelelim MİT meselesine...
Bu konuda da soru işaretlerinin haddi hesabı yok. Şu sıralarda daha çok 15 Temmuz günü MİT'e gelen Binbaşı O.K. ile ilgili şüpheler var. Buradan yola çıkıp MİT'in darbeyi bildiği ve bildiği halde önlemediği söyleniyor.
Acaba yine bir algı operasyonuyla mı karşı karşıyayız?
Diğer taraftan ben MİT'in ve Türkiye'deki diğer istihbarat birimlerinin son yıllarda önemli olayların hiçbiriyle ilgili önceden yeterli bilgi almadıklarını düşünüyorum.
Bunu da MİT'le ve o binbaşıyla ilgili daha önceki birkaç yazımda dile getirdim. Hatta bir yazının başlığı "MİT ne işe yarar?"dı.
O yazıda MİT'in eski müsteşar yardımcısı Emre Taner'in Meclis Araştırma Komisyonu'na yaptığı şu tespiti aktardım: "Samimiyetle ifade etmeliyiz ki, olayın15 Temmuz'da yaşanan boyuta geleceğinigösteren bilgiler alınamamıştır."
Bilgi alamayan MİT darbeyi mi kontrol edecek? 7 Şubat 2012'de kendisine kurulan kumpası bile öngörmeyen bir MİT'ten söz ediyoruz.
O yazıda darbeye teşebbüs etmek ve terör örgütüne üye olmaktan gözaltına alınan Yarbay Murat Bolat'ın şu ifadesine de yer vermiştim: "Alay Komutan Yardımcısı YarbayHalil Gül, Yarbay Özcan Karacan, BinbaşıOkan Karakurt'la buluştuk. İki araç halindeAnkara istikametine seyir haline geçtik. Sonra bir sivil araç daha katıldı. OSTİM semtinde bir daireye gittik. Evdeisimlerini bilmediğim Özel Kuvvetler'den4 kişi daha vardı."
Tarih 8 Temmuz. Arabalarla Ankara'nıngöbeğinde bir benzin istasyonunda buluşup bueve gidiliyor ve evde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ave MİT'e yapılacak saldırı planlanıyor.
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, bu isimlerden biri Binbaşı O.K mı acaba? Eğer öyleyse çok daha fazla bilgi sahibidir.
Daha önce de sordum, O.K nerede? MİT'in elemanı mı değil mi? Bu doğrulanmadı. Son duyduğum "Çok farklı bir hayata kavuştu" iddiası beni çok şaşırttı.
Acaba doğru mu?
MİT meselesi nereye gitsek karşımıza çıkıyor.
Önceki gün Adnan Menderes Üniversitesi'nde 27 Mayıs ve Darbeler Sempozyumu'na katılan Ortadoğulu akademisyenlerle ayaküstü sohbette bölgeyi konuştuk.
Onlar daha çok Türkiye'nin Suriye'de ne yapacağını merak ediyordu. Konu buraya gelince, istihbarat örgütleri ve doğal olarak MİT de konuşuldu. Bir akademisyenin şu tespiti vahimdi: "Bölgede istihbarat örgütleri savaşısürüyor. Ben Türkiye'nin bu alanda çokzayıf olduğunu duyuyorum. Sadece şuörnekler bile yeterli. Sizin gazeteler günlerce,PKK'nın azılı yöneticisi Bahoz Erdalile Reyhanlı katliamı sorumlusu MihraçUral'ın öldürüldüklerini yazdı. Sonra ikisininde ölmediği anlaşıldı. Bu nasıl iş?"
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.