HAŞMET BABAOĞLU

Açın interneti...
Bilimsel kaynakları temel alarak "Orman yangınları niye artıyor?" diye araştırın...
Başlıklar pek güzel...
"Orman Yangınlarının Sebepleri ve Sonuçları" diye bir başlık; altında üniversite adı falan...
Sonuç?
Hepsi yuvarlak cümleler...
Hepsi "iklim programı" propagandacısı...

***

Ülkemizin en cilalı üniversitelerinden biri "atmosferik kararsızlık" diyor.
Muğlak, birçok anlama geliyor ama her durumda "doğru" çıkacak bir cevap.
Lakin açıklama "Gelecekte orman yangınlarının daha da artacağını şimdiden söyleyebiliriz" cümlesiyle bitiyor.
Buyurunuz...
Kolektif endişe kültürüne bir katkı daha...

***

Tabii tanıdık meteorolog, ziraatçi, uzman vs. varsa...
Eksik kalmasınlar...
Onlara da sorun...
Kural belli; "iklim krizi" diye söze başlayıp bitiriyorlar.
Kriz...
Eh, bu kelime her şeye yetiyor zaten.
Birini orman yakarken yakalasanız, o da ruhsal krizinden dem vuracak zaten...
Unutmadan...
Adını vermemi istemeyen bir eski bürokrat, "Ülkemizdeki orman yangınlarının yüzde 45'inin ormanların üzerinden geçen enerji hatlarından kaynaklandığını" söyledi.
Günahı boynuna...

***

TV'lerde görmüşsünüzdür...
Çok serin bir iklime sahip Kanada'da bu yıl çıkan orman yangınları bir türlü söndürülemiyor.
Medya ve başbakan "iklim değişikliği"ni sebep gösteriyor.
Hazirandan beri 10'dan fazla kundakçı yakalanmış ama aldıran yok!
CBS kanalı "suçlu"nun kim olduğu konusunda kararlı: "Kanada'daki orman yangınlarının artışından karbon emisyonlarını azaltmaya yanaşmayan petrol şirketleri sorumludur."
Daha ilginç olanı da şu...
Kanada Ulusal İtfaiye Kurumu'nun istatistikleri orman yangınlarının şimdi değil, 1989 yılında zirve yaptığını gösteriyor.
İstatistiklere bakan var mı? Birkaç dışlanmış akademisyen haricinde yok!
Bir de buradan yakın!

***

Peki ben niye bu konulara takılıyorum?
"Cahillik" olsun diye...
Yoksa ne olacak?
"İklim krizi" de, geç işte!
Sistemin "okumuş" köleleri bunu demenizi bekliyor, nasılsa...

***

NOT DEFTERİ
Ormanlar ve korularda halklar ve aileler halinde yaşayan ağaçlara hayranım ben. Tek başına duran ağaçlara daha da hayranım. Şu ya da bu zaaftan ötürü sıvışıp giden münzevilere benzemezler. (HERMAN HESSE / Ağaçlar)