HAŞMET BABAOĞLU

Diyorsunuz ki...
Madem sözünü tutup güncel politikadan bahsetmeden duramıyorsun...
O zaman yeni Bakanlar Kurulu hakkındaki yorumunu da görelim...

***

Bu merakta saklı bir yön var elbette.
Akıllar ekonomi yönetiminde...
Mehmet Şimşek ve kadrosu hakkında ne düşündüğümü soruyorlar esasında...
Söyleyeyim...
Püf noktası kelimelerin içine saklanmış halde...
Nasıl mı?
Şöyle...
Bazıları sadece faiz, kur, mevduat, döviz vesaireyle ilgileniyor olabilir.
Daha doğrusu, günümüzde bütün medya araçlarıyla dikkatler bu noktalara yönlendirilmiş olabilir.
Devlet de ister istemez "hazine"sine dikkat kesilmiş halde.
Ama ekonomi dediğimiz şey çok daha geniş bir alan.
Hayatın ta kendisi artık!
Gelip çarpınca da insana, öyle geniş geniş çarpıyor; her yandan...

***

Mehmet Şimşek'in görev tanımı ne?
Hazine ve Maliye Bakanı...
Ama vatandaşa bu kadarı yetmiyor.
Biliyorum...
Global neoliberalizm rüzgârı ve finans-kapital sistemi 30 yıldır bütün hükümetleri "hazine ve maliye"nin dar hücresine kapattı...
Oysa mesela yaz zamanı bu kadar pahalı kiraz yemek normal değil.
Kiraların yüksekliği akıl almıyor.
Her asgari ücret artışının tüketim iştahını artırıp enflasyonu okşaması normal mi?
İstihdamın bir türlü istenen artışı yakalayamaması sadece "finans" işi mi?
Sonuç olarak...
Hazine ve Maliye'ye yeni bir bakan, taze bir kan gerekiyordu.
Lakin bana bir de "ekonomi" bakanı lazım!

***

Bazı arkadaşları aklım almıyor.
Şimşek göreve geldiğinden beri coşku içindeler.
Eh insan düşünüyor; daha önceki ekip görevdeyken bunları niye söylemediniz?
Oysa Cumhurbaşkanı apaçık...
Yeni ekibi "deneme" arzusunu dile getirirken şüphelerini de söylüyor.
Peki medya niye "ortodoks faiz politikası"nı yeni keşfetmiş gibi konuşuyor?
Eski ekip görevdeyken "Artık bütün dünya faiz konusuna bizim gibi bakıyor" diyenler şimdi susuyor...
Hele TÜSİAD üyesi hallerine bürünen muhafazakâr yorumcular falan...
Tuhaf değil mi?
İlginç günlerdeyiz, velhasıl.

***

NOT DEFTERİ
Soylu korkmazlıklarıyla, hesaplara sığmaz direnişleriyle tarih yapan, ama yaptıkları tarihe sahip çıkmasını pek de bilmeyen bizim insanlarımız... (KEMAL TAHİR / Yol Ayrımı)