Toplu halde salaklaştırılıyoruz... Şimdi böyle
dedim ya, aklınıza hemen
"yalan haberler" (posttruth)
falan gelecek, biliyorum...
Pandemi gibi en
hayati konularda bile her
kafadan ayrı ve çelişik bir
"
bilimsel bilgi" ifadesinin
ortaya çıkışını da düşünebilirsiniz tabii... Ve
tabii
sosyal medya etkisini de hesaba katacaksınız...
Ama size bir şey söyleyeyim mi?..
Olay (siz isterseniz buna "operasyon" diyebilirsiniz!)
bizi güldüren şeylerin değiştirilmesiyle başladı. Akıl çekti gitti. Latife, nükte
deseniz, ne kadar arasınız, bulamayacağınız
şeyler... Fıkra mı? Çok demode. Zekice şakalar
mı? Kimse ilgilenmiyor... Artık sadece düşük
alaylar, hoyrat şakalar, olağanüstü kaba cinsel
göndermeler ve bomboş davranışlar komedi
işlevi görüyor. Hele genç kuşakların Youtube
ve Tiktok'ta güldükleri şeylere
bakıp şaşırıyorum.
Ağlanacak şeylere, acınacak
davranışlara katıla katıla
gülünüyor... Ne yazık ki,
gerçek şu:
Kitlesel salaklaşma/ salaklaştırılma tam da budur, buradan başlayıp ilerler...
***
Dikkatli okurlarım fark edeceklerdir. Hep "
kitlelerin sersemleştirilmesi"nden söz ederdim. O halde şimdi niye
"salaklaşma"yı tercih ettim, anlatayım. Mesela "
uyku sersemi" deyimini düşünün. Farsça kökenli "sersemlik" bir tür "sarhoşluk" veya "ayılamama" halidir. O yüzden "kitlelerin sersemleştirilmesi" dediğimde kastettiğim şey
"kolektif hipnoz"dur. Ama
"salaklaşma" başka bir şey! Boş boş bakan, boş şeylere ilgi duyan, boşluğa kahkaha atanlara bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız... Kelimenin kökeni de açıklayıcı zaten:
"Salmış kafalar..."
***
Komik Youtuber'lara, Tiktok komedyenlerine bakıyorum. Milyonlarca izleyen gülüyormuş... İyi ama bu videoların tekinde bile sevinç duygusunun, hakiki neşenin izi yok!
İçinde sevinç olmayan kahkaha kadar ruhu hızla alçaltan pek az şey vardır.
***
Bahar geldi ya,
Hayriye Hanım meyve ağacı fidelerini etrafa dikmeye başladı. Benim en değerli ahbaplarımdandır, uzun yıllardır tanırım.
"Meyve ağacı diktim" derken gözlerinin nasıl parladığını, bana domates, dereotu, biber fideleri getirdiğindeki sevinci görmeniz gerek.
Bir Trabzon hurması ve birkaç da kayısı fidesini de mahallesindeki boş arazilere dikmiş. "Belki büyürler de, çocuklar görünce sevinir" diyor. Dünya Hayriye Hanımlar'ın yüzü suyu hürmetine dönüyor.