"Bilimin ve aşkın harmanlandığı rüya gibi bir evlilik." Çifti kapak konusu
yapan dergideki başlık bu. Bir hafta
sonra cerrah koca önce karısını sonra
kendini öldürdü... Klişeler mahvediyor
bizi. Neden? Çünkü
bu uyduruk yargılar, bu süslü yalanlar sadece
dergileri, gazeteleri, TV'leri değil, doğrudan
zihinlerimizi de işgal ediyorlar.
Yalan hayatlar süslü kelimelerle örtülüyor.
Sonrası? Acıklı...
***
Kahramanlardan biri doktor olunca adı
bilim oluyor. İlişkide tutkulu bir yan söz konusuysa, hemen
aşk kavramı yardıma çağrılıyor. Oysa ne ilgisi var? Cesaretiniz varsa, cevabını verin: Hiçbir ilgisi yok!
***
Son anda büyümesi önlenmiş çatışmaların, bastırılmış psikolojik sorunların, herkesin imreneceği bir zenginlikle perdelenmiş mutsuzlukların "
rüya" gibi bir yanı olabilir mi?
Kabustur o, kabus... Bunu yaşayanlar hiç vakit kaybetmeden gerçeği kendilerine itiraf etmeliler.
***
Lokantalar ve kafelerin hali ne olacak? Bütün dünyada en çok tartışılan
konulardan biri bu... Mekanın
yüzde otuzunu kullanmak, müşterinin
fazla kalmasını engellemek falan, bunlar
çocukça kendini kandırmacalar,
geçiniz. Belki her şey eski haline dönmüş
gibi hissedip rahatlayacağımız bir
zaman da gelecek, fakat bu durumun
uzun sürmeyeceği düşünülüyor. Çünkü
sık sık yazdığım gibi, salgın sırasında
davranış kalıplarımız ve seçimlerimizde
yeni sayfalar açıldı. O halde soralım:
Menülerin daralacağı, birçok yemeğin masada açılmak üzere paketleneceği bir dönem gelecek mi? Öyle görünüyor. "Fine-dining" için
kıyamet!
***
Tabii "dışarıda yeme içme sektörü çok inatçıdır, her krizden güçlenerek çıktı" diyenler de var. Haksız sayılmazlar. Fakat bir noktayı unutuyorlar: Ya "
dışarısı" dediğimiz şey hedef alındıysa? PANDEMİ'nin esas derdi "
dışarıdaki hayat"ın yoğunluğunu düşürmekse? Bunun da işaretleri çok...
***
Amin Maalouf'un yeni romanı "
Empedokles'in Dostları" gerçekten farklı ve ilginç... İlk başta bir Trevanian romanını andırıyor, sonra distopik bir dünya kuruyor. Bir yanıyla "
artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" romanı, öte yanıyla bugün yaşadıklarımıza yönelik "
kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" romanı aslında... Ama neyi anlayacak gelin?.. Orası karışık. Okuyorum. Bir şey çarçabuk kitabı bitirmemi önledi. Ben de onu anlayamıyorum.