Yirminci dakika geçtiğinde bizim çocuklar sahaya döndüler. Televizyonlarda Şampiyonlar Ligi müziği çalarken gördükleri oyuncuların karşısına dikilmiş,"Acaba bize Şenol Hoca'nınanlattıkları doğru mu?" diye "karakara" koşuyorlardı. Eşik o dakikaya denk geldi. Birlikte hareket edip, doğruyu bulduklarını gördüler. Bunun üstüne de son Dünya Şampiyonu'na fırsat vermediler. "Oluyor galiba"dedikleri andan itibaren de geceninsüprizi için hazırlıklarını yapmayabaşladılar. Şanslıyız; çünkü Cengiz Ündergibi ekstra bir oyuncumuz var. Mahmut ve İrfan'ın son iki yılızaten bu tip mücadelelerle geçmişti. Burak Yılmaz kaptanlığının hakkını verirken, defans dörtlümüzün hatasıza yakın pozisyon aldığını, aklı ön plana çıkardığını da izledik.
İlk golün duran toptan gelmesi planın bir parçası. İkincisinin yine soldan gelmesi de Şenol Hoca'nın "maden" işlemesi. Rakibin en zayıf halkası (Lucas Digne) üzerinden bir kafa pası, bir gol atağı. Deschamps'ın ikinci yarıya sol bek değişikliği ile başlaması boşuna değildi.
Evet; Şenol Güneş her anı ve pozisyonu hesapladı. Bekleneninaksine 4-1-4-1 ile oynadı. Devre bittiğinde biri itirazdan iki sarımız vardı. Yani; öyle "vur - kır" da yapmamıştık. İkinci yarının en önemli oyuncusunun yaptığı net kurtarışlar ile Fransa kalecisi Lloris'in olması da "bizim çocuklar"ın ne kadar doğru oynadığının göstergesi.
Geçmişimizde böyle galibiyetler var. Ama böylesine bilerek, planlayarak, rakibi sıfırlayarak, üçüncü bölge baskısı için her fırsatı kovalayarak, golü kendi alın terimizle yaparak olanı ben hatırlamıyorum. Şenol Güneş vebizim çocuklar bu yüzden başkayerdeler. Tesadüfün uzağında kalan müthiş bir zafer kazandılar. Hepsinehelal olsun.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.