ENGİN ARDIÇ

CHP sahaya inecekmiş...
Daha önce herhalde Olympos dağındaymış.
İnecekmiş ama "İstanbul modeliyle" inecekmiş...
Bu model herhalde besmele bilen bir Karadenizli müteahhit bulup onu "solcu lider" diye pazarlamaya yönelik olsa gerek.
Yoksa gazeteci kılığında bir militan bulup televizyon tartışmasının sorularını yayından birkaç gün önce ona "çaktırmadan iletmeye" mi dayanıyor?
Her neyse, "oyunu arttırma potansiyeli olan" iller varmış.
"Düşük oy aldığımız iller" diyemiyorlar, ayıp olur.
Buralarda "belirli çevrelerle" görüşmüşler ve genel başkanlarına sunulmak üzere raporlar hazırlamışlar.
Fakat Kılıçdaroğlu bu raporları beğenmemiş.
Acaba "boşuna uğraşmayalım, buralardan bize zırnık çıkmaz" gibilerden bir sonuca mı varmışlardı?
Şimdi yeniden sahaya ineceklermiş, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve özellikle kanaat önderleriyle görüşeceklermiş...
Tüccar kulübüne ve cami imamlarına danışacaklar, eh, "münasip" bir cevap da alacaklar.
Peki, daha önce gönderilen heyetler kimlerle görüştüler?
CHP il başkanlarıyla ve köy öğretmenleriyle herhalde.
Fakat oralardan "kocası domuz yiyen il başkanı" da pek çıkmaz.
Eskiden olsa kolaydı, vali ve belediye reisi ve de Kızılay başkanına sorardın, "CHP kesinlikle kazanır" cevabını alıp rahatlardın. Jandarma komutanı da onaylardı.

***

Hani tıpkı "Amerika'yla ilişkilerden" sorumlu Ünal Çeviköz gibi, CHP'nin bir de "spor işlerinden" sorumlu bir genel başkan yardımcısı var: Yıldırım Kaya.
Bir CHP hükümetinde gençlik ve spor bakanı olmanın hayaliyle yaşıyor sanırım.
Kendisi bir konuşmasında Atatürk'ün sporcu olduğunu söylemişti de, hangi sporları yaptığını sormuştuk...
"Kürek çekerken görülmüştü" bile diyemedi.
Bu zat ikide bir yanına birilerini alıp Anıtkabir'e çıkar.
Gene çıkmış, bayram değil seyran değil...
Saygı duruşunda bulunmuş, şeref defterine de bir şeyler yazmış.
Nasıl olsa memur gazetesi yer verecek... Emekli memurlar da "maşallah ne sporcu partimiz var" diye sevinecekler.
"Size söz vermeye geldik" demiş, sporcu yetiştireceklermiş.
Ben olsam şu soruları sorardım, hazır gitmişken:
Büyük Atam, acaba Beşiktaş'ta başkanlık seçimini kim kazanacak?
Beşiktaş'ın borçları nasıl ödenecek?
Galatasaray'ın Nzonzi, Lemina ve Seri'yi ortada oynatması mı daha doğru olur, yoksa Donk, Selçuk ve Linnes üzerinden çalışması mı?
Burak Yılmaz'ı Fransa maçında kulübeye tıkmak ne kadar doğrudur?
Yoksa Fransa maçında "şerefli yenilgiye" yatacağımızı çok mu belli ediyoruz?