Türk ekonomisi beklenmedik ölçüde büyüdü, yılın ilk çeyreğinde yüzde 5... Dört buçuğu geçmez demişlerdi.
Burjuva memnun, halk memnun...
Borsa rekor kırıyor...
Demirel'in deyimiyle "eyidireyi"...
Uzmanlar, "bu gidişle" yıllık yüzde 6'yı da buluruz diyorlar şimdi.
Bunda elbette yöneticilerin (siz Tayyip Erdoğan anlayınız) "teşvikler vevergi indirimleriyleiç tüketimi canlandırması" etkili oldu. Öte yandan ihracat da katlandı.
Sanayi üretimi hızlandı.
Yalnız sanayi değil, tarım üretimi de arttı.
Yani Türkiye'yi yönetenler "talebicanlı tutarak hattapompalayarak arzıarttırmayı" denediler ve başarılı oldular.
Soyut ve kutsal bir devlet fikrine tapan faşistlerin deyimiyle "halka para dağıtılıyor!" Evet, dağıtılıyor. İyi de ediliyor.
Faşistler "ama devletidüşünen yok" dediler.
Bu da, yalnızca memuru düşünen "İsmet Paşakafası"dır işte.
Yönetim "halkı" düşünüyor.
Burjuvaya, evet, para kazandırıyor ama refahtan halka da pay veriyor. Ali Ağaoğlu'nun fırıl fırıl köşeyi dönmesi, ama binlerce vatandaşın da çok ucuza ve çok ehven ödeme koşullarıyla yepyeni ve lüks birer ev sahibi olması buna güzel bir örnektir.
Yönetim, ekonomi güçlü olursa devletin de güçlü olacağını biliyor. Üstelik askeri harcamaların PKK ile savaş yüzünden çok arttığı bir dönemde ekonominin bu "performansı" gerçek bir güven ortamının sağlandığını gösteriyor.
Münafıklar da yok değil tabii...
Bu büyümenin "büyüyelimde nasıl büyürsek büyüyelim"yaklaşımıyla gerçekleştiğinisöylüyorlar. İlle bir çamur atacaklarya...
Her Allah'ın günü '"üretimiarttırmak şart" diye yazıyazanlar, sanayi üretimindekiartışa şimdi burun kıvırıyorlar.
Dillerinin altında "keşkeCHP iktidarda olsaydı da bubüyümeyi o sağlasaydı" cümlesiyatıyor ama bunuaçık açık dillendiremiyorlar...
"Döviz önkapıdan giriyor,arka kapıdançıkıyor"muş...
Piyasada durum iyiymiş, döviz kıtlığı yokmuş, dolayısıyla döviz fiyatları artmıyormuş, tam tersine düşüyormuş ama... Cari açık varmış.
"Döviz gelsin ama gitmesin" mantığı da ekonomiden hiç anlamayan İsmet Paşa mantığıdır.
Devlet bütçesini "asker ailesibütçesi" gibi gördüğü içinonu hep denk getirmeye, hayırlısıylaay başını bulmaya çalışanbürokrat mantığı.
Bu kafa "dövizi yatırımada ithalata da yöneltmeyi"hiç düşünmemiş, yastığının altındatutmuş, turşusunu kurmuştur.
Diğer bir çamurcu kesim, bu büyümenin "sürdürülebilir" olmadığını söylüyor.
"Mali daralma" istiyorlar.
Bütçe açığı başka türlü kapanmazmış.
Ki, Tayyip Erdoğan 2019 seçimini kazanamasın!
Bu tuzağa düşecek adam değildir. Büyüme sürecek, Erdoğan da seçimi kazanacaktır.
Enflasyon düşmeyebilir, ama hızlı büyümenin bedelinin bu olduğunu da evvelce söylemiştik.
İsmet Paşa gibi hem ekonomiyi taş gibi dondursa hem de enflasyonu engelleyemese, mesela doları da doksan kuruştan iki yüz seksen kuruşa zıplatsa daha mı iyiydi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.