'Kahve dövücünün hınk deyicisi' sözü, hiçbir katkı sağlamadıkları halde ortalıkta görünüp neticeden pay kapmak isteyen kimseler için kullanılır.
Cumhuriyet'te yayımlanan, tutuklu İBB eski Başkanı'nın ülkemize Eugofighter uçakları satışı konusunda Almanlar nezdinde devreye girdiği algısı oluşturma amaçlı haberi görüp, 'kahve dövücünün hınk deyicisi' sözünü hatırlayanlar olmuştur.
İngiltere'nin uçak satışını Almanya'nın veto etmemesi gerektiği, malum. Ancak Ukrayna'daki gelişmeler sebebiyle Rusya korkusu iyice artan Almanya'nın, Türkiye'nin güçlenmesinin NATO ve dolayısıyla kendisinin de güçlenmesi anlamına geldiği için uçak satışına onay verdiği de konunun esası. İBB eski Başkanı ve CHP Genel Başkanı'nın 'kahve dövücünün hınk deyicisi' durumuna düşmeleri, rol kapabilme telaşlarından.
Yolsuzluk, rüşvet, irtikap gibi sebeplerle tutuklanan adı geçenin, 'Terörsüz Türkiye' sürecine dair değerlendirmesi de unutulmama isteği ve Cumhur İttifakı içinde fitne çıkarma gayreti ile ilgili.
PKK ile içli dışlı olduğu dönemlerde DEM ile Kent Uzlaşısı adı altındaki iş birliği kapsamında, başta İstanbul'un ilçeleri olmak üzere terörle bağlantılı isimleri başkan ya da meclis üyesi seçtiren birisinin, Terörsüz Türkiye'den bahsetmesi, zaten garip. Samimiyetsiz olduğunu söylemek bile gereksiz açıklamasının satır araları da 'mani olamıyorsan itibarsızlaştır' zihniyetinin ipuçları ile dolu.
Silivri sakininin, 'Sayın Devlet Bahçeli'nin Türkiye'nin 40 yıldır kanayan yarası olan terör ortamının bitmesi adına önemli bir adım attığına' vurgusu, güzel. Ancak, 'Kürt meselesini dışlama tutumlarından vazgeçerek takındığı tavrın, 'eksikleri olsa da' önemli olduğunu' söyleyip, baltayı taşa vurmuş.
Açıklamasında, 'Süreçte Sayın Bahçeli'nin samimiyetini gördüğünü' belirtip, 'Cumhur İttifakı ortaklarının ayak direyen, süreci sahiplenmekte zorlanan ve geciktiren tavırları olduğu' iddiasıyla, iktidarın samimiyetini sorgulamaktan bahsediyor, Silivri'deki zat.
Son mahalli seçimlerde de terör örgütü bağlantısını inkar etmeyen DEM'e ciddi tavizler vererek iş birliği yaptığı için yargılanacak birisinin bu sözleri, 'dinime dahleden bari Müslüman olsa' demeyi gerektiriyor.
Sürecin MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısı ve Cumhurbaşkanımız başkanlığındaki hükümetin desteği ile hayata geçirildiği ve her aşamasının devlet kuruluşlarının denetiminde yürütüldüğünü, herkes biliyor.
Terörsüz Bölge Süreci olarak da adlandırılabilecek Terörsüz Türkiye Süreci'nin, çok önceden bir devlet kararı olarak başlatıldığı, söylenebilir. Engellemekte başarısız olacaklarını gördükleri için süreci itibarsızlaştırmaya çalışanların, Cumhur İttifakı içinde fitne çıkarmaya çalıştıkları da malum.
Unutmayalım: Söz konusu millet, memleket ve devlet olduğunda, her şey gibi fitne niyetiyle ortaya atılan yalanlar da teferruattır…