8 BINI aşkın kişi yollara düştü. Binlerce km yürüdü. Hiç bilmedikleri, hayatlarında hiç görmedikleri ovalardan, dağlardan geçti. Hiç korkmadılar. Hiç endişeye kapılamadılar. Çünkü çok sevdikleri onlara "Gidin. Öyle bir çınar ağacı dikeceksiniz ki tüm dünyaya hükmedecek" demişti.
Kazakistan'ın Türkistan eyaletinde yaşayan Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri'ydi o. Hiç şüphe etmeden 50 bin çadırla yola çıkmışlar, Söğüt'e 2 bin çadırla varmıştı o AŞK adamları. Paraları yoktu. Evleri barkları hiç yoktu. Etraflarında ne bir AVM ne süper marketler ne de bakkal veya kasap yoktu.
Daha doğrusu hiçbir şey yoktu. Ekmeklerini taştan topraktan çıkarttılar gece gündüz çalışarak. Asla "Ekonomi sıkıntılı" demediler.
"Tatile çıkamıyoruz" hiç demediler. "Elbise alamıyoruz" diye bir dertleri yoktu, ağaç dallarından, hayvanların yünlerinden elbiselerini bile kendileri diktiler.
Asla isyan etmediler, sadece ve sadece şükrettiler, inandılar, sabırla o çınarı diktiler. Hem de öyle bir dikiş ki, üç kıtada nal koşturan bir imparatorluğa dönüştürdüler."Allah inananlarla beraberdir" sözünün en güzel delili oldular.
O çınarı kuran en büyük yiğitlerden biri Yavuz Sultan Selim Han'dı. İki defa Roma'yı fethetmeye giderken ikisinde de İran Osmanlı topraklarına girip arkadan hançerleyince "Doğu'yu halletmeden Batı'yı alamam" diyerek geri döndü. Ordusuyla Tahran'dan Bağdat'a Şam'a kadar girdi. Onun Fatih'teki türbesine girdiğimde tüylerim diken diken oldu. Duvarda bir tabloda Arapça harflerle "Sin Şın'a girince sırrım ortaya çıkar" yazıyordu.
Altındaki imza Muhyiddin Arabi Hazretlerine aitti.
Osmanlı'nın kuruluşundan 59 yıl önce vefat etmişti. Büyük keşifleri vardı. Birgün Şam'daki bir caminin bahçesine taşan cemaatin arasına girdi. "Sizin taptığınız secde ettiğiniz Tanrı ayaklarımın altında" dedi. Saldırdılar, taşladılar.
Ölürken yanındaki talebesine "Ne demek istediğim Sin Şın'a girince ortaya çıkar" dedi. Selim yani "Sin" Muhyiddin Arabi Hazretlerinin vefatından tam 276 yıl sonra Şam'a yani "Şın"a girdi. O camiyi buldu. Toprağı kazdırdı. Küplerle altın çıktı. Muhyiddin Arabi Hazretleri o camide "Siz secdede bile parayı düşünürseniz taptığınız tanrı para olur" demek istiyordu.
Sır ortaya çıkmıştı. Büyük keşifleri vardı.
Mesela "Kıyamet ne zaman kopar" diye sorulduğunda "İnsanlar demirle havada uçunca, demirle karada yolculuk yapınca ve demirle konuşunca kıyamet kopar" diyordu.
Yani yaklaşık 800 yıl önce uçağı, arabayı ve cep telefonunu anlatıyordu. Facebook'ta Hasan Karaca çok güzel bir yazı paylaşmış. Diyor ki; "Muhyiddin Arabi Hazretleri 'Osmanlı'dan sonra 100 yıl duraklama olur. Sonra Türk devleti inşallah 10 Osmanlı gücünde olacak' buyuruyor.
"Geliyor yaklaşmakta olan" başlığı atan Karaca "Ordularımız birleşiyor. Tek Ordu sistemine geçiliyor.
Türkiye, Azerbaycan, Katar, Libya ve Suriye... Bu aynı zamanda kardeş diğer ülkeler için de olacak. Ordular arasında askeri pilot eğitimleri, teknoloji ve teknik alışverişler...
Katılacak ülkeler sırada" diye yazmış. Bunun çok sayıda ilavesi de var. Türk Cumhuriyetleri ile Afrika'nın neredeyse yarısıyla yapılan askeri anlaşmalar cabası...
Tüm bu kardeş ülkeler ve ezilen halklar, savunma sanayiimizin kapısında yatıyor, muazzam işbirlikleri sağlanıyor, Türkiye merkezli ve eksenli bir "GÖNÜL NATO"su hızla kuruluyor. Geçmişte havaalanlarımıza İsrail uçakları iner, semalarımızda dolaşırdı.
Şimdi kardeşlerimizin uçakları iniyor. Türkiye bu dostların büyük bölümünde askeri üsler kuruyor. Tüm dünyaya "GÜÇ BİZDE ARTIK" mesajını veriyor.
O yüzden dünyadaki barış masalarının Ankara veya İstanbul'da kurulması boşuna değil. Son yıllarda sürekli "Uçak kalktı artık. Türkiye'yi kimse durduramaz" diye yazıyoruz.
İçimizdeki hainlere, vizyonsuz muhalefete ve onların provokasyonlarına rağmen uçak gidiyor. Allah için bu toprakları fetheden ve bir insanın daha ahiretinin kurtulması inancıyla binlerce kilometreyi yürüyerek aşan 2 bin çadır Osmanlı'nın torunları, Peygamberine karikatürle saldıran, "Hepiniz asılacaksınız" diyerek dindarları tehdit eden soytarılara bu ülkeyi teslim etmez.
Bunlar da bitecek. Benim üzüldüğüm nokta Muhyiddin Arabi'nin keşiflerini göremeyip, Osmanlı gibi beş parasız, ekmeksiz, aşsız cihan imparatorluğu kuranların ve sadece şükredenlerin yolundan gitmeyip "Domates patates fiyatlarını sorgulayan" ve saf değiştirip bu Peygamber Efendimiz'e saldıran karikatürleri savunanlarla aynı safa katılan muhafazakarlar.
Yakın gelecekte çok pişmanlıklarla içten içe yanacaklar. Unutmayın Muhyiddin Arabi Hazretleri "Taptığınız Tanrı ayaklarımın altında" diyordu.
Osmanlı'yı kuran 8 bin kişi yokluğun dibini yaşarken "Açız" diye bağırmıyor, AVM, Market dibindeki apartmanlarda villalarda oturmuyor, Bodrum'da tatil yapmıyordu. Kazanan şükredenler ve inananlar olacak.