A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün açıklamaları şu şekilde:

Türk - Amerikan ilişkileri son 40 – 50 seneye sadece baktığımız zaman hep inişli - çıkışlı olmuştur. Geriden bugüne doğru geldiğimiz zaman önce Johnson'ın mektubunu hatırlıyoruz, arkasından Kıbrıs Harekatı sırasında Türkiye'ye yönelik ambargoyu hatırlıyoruz ve Kuzey Irak'ta askerlerimizin başına çuval geçirildiğini hatırlıyoruz. Bütün bunlara ek olarak Ege'de tatbikat sırasında ''yanlışlıkla Türk gemisinin Amerikan gemisi tarafından vurulduğunu'' Türk denizcilerinin şehit edildiğini hatırlıyoruz.

TRUMP DÖNEMİNDE NELER OLDU?

Ancak Obama'nın ikinci döneminden itibaren ilişkiler hiç olmadığı kadar bir gerginliğe sahne oldu ve Trump'ın başkanlığı sırasında da aslında bütün kulağa hoş gelen 'size saygı duyuyorum, büyük bir devletsiniz vs.' gibi sözlerine rağmen bu lafların pek uygulamada karşılığını göremedik. Yani Obama zamanında bir terör devleti koridoru kurulması için Kuzey Suriye'de atılan adımlar, Trump zamanında da devam etti. Trump'ın Ankara'ya yolladığı mektuptaki ifadelere hiç değinmek bile istemiyorum. Öbür taraftan Ankara'nın hiç hoşuna gitmeyecek şekilde İsrail, Kudüs, Filistin konularında yapılanlar yine hafızalarda, bütün bunlara ek olarak yine Trump zamanında bize S-400'lerin verilmeyişi, F-35'lerden çıkarılmamız, bir tek tweetle Türkiye'nin ekonomisi üzerinde oynanmak istenen oyunlar, Türkiye'ye ekonomi üzerinden kurulmak istenen tuzaklar, bütün bunların hepsi Trump zamanında oldu.

''WASHINGTON DC'DE KİM OTURURSA OTURSUN…''

Şunu anlatmak istiyorum; aslında Washington DC'de kim oturursa otursun, Türkiye için her şeyin güllük gülistanlık olacağını beklemek saflık olur. Peki, bundan sonra ne olacak? Trump yeniden gelseydi, iktidarını kursaydı kısa ve orta vadede bütün sorunların çözüleceğini beklemek nasıl hayalcilik olacaksa, öbür taraftan Biden gelecek diye de tabir-i caizse karalar bağlamanın bir anlamı yok.

BIDEN NASIL BİR SİYASETÇİ?

Biden öncelikle devlet tecrübesi olan, devletler arası ilişkileri bilen bir siyasetçi. Başkan yardımcılığı yaptı, öbür taraftan Ankara'yı iyi biliyor, buradaki dengeleri iyi biliyor. Türkiye'nin önemini biliyor, defalarca Ankara'ya geldi. Başkan Erdoğan'la temasları oldu, kişisel ilişkileri var. Dolayısıyla Türkiye'ye rağmen bu bölgede (Balkanlar'dan Orta Doğu'yu kapsayacak şekilde Kafkaslar'a kadar) birtakım şeyler yapmanın bedelini, zorluğunu bilen bir isim. Beri taraftan Türkiye'nin bölge için, Amerikan ilişkileri açısından önemini bilen bir isim. Bütün bunlara ek olarak Türkiye'yi daha fazla köşeye sıkıştırmanın Türkiye'nin genelde Batı özelde ABD'den daha uzaklaşması belki başka başka kamplara geçme riskinin yaratabileceğinin bilincinde olan bir isim.

ANKARA – WASHINGTON İLİŞKİLERİ NASIL OLUR?

Kısa ve net konuşmaktan yanayım; Ankara – Washington ilişkilerinde kısa ve orta vadede yeniden ılımlı bir havanın olmasını pek kolay olmadığını düşünüyorum.