CHP kurultay davasında karar verildi! İşte olası senaryolar ve siyasi yankıları
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 3-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davada bugün karar verildi. Ankara 42’nci Asliye Hukuk Mahkemesi davanın 'konusuz kaldığı' ve 'husumet yokluğu' gerekçesiyle reddine karar verdi. Kararın ne anlama geldiğini ve siyasi yankılarını A Haber canlı yayınına katılan uzman isimler yorumladı.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) siyasi geleceğini yakından ilgilendiren ve bir süredir kamuoyunun gündeminde olan "şaibeli kurultay" davası bugün Ankara Adliyesi'nde görüldü.
4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen ve Özgür Özel'in genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultay'ın iptali istemiyle açılan davada mahkeme red kararı verdi.
Ekran görüntüsü / A Haber
DAVANIN GEÇMİŞİ VE İDDİALAR
Tartışmalar, 2023 yılındaki kurultayın hemen ardından başladı. Bazı delegeler, kurultayda "şaibe" ve "rüşvet" iddialarını gündeme getirerek delege iradesinin sakatlandığını öne sürdü ve hukuki süreç başlattı. Dava dilekçesinde, delegelere para ve benzeri bedeller teklif edildiğine dair delillerin sunulduğu belirtiliyor. İddiaların merkezinde, kurultayın "mutlak butlan" ile geçersiz sayılması talebi yer aldı.
MAHKEMENİN ÖNÜNDE ÜÇ SENARYO VARDI
Bugün Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülecek duruşmadan üç temel sonuç çıkması bekleniyordu:
Davanın Reddi: Mahkeme, iddiaları yetersiz bularak davayı reddedebilir.
Erteleme: Daha önceki duruşmalarda olduğu gibi, mahkeme yeni bir tarihe erteleme kararı verebilir.
Mutlak Butlan ve Kayyum: En kritik senaryo ise mahkemenin "mutlak butlan" kararı vermesi.
Ekran görüntüsü / A Haber
HUKUKÇULAR NE DİYOR?
Avukat Fatih Atalay, karara ilişkin yaptığı değerlendirmede büyük bir şaşkınlık yaşadığını belirtti. "Red kararı beklemiyordum. Dosya ortada" diyen Atalay, dava dosyasında delegelerin iradesinin hukuka aykırı şekilde fesada uğratıldığına dair çok sayıda kanıt olduğunu vurguladı. Atalay, "Para aldım diyen bir sürü insan var. İşe evladını koyanlar, pavyonun önünde para alanlar, koli koli dağıtılan iPhone'lar var. Bu kadar rüşvetin, paranın ve menfaatin döndüğü bir kurultayın iptal edilmemesi bana çok ilginç geldi." ifadelerini kullandı.
Bu durumun hukuki olmasa da halk nazarında tam bir rüşvet olduğunu belirten Atalay, Türkiye'nin en köklü partilerinden birinin "parayla ele geçirildiğini" ve bu durumun Türk siyasi hayatı için bir "kara leke" olduğunu savundu.
Ekran görüntüsü / A Haber
"KARARI HUKUKÇU OLARAK ANLAMAKTA ZORLUK ÇEKİYORUM"
Hukukçu Mehmet Yılmazer, CHP kurultay davasında verilen red kararını onaylamadığını ve tasvip etmediğini belirterek, "Bu kararı bir hukukçu olarak anlamakta güçlük ve zorluk çekiyorum." dedi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğunu ve hakimlerin bağımsızlığına saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Yılmazer, kararın "davanın konusuz kalması" gerekçesine dayandırılmasının hukuken sorunlu olduğunu ifade etti.
"Dosya münderecatına ve delil durumuna baktığınızda, madem bu karar çıkacaktı, bir önceki duruşmada neden bu karar verilmedi?" diye soran Yılmazer, mahkemenin bu kararı vermek için olağanüstü kurultayların yapılmasını beklemiş olabileceği ihtimalini gündeme getirdi.
Ekran görüntüsü / A Haber
"ASIL SONUÇ İSTİNAFTA GÖRÜLECEK"
Yılmazer, "Şimdi mutlak butlan varken, bizim sonradan yapılan olağanüstü kurultayların varlığı sebebiyle dosyanın konusuz kalması diye bir şeyden bahsedebilmemiz mümkün değil. Bu yönüyle karar yanlıştır." şeklinde konuştu.
Eğer hakimin, yaşananların kamu düzenine aykırılık teşkil etmediği ve bu nedenle mutlak butlan gerektirmediği yönünde bir kanaat belirtmiş olsaydı, kararın anlaşılabileceğini ancak mevcut gerekçenin kabul edilemez olduğunu dile getiren Yılmazer, "İstinafa gidilecek, asıl sonucu istinafta göreceğiz." diyerek davanın bir üst mahkemede yeniden değerlendirileceğini belirtti.
Ekran görüntüsü / A Haber
HUKUKÇU AYDOĞAN AHIAKIN: SAĞLIKLI BİR KARAR DEĞİL, HATALI
Avukat Aydoğan Ahıakın, kararı "sağlıksız" ve "hatalı" olarak nitelendirdi. Devam eden ceza davasına dikkat çeken Akın, "Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi'nde oylamaya hile karıştırma suçundan 12 CHP'li ismin yargılandığı bir dava var. Savcılık, suçların işlendiğine dair yeterli delile ulaştı ki bu davayı açtı. Yarın orada bir mahkumiyet kararı çıkarsa, bu karar hukuk hakimini bağlar. Bu durumda bugünkü karar nasıl izah edilecek?" dedi.
Mahkemenin "davanın konusuz kalması" gerekçesini de eleştiren Ahıakın, şunları söyledi:
"Mutlak butlan, bir hukuki işlemin ölü doğması demektir. Bu durumda Kılıçdaroğlu'ndan sonra yapılan tüm kurultayların, iş ve eylemlerin parti içinde geçersiz olması gerekir. Mahkemenin, devam eden ceza davasındaki maddi olguları ve tanık beyanlarını dikkate almadan bu davaya konusuz kaldı demesi, sağlıklı bir karar değildir. Bu davada kesinlikle kabul kararı verilmesi gerekirdi."
Ahıakın ayrıca, "aktif husumet yokluğu" gerekçesinin de Lütfü Savaş'ın kurultay delegesi olması sebebiyle yerinde olmadığını belirtti.
Ekran görüntüsü / A Haber
NEBİ MİŞ: CHP'NİN İÇ HESAPLAŞMASI DEVAM EDECEK
SETA Genel Koordinatörü Doçent Dr. Nebi Miş, kararın siyasi yansımalarına odaklandı. Aylardır CHP içinde delege iradesinin parayla sakatlandığına dair somut iddiaların ve parti mensuplarının açıklamalarının kamuoyuna yansıdığını hatırlatan Miş, "Yerel yönetimlerin lojistik imkanlarıyla delege iradesi sakatlandığında durum ne olur? Bu karar, gelecekteki siyasi süreçler için nasıl bir emsal teşkil edecek?" sorusunu sordu.
CHP yönetiminin, partinin kendi iç hesaplaşmasını bir "iktidar-muhalefet çatışması" olarak sunma taktiği izlediğini belirten Miş, "CHP, muhalefet enerjisini kullanarak davaların üzerini örtmek ve perdelemek için bir taktik izledi. Ancak bu iç hesaplaşmanın bir şekilde CHP içerisinde devam edeceğini söyleyebiliriz." dedi.
Miş ayrıca, CHP'nin bugüne kadar "yargı siyasallaştı" yönündeki söylemlerine dikkat çekerek, "Mahkemenin bu kararından sonra ne söyleyecekler? 'Ankara'da hakimler varmış' mı diyecekler, yoksa bir özeleştiri yapacaklar mı?" ifadelerini kullandı.
Ekran görüntüsü / A Haber
OĞUZHAN BİLGİN: PARTİ İÇİ İKTİDARI KORUMAK İÇİN TARTIŞMA BAŞKA YERE ÇEKİLDİ
Siyaset Bilimci Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin, CHP'nin uzun süredir "Saray yargıyı kullanıyor, muhalefeti tasfiye etmek istiyor" gibi bir söylemle kendi kitlesini tahkim etmeye çalıştığını belirtti. Bilgin'e göre, mahkemenin bu kararı, CHP'nin kendi siyasi söylemini boşa düşürmüştür ve Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu göstermiştir.
Davanın temelinde CHP'nin kendi iç dinamiklerinin olduğunu vurgulayan Bilgin, "Şikayet edenler CHP'li, mahkemeye götürenler CHP'li, iddialara maruz kalanlar CHP'li. Bütün bu kutuplaştırıcı dil, boykotlar ve mitingler ne içindi? Parti içindeki kendi iktidarlarını korumak için tartışmayı CHP içi bir tartışmadan çıkarıp CHP ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında bir tartışmaya döktüler." dedi.
Bilgin, parti geleneğinden gelmeyen bir ismin ekonomik gücüyle ana muhalefet partisini dizayn etmesinin demokrasi açısından tehlikeli olduğunu belirterek, "Burada önemli olan, herhangi bir siyasi partimizin veya vatandaşın iradesinin üzerinde başka bir iradenin olmayışıdır. Bu bir demokrasi meselesidir." diye ekledi.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
