Türkiye'nin yeni gözbebeği KAAN’a yönelik tartışmalara sert yanıt: Tek dertleri prim kazanmak
Türkiye'nin yerli ve milli imkanlarla üretilen beşinci nesil savaş uçağı Kaan, ses getirmeye devam ediyor. Dünya çapında büyük övgüler alan Türkiye, buna rağmen Kaan’ın motorunun yerli ve milli olmadığı, ABD’den ithal edildiğini iddia edilmesiyle karşılaştı. Bu gelişmenin ardından Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, söz konusu iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. A Haber ekranlarında konuşan gazeteci Bülent Erandaç, “Ankara’da Türk Hava Kurumu’nun yerine marangoz fabrikaları kurdular. Hala yalan bilgilerle karalama yapıyorlar.” derken, gazeteci Zafer Şahin ise sert sözlerle bu yalanları yayımlayanlara tepki göstererek, “Tek dertleri prim kazanmak.” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin yerli ve milli imkânlarla üretilen beşinci nesil savaş uçağı KAAN, dünya çapında büyük ses getirmeye devam ediyor. Birçok ülkenin takdirini kazanan ve Türkiye'nin hava savunma sanayiinde önemli bir adım olarak öne çıkan KAAN'ın motorunun yerli ve milli olmadığı iddia edildi.
SAVUNMA SANAYİİ BAŞKANI HALUK GÖRGÜN'DEN CEVAP GELDİ
Bu açıklamanın ardından Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Milli Muharip Uçak KAAN ve yerli motor geliştirme çalışmalarının planlandığı gibi ilerlediğini, KAAN'ın geleceğinin hiçbir şekilde tek bir ülkenin motoruna bağlı olmadığını belirtti.
Bu gelişmelerin ardından A Haber ekranlarında konuşan gazeteciler Zafer Şahin ve Bülent Erandaç, kamuoyunu yalan bilgilerle yanlış yönlendirenlere sert tepki gösterdi. Gazeteci Bülent Erandaç, Cumhuriyet'in ilk yıllarında başlatılan savaş uçağı üretim çalışmalarının, CHP'nin iktidarda olduğu dönemde ABD tarafından durdurulmasına göz yumulduğunu hatırlattı.
Gazeteci Zafer Şahin, KAAN hakkında ortaya atılan iddialara A Haber ekranlarından yanıt verdi. (Ekran görüntüsü)
"TEK DERTLERİ PRİM KAZANMAK"
Gazeteci Zafer Şahin: Aslında bu durum yalnızca KAAN üzerinden anlatılabilecek bir tartışma değil. Tartışmayı körükleyenler, büyük bir sevinçle "Gördünüz mü, 'Türkiye 5. nesil savaş uçağı yapıyorum' dedi ama aslında yapmıyor" diye yaygara kopardılar. Belki bunları söyleyenler yabancı değiller; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını taşıyan bazı kişiler, gizleyemedikleri kinle şu anda bu sözleri sarf ediyorlar.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın ABD'de yaptığı açıklama da çarpıtılarak başka yerlere çekildi.
Bizim geçmişte ABD tarafından uygulanan bir ambargomuz vardı. Türkiye bu ambargonun üstesinden gelerek yerli ve milli 5. nesil savaş uçağı geliştirdi ve ona KAAN ismini verdi. Şu an uçağın test aşamasında ABD'nin ünlü bir havacılık şirketinden temin edilen prototip motorları kullanıyoruz. ABD'den beklentimiz, yine test aşamasında olan 20 motordu; ancak yaptırımlar nedeniyle bu motorlar henüz gelmedi.
Ayrıca Endonezya'ya satacağımız KAAN uçaklarına yerli ve milli motorlarımız takılarak teslim edilecek. Yani Türkiye, kendi yerli ve milli motorunu taktıktan sonra teslimatı gerçekleştirecek. Buradaki ABD ile ilgili sorun, test aşamasındaki motorların tedarikinde yaşanan gecikmedir. Projenin durduğuna yönelik yapılan tüm provokatif iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Zaten bu yalan bilgileri ortaya atanların derdi KAAN falan değil; tek amaçları prim yapmaktır. İçinde bulunduğumuz gereklilikleri ve sürecin doğasını anlamıyorlar. Asıl dertleri iktidar içinde bir çatlak oluşturmak ve bundan çıkar sağlamaktır.
Kendi akılları ve fikirleri kasaba siyasetine yatkın olanların söylediklerinin doğruluk payı yoktur. Türkiye'nin meselesi KAAN'dır; Türkiye'nin meselesi güvenliğini sağlamak adına kendi 5. nesil savaş uçağını üretmektir. Bu hedefin dışındaki tüm söylemler tamamen boştur.
Gazeteci Bülent Erandaç, KAAN hakkında ortaya atılan iddialara A Haber ekranlarından yanıt verdi. (Ekran görüntüsü)
"BUNLAR TÜRKİYE'Yİ DIŞA BAĞIMLI HALE GETİRMEK İSTİYOR"
Bülent Erandaç: Türk hava savunma sanayii ve Türk uçak sanayii, Mustafa Kemal Atatürk döneminde savaş uçakları üretmişti. Ancak daha sonra, Amerika ile yapılan savunma anlaşmaları sonucunda bu sanayi durduruldu; uçak fabrikaları marangoz atölyelerine dönüştürüldü. Ankara'daki Türk Hava Kurumu'nun tesisleri bile bu şekilde değiştirildi.
Bu durumun kökenlerine bakıldığında, CHP tutumu sorgulanmalıdır. Bu anlayış, adeta partinin genlerine işlemiş gibidir. Nuri Demirağ'ın ürettiği uçaklar vardı, fakat o dönem ABD tarafından CHP'ye "Biz size uçak verelim, siz tarımla ilgilenin" denildi ve bu teklif kabul edildi. Ne yazık ki bu yaklaşım, günümüzde de benzer şekilde devam ediyor.
Bunlar hep gözünün içine bakan ve Türkiye'yi dışa bağımlı hale getirmek isteyen tiplerdir.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN