Bu hafta sonu sokağa çıkma yasağı var mı? Hafta sonu yasakları ne zaman bitiyor? Açıklama geldi mi?
Bu hafta sonu sokağa çıkma yasağı var mı? Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle dünya genelinde milyonlarca kişi yaşamını yitirdi. Türkiye'de titizlikle yürütülen salgın önlemleri kapsamında hafta içi belirli saatlerde, hafta sonu ise kesintisiz sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Peki, bu hafta sonu sokağa çıkma yasağı var mı? Hafta sonu yasakları ne zaman bitiyor? İşte konu hakkında son gelişmeler...
Hafta sonu yasakları ne zaman bitiyor? Türkiye genelinde hafta içi saat 21.00'de - 05.00 arasında, hafta sonu ise kesintisiz sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İlki geçen sene Aralık ayında gerçekleştirilen hafta sonu yasağının bir önceki hafta sonu yedincisi uygulandı. Kısıtlamanın bu hafta sonu da uygulanıp uygulanmayacağı merak ediliyor. Öte yandan yasakların biteceği tarih de en çok aranılanlar arasında. Peki, bu hafta sonu sokağa çıkma yasağı var mı? Hafta sonu yasakları ne zaman bitiyor? İşte merak edilenler...
BU HAFTA SONU SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI VAR MI?
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, hafta sonu kesintisiz sokağa çıkma kısıtlamalarına yeni bir karar alınıncaya kadar devam edilecek. Buna göre, 29 Ocak 2021 Cuma günü saat 21.00'de başlayacak sokağa çıkma kısıtlaması, 01 Şubat 2021 Pazartesi günü saat 05.00'te sona erecek.
HAFTA SONU YASAKLARI NE ZAMAN BİTECEK?
Hemen şunu belirtelim ki, kısıtlamaların hangi tarihte kalkacağı henüz bilinmiyor. Bu hafta içerisinde gerçekleştirilmesi beklenen Kabine toplantısında, sokağa çıkma yasağı dahil mekanlara uygulanan kısıtlamaların yeniden değerlendirilmesi bekleniyor. Söz konusu kısıtlamalar ile ilgili resmi açıklama geldiğinde ahaber.com.tr'de yer alacak.
BAŞKAN ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Yılın ilk Kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, kısıtlamalar ile ilgili şöyle konuştu:
"Salgın tedbirlerinin, faaliyetlerine ara verilen esnaflarımız, öğrencilerimiz, çalışanlarımız başta olmak üzere vatandaşlarımız üzerinde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz. Tüm dünya ile birlikte bu soruna kalıcı bir çare bulana kadar hayatımızı, kendimizi salgından koruyacak tedbirlerle sürdürmeye mecburuz. Bu tedbirlerin en başında 'TAMAM' diye ifade ettiğimiz temizlik, maske ve mesafe geliyor. Vaka sayısının belirli bir rakamın altına düşmesiyle birlikte daha önce de yaptığımız gibi elbette kısıtlamaları kademeli olarak azaltacağız ama her bireyin kendi tedbirlerini sıkı bir şekilde uygulamaya devam etmesi şarttır."
KAFE VE RESTORANLAR NE ZAMAN AÇILACAK?
Başkan Erdoğan kafe ve restoranlar ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Erdoğan, "Kafe ve restoranlar ne zaman açılacak?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bu konuyla ilgili Kabine toplantımızda bunun değerlendirmesini yeniden ele alacağız. Endişelerimiz var. Her ne kadar sıkı tutacağız diyorlarsa da sıkı tutulmuyor. Şu anda başarılı bir süreç var, bunu tekrar tersine çevirmek, bunun altına girmek istmiyoruz. Bu süreci dikkatle yürütelim ama elimize gelen verilere bakarız, gerekirse esneme yapılabilir."
KOVİD-19'LA MÜCADELE YERLİ VE MİLLİ AŞILARIN ÜRETİMİNİ HIZLANDIRACAK
Kovid-19 ile mücadele kapsamında, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) desteğiyle sürdürülen 17 yerli aşı çalışması bulunuyor.
Erciyes Üniversitesi tarafından yürütülen inaktif Kovid-19 aşısı çalışmalarında, Faz-2 aşamasında yer alacak gönüllülerin belirlenmesi ve sağlık kontrollerinin yapılması sürecine başlandı.
Faz-2 kapsamındaki aşılamaya da en geç şubatta başlanması ve bu aşamanın 2 ay içinde tamamlanarak Faz-3'e geçilmesi hedefleniyor. Ayrıca 3 inaktif aşı çalışması Faz-1 insan deneyleri aşamasında bulunuyor.
Bunun yanında 3 inaktif, 2 adenovirüs ile virüs benzeri parçacık (VLP) temelli Kovid-19 aşısı çalışmalarında klinik öncesi aşama tamamlandı. Bu aşılarda da insan deneylerine başlanması için gün sayılıyor. Diğer yerli aşı çalışmaları, klinik öncesi safhada bulunuyor.
"AŞI GELİŞTİRME YÖNTEMLERİNİN NEREDEYSE TAMAMI UYGULANIYOR"
Hacettepe Üniversitesi Aşı Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sezer Okay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yerli aşı çalışmalarının sayısı ve çeşitliliğinin önemine işaret ederek, "Bildiğimiz aşı geliştirme yöntemlerinin neredeyse tamamı yerli aşı çalışmaları kapsamında uygulanıyor. Bu ülkemiz için bir zenginlik." diye konuştu.
Farklı yöntemlerle geliştirilen aşıların etkililiklerinde değişiklikler olabildiğini kaydeden Okay, "Her aşı çeşidi her hastalık için uygun olmayabiliyor. Kovid-19 yeni bir hastalık olduğu için hangi aşının daha etkili olacağı konusunda da yüzde 100 netlik yok. Piyasaya çıkan inaktif, mRNA aşıları var. Bunların etkililikleri farklı düzeylerde oluyor. Ülkemizdeki yerli aşı çalışmaları bu anlamda zenginlik taşıyor." ifadelerini kullandı.
Okay, vatandaşların, kullanıma sunulacak yerli aşıyı güvenle olabileceğini belirterek, "Vatandaşlarımız, yerli aşı çalışmalarına güven konusunda problem yaşamamalılar. Çünkü aşı geliştirme çalışmalarının her aşamasını şeffaflıkla izleyebildiğimiz ve süreci takip edebildiğimiz için güven sorunu yaşanmaması gerekiyor." dedi.
"EN GEÇ YAZIN YERLİ AŞIMIZI OLABİLECEĞİMİZİ ÖNGÖRÜYORUZ"
Okay, Aşı Enstitüsü bünyesinde TÜSEB desteğiyle yürüttükleri Kovid-19 aşısı geliştirme projesi kapsamında çalışmaların hızla sürdürüldüğünü belirterek, sürece ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Geliştirdiğimiz aşı, peptit aşısı çeşidine giriyor. Peptitleri, virüsün küçük protein parçacıkları olarak tanımlayabiliriz. Bu küçük protein parçacıklarını kullanarak aşı geliştirmeye çalışıyoruz. Şu an hayvan deneyleri aşamasındayız. Geliştirdiğimiz aşıları farklı şekillerde formüle ediyoruz ve farklı içeriklere sahip aşılar elde ediyoruz. Bu aşıları hayvanlar üzerinde deniyoruz. Bu aşıların hem canlılara herhangi bir yan etkisi olup olmadığını hem de etkililiğini, yeterli antikor gelişmesine yardımcı olup olmadığını test ediyoruz. Her şey yolunda gittiği takdirde en geç yazın yerli aşımızı olabileceğimizi öngörüyoruz."
Aşı Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Semra Aydın da Türkiye'de yerli aşı üretiminin yapılabileceği gerekli tesislerin bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Ar-Ge ölçeğinde üretim, genelde üniversitelerin araştırma laboratuvarlarında yürütülür. Bu aşamada, bu alanların iyi üretim uygulamaları (GMP) sertifikasyonuna ihtiyacı yoktur. Ancak ilerleyen aşamalarda üretim alanlarının GMP kalitesinde olması şarttır. Ülkemiz, AB Resmi İlaç Kontrol Laboratuvarı (OMCL) üyesi bir ülkedir. Dolayısıyla bu ağa üye olan diğer ülkelerin GMP tesislerinin verilerine de ulaşabiliyor. Ülkemizde de GMP sertifikasyonuna sahip tesisler mevcut."
GMP sertifikasyonuna ilişkin denetimlerin, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından yerinde yapıldığını dile getiren Aydın, "GMP, üretimin başından sonuna kadarki süreçte, aşının üretiminde yer alan her bir bileşeni, personeli, cihazı kayıt altına alan bir sistem. Dolayısıyla ülkemiz de bu altyapıya sahip." dedi.
Aydın, Türkiye'de 1990'lı yılların sonuna kadar çeşitli aşılarının üretildiğine, hayvanlarda kullanılan aşıların bir kısmının üretimine de hala devam edildiğine işaret etti.
KOVİD-19 AŞISI ÇALIŞMALARI DİĞER AŞILARIN ÜRETİMİNDE DE FAYDA SAĞLAYACAK
Kovid-19 aşısının üretilmesi için yapılan çalışmaların diğer aşıların üretimi noktasında da fayda sağlayacağına dikkati çeken Aydın, şunları kaydetti:
"Kovid-19 aşılarının üretimine ilişkin çalışmalar, eski tecrübelerimizi yeniden kazandığımız, altyapılarımızı oluşturduğumuz, deneyimli personel yetiştirdiğimiz sürecin oluşmasını sağlıyor. Bu süreç, ileride yeni aşıların üretiminde ya da Sağlık Bakanlığının çocukluk çağı veya erişkin aşılama takvimlerindeki aşılarını yeniden ülkemiz bünyesinde yerli ve milli olarak üretmek için avantajlar sağlayacak."
AŞI GELİŞTİRME ÇALIŞMALARINDAKİ AŞAMALAR
Aşı çalışmaları, klinik öncesi ile Faz-1, Faz-2 ve Faz-3 olmak üzere 4 aşamada yürütülüyor.
Klinik öncesi çalışmalarda aşılar, güvenilirliği ve etkililiğinin belirlenmesi için hayvanlar üzerinde deneniyor. Böylece yan etkisi olup olmadığı, yeterli antikor oluşturup oluşturmadığı test ediliyor.
Daha sonra klinik denemeler kapsamındaki Faz-1, Faz-2 ve Faz-3 aşamalarında aşı insanlar üzerinde deneniyor. Faz-1 aşamasında az sayıdaki gönüllü, sağlıklı denek üzerinde aşının güvenilirliği ve olası yan etkileri araştırılıyor.
Faz-2 aşamasında ise güvenilirliği doğrulanan aşının etkinliği 100'den fazla denek üzerinde test ediliyor. Son olarak Faz-3 aşamasında aynı işlem birkaç bin denekte tekrarlanarak aşının güvenilirliği ve etkililiği araştırılıyor.