Filmleri aratmayan bir cinayet vakası ve yine filmleri aratmayan bir takiple yakalanan zanlı. İzmir'de gerçekleşen çifte cinayetin nasıl işlendiğini ve dedektifler tarafından nasıl çözüldüğünü anlatmaya çalışacağız.
Narlıdere'de site sakinleri bir daireden gelen kötü kokular üzerine polise haber verir. Olay yerine giden polis ekipleri kapıyı açtığında içeride iki cansız bedenle karşılaşır. Hemen cinayet büro amirliğine bilgi veriliyor ve katil ya da katillerin yakalanması için çalışmalara başlanıyor.
Asayiş şube müdürlüğüne bağlı cinayet büro dedektifleri ilk olarak yaşlı çiftin husumetlisi olup olmadığını araştırıyor. Ardından evdeki dağınıklığı görünce hırsızlık yapılmış olabileceğini de bir köşeye yazıyor.
4 ayrı ekip kurularak birinci ekip aile bireyleriyle ilgili çalışma yapıyor. İkinci ekip komşularla ilgili soruşturma yürütüyor. Üçüncü ekipte çifti tanıyan çevredeki kişiler olup olmadığını incelemeye alıyor. Son ekip ise hırsızlık amacıyla bu cinayetlerin işlenmiş olabileceği ihtimali üzerine bu yönde soruşturma yürütüyor.
Ancak olay yerinin ormanlık alanın kenarında olması nedeniyle güvenlik kamera sayısının yetersiz olması ekiplerin işini bir hayli zorlaştırıyor. Uzun incelemelerden sonra ormanlık alana doğru bir kişinin giriş yaptığı tespit ediliyor. Ancak bu kişinin şüpheli olması ihtimali bu görüntüler ışığında neredeyse imkansız gibi. Çünkü sadece bir erkek şahıs siluetinden ibaret. Ekipler bu kez şüphelinin girdiği ormanlık alanda yaya olarak çalışma yapıyor ve ormanın iç kısmında bulunan bağ evinden güvenlik kamerası incelendiğinde aynı kişinin kameraya takıldığı görülüyor.
Ellerindeki tek görüntü üzerinde yoğunlaşan ekipler, kendi görev alanındaki takip ettiği kişilerle ilgili bu görüntü karşılaştırmasını yapmaya çalışıyor. Suç Analiz Merkezi (SAM) ekipleri görüntü analizi yapmaya başlıyor. Kurulan 4 ekipten aile bireylerini inceleyen ekip, öldürülen yaşlı çiftin oğlunun fiziki görünümüyle güvenlik kameralarına yansıyan kişinin görüntülerinin uyuştuğunu tespit ediyor. Artık dedektiflerin elinde katil zanlısı olarak bir şüpheli tespit edilmiş oluyor. Bunun üzerine çalışmalar bu kişi üzerinde yoğunlaşıyor. Yapılan teknik ve fiziki çalışmalarda şüphelinin cinayetlerin işlendiği gün Narlıdere'den Yalova'ya gittiği tespit ediliyor. Savcılıktan izin alan ekipler şüpheliyi gözaltına alıyor. Gözaltına alınan şüphelinin yakalandığında polislere söylediği ilk şey ise "kusursuz cinayet yok değil mi abi" oluyor. İfadesi alınan katil zanlısı cinayetleri itiraf ediyor. Üvey babasının kendisine küçükken eziyet ettiğini annesinin de buna göz yumduğunu iddia eden şüpheli bu yüzden ikisini de öldürdüğünü anlatıyor. Tanınmamak için ise kask ve eldiven taktığı tespit edilen katil zanlısının olayın ardından ormanlık alana giderek cinayette kullandığı bıçak, kask eldivenleri gömdüğü ortaya çıkıyor. Ormanlık alana giden polis burada belirtilen yerlerde yaptığı çalışmada suç aletlerini de ele geçiriyor.
İfade işlemleri tamamlanan zanlı çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanırken, polis ekipleri adeta iğneyle kuyu kazarak çifte cinayetteki sır perdesi de aralamış oldu.