Bayram tatilleri çok uzak değil yaklaşık 20 yıl öncesine kadar memleketlere gidip eş dost ile hasret giderme günleriydi. Büyükler Sıla-i Rahim yaparak doğup büyüdükleri topraklarla komşularıyla bağlarını güçlendirirdi. En az çocuklar kadar sevinç, heyecan ve özlem vardı. Uzayıp giden yollarda teybe takılan kasetten Neşet Ertaş türküleriyle yürekler kıpır kıpır bayram coşkusu yaşardı.
Yolculuklar otobüsle yapılıyorsa bitmek bilmezdi yollar. "Molalar bir an önce bitse de yola koyulsak" derdi, gurbetten ana-baba ocağına ziyarete gidenler.
Peki çocuklar? Bayram onlar için apayrıydı. Şimdi yazacaklarımız genç nesil için belki de abartılı gelecek ama tam da yazacaklarımız gibiydi çocukların bayram telaşı. Yeni pantolon ve yeni ayakkabı heyecanıyla o gece uyku tutmazdı. Bayramlıklarını yatağının başucundan ayırmazdı çocuklar. Bayramların olmazsa olmazı şeker ve harçlık toplama ise çocuklar için günün en keyifli anlarıydı. Kapı kapı dolaşıp el öperek hem şeker hem harçlıklar toplanırdı.
Yıllar geçtikçe diyoruz ya, "nerede o eski bayramlar" diye; maalesef eski bayramlar kalmadı artık.
Eski bayramların yerine ne geldi peki?
"İki gün için gitmeye gerek var mı? "
"Yollar çok kalabalık, git gel derken yollarda perişan olacağız"
"Memlekete gidince konu komşuya fazla ziyarete gerek yok fazla takılmadan yola çıkalım" şeklindeki serzenişler ve duygusuzluklar geldi.
Bunlar yetişkinler için yazdıklarımız… Peki, çocuklar farklı mı? Soracak olursanız, onlarda da gerçek bayram heyecanı maalesef pek kalmadı.
Dijital bağımlılığa adeta köle olan insanlık, en büyük zenginliği olan çocukların da bu bağımlılığa mahkûm olmasını engelleyemedi. Elinden cep telefonu düşmeyen çocuklar, bırakın bayramda yapılan aile ziyaretlerinin önemini anlamayı, o uzun yolculukları bile sürgün gibi görmeye başladı. Anne babanın memleketine gidilince de durum farklı değil. Temiz hava, doğa ve komşu çocuklarıyla iç içe olmak varken orada da telefonlar elden düşmüyor. Bütün bu yazdıklarımız çekirdek aile yapısının günden güne zayıflamasından kaynaklanıyor. Toplumdaki komşuluk ilişkilerinin neredeyse yok olması böylesine günlerde dahi insanların birbirlerine olan güvenlerini ortadan kaldırıyor.
Memleket ziyaretleri vesilesiyle dinlenme, komşuluk ve akraba bağlarını güçlendirmesi beklenen bayram günleri adeta kum saatiyle yarışır gibi baş döndürücü bir stres sarmalına dönüşüyor.
Tüm bu yazdıklarımızla hafızamızı biraz tazeleyince insan sormadan edemiyor gerçekten. Nerede o eski bayramlar…