Dün
Bilim Kurulu'nun tavsiyesiyle
İstanbul, Ankara ve Bursa'da da sokağa maskesiz çıkmak yasaklandı.
Vatandaşın gündelik hayatıyla ilgili
bu kadar ciddi bir kısıtlama kararı önerirken hangi bilimsel gerekçeleri öne sürdüklerini bilmiyoruz. Çünkü esasa dair sorularımız hala cevapsız.
Ellerinde
yaz günü vatandaşa açık alanda bile ağzını burnunu kapattıracak kadar büyük bir tehlikeye işaret eden rakamlar mı var?
Televizyon ekranlarına sabitlenen korona tablolarına baktığımızda
pompalanan korkuyu izah edecek bir hareketlilik göremiyoruz. 83 milyonluk ülkede vaka sayısında yüzlerle ifade edilen değişimler var. Çarşamba günü hayatını kaybedenlerin sayısı ise 19.
Solunum cihazına bağlı hasta sayısı da yoğun bakım kapasitemizin çok çok altında. Yani
pandemide en çok korkulan senaryonun, hastanelerin yoğun talep karşısında kilitlenmesi olasılığı bir tehdit değil. Salgında bile pek çok modern şehir hastanesinin açılışının yapıldığı, sağlık altyapısıyla dünyada örnek gösterilen Türkiye'den bahsediyoruz.
Kaldı ki bilim insanları da zaten pandeminin yok olmayacağını,
korona vakalarının asla sıfırlanmayacağını söylemiyorlar mı?
O halde nedir bu panik havası? Halkı niçin korkutuyorlar?
***
Maskenin açık havada kullanılmasının ne işe yarayacağına gelince... Bu konuda
pek çok bilim otoritesi olumsuz görüş belirtiyor. Hatta sokakta yürürken ya da
spor yaparken maske kullanmanın zararlarıyla ilgili sayısız makale var. Uzmanlar, açık havada maske takmanın, anksiyetesi olanlar, kalp gibi ciddi rahatsızlıkları bulunanlar ve yaşlılar için olumsuz sonuçlar doğuracağını söylüyorlar.
Saat başında maske değiştirme imkânımız da olmayacağını düşünürsek...
Gün içinde birer mikrop yuvasına dönüşecek maskelerin kendisinin
sağlığımız için en ciddi tehlike olacağını
tahmin etmek zor değil.
***
Bilim Kurulu'nun pratikte mümkün olmayan ve çağdaş dünyada örneği bulunmayan son yasak önerisine bilimsel bir izah duyamadığımıza göre aklıma başka ihtimaller de geliyor.
Bu yasak fikrini Ahmet Hakan düşürmüş olmasın akıllarına! Ya da en azından teşvik etmiştir.
Görmüşsünüzdür, Hürriyet, Bilim Kurulu'nun toplanacağı çarşamba günü Ahmet'in
"Tüm Türkiye'de maskesiz sokağa çıkmak yasaklansın" yazısını manşetten görmüştü.
Neden olmasın canım...
Neticede görüldüğü üzere
Bilim Kurulu'nun yasakları da laboratuvar deneylerinden değil, masa başı toplantılardan çıkıyor. Tıpkı
Ahmet'in herkesten önce yazdığı yasak önerisinin "cesur" ve "iddialı"
bir kararla manşete taşındığı Hürriyet
yazı işleri toplantısında olduğu gibi.
Pandemi yasaklarında bilimsel gerekçe değil, popülist destek yeterli olduğu için önümüzdeki günlerde
Ahmet'inkileri bile aratacak Bilim Kurulu önerileriyle karşılaşabiliriz.
Demedi demeyin.
Zira
yasaklar girdikleri kadar kolay çıkmıyorlar hayatımızdan. Medyadan siyasete, gündelik hayatımızdan kanunlara kadar her alanda virüslerden daha hızlı yayıldıkları da kesin.