MEHMET BARLAS

Türkiye'de siyaset, muhalefetin kafa karışıklığı yüzünden topallamaya başladı. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı konuşmalarda kullandığı cümleler, siyaseti bilinen kapsamından çıkarmış durumda. Bu konuşmalarda siyasi rekabet değil "anarşik ortama övgü" daha ağır basıyor.
Kılıçdaroğlu'nu örnek alırsanız, borçlarınızı ödememeniz, sınavlara girmemeniz, elektrik faturasını ödememeniz, polisi dinlememeniz, mahkeme kararlarını yok saymanız, hakareti alışkanlık haline getirmeniz ve FETÖ'cüleri kutsamanız gerekiyor.

MUHALEFETİN KÖRLÜĞÜ
Ayrıca Kılıçdaroğlu'nun da arasında bulunduğu 6'lı masa muhalefetine göre Amerika, Fransa ve Yunanistan sanki hiç yoklar. Türkiye'yi hedef alan komplolar, teröristlere gönderilen silah dolu TIR'lar ve tehditler Türkiye'nin gündeminde değil.
Türkiye'nin ulusal çıkarlarını doğrudan ilgilendiren konularda Kılıçdaroğlu türü muhalefet, her kötülükte ellerini ovuşturarak milleti kışkırtıyor ve gerçek gündemden kaçıyor.
Bereket Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli var. Onlar sık sık topluma gerçek gündemi hatırlatıyorlar.
Bu bakımdan Türk demokrasisi ikisine de çok şey borçlu. Bu sayede biliyoruz ki müttefik diye kabul ettiğimiz ülkeler altımızı oymaktalar. Ayrıca biliyoruz ki en ufak bir dalgınlık anında Türkiye'nin sınırları delinebilir ve toprakları bölünebilir.
İşte böyle zor bir dönemden geçiyoruz.

KASETÇİ ÜST AKIL
Seçimler, sonuçları açısından şimdiden çok büyük önem taşıyor.
FETÖ'cülerin, PKK'lıların serbest bırakıldığı ve yeniden devlete yerleşmeye başladığı bir dönem gelebilir. Yani özetle "Kılıçdaroğlu'nu bir kaset komplosuyla CHP'nin başına getiren akıl" meğer çok hesapçıymış.
Bu hesabın sonuçlarını Kılıçdaroğlu'nun her konuşmasında görüyoruz.