MAHMUT ÖVÜR

Seçim sonuçlarını tahmin etmek için anketlere değil, aslında CHP'nin içine bakmak yeterli. Televizyonlarda veya sosyal medyada söylenenlere bakmayın, bu söylenenlere CHP yönetiminde yer alan siyasi aktörler bile inanmıyor. Meydanlarda birlikte yer alıyorlar ama arka planda hepsi sadece 1 Nisan hesabı yapıyor. Buna CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da dahil. Ancak diğerlerinin 1 Nisan hesabında Kılıçdaroğlu yok.
Sadece Muharrem İnce ve Gürsel Tekin gibi aday gösterilmeyenler değil, en yakınındaki isimler bile "Kılıçdaroğlu'suz bir CHP" hayali peşinde.
Tabi işleri kolay değil çünkü karşılarında son 9 yılda Baykal'la başlayıp İnce'yle biten çok sayıda önemli siyasi aktörü devre dışı bırakan bir isim var. Bu yüzden parti içi muhalefet hesabı yapanlar deşifre olmamak için büyük çaba harcıyor.
En dikkat çekici ekip, Oğuz Kaan Salıcı-Erdoğan Toprak ikilisinin başını çektiği "Hazırcılar Grubu". Seçim sürecinde marjinal siyasi yaklaşımları kullanılmasın diye bilinçli olarak geri plana itilen İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da bu ekibin içinde. Aday belirlemede diğerlerini ezip geçen bu ekip, yerel seçimlerden ister başarıyla, ister başarısızlıkla çıkılsın genel başkanlığı kimseye kaptırmak istemiyor. Ekip, Kılıçdaroğlu sonrası alacağı oya göre etkili olması beklenen Ekrem İmamoğlu faktörünü de dikkate alarak hesap yapıyor.
Bunları "Pusuda Bekleyenler Grubu" izliyor. Pusuda bekleyenlerin başında Bülent Tezcan, Özgür Özel, Veli Ağbaba gibi genel başkana yakın görünen isimler var. En hırslısı Özgür Özel dahil hiçbirinde liderlik kapasitesi yok. Bu ekibin tek derdi her ihtimalde pozisyonlarını korumak.
Ama en hareketli grup, "Öfkeliler Grubu". Bu grubun lideri, seçim çalışmalarına destek veriyorum deyip çaktırmadan hazırlık yapan Muharrem İnce... Aslında bu gruptakiler öyle öfkeliler ki, Kılıçdaroğlu'nu bir kaşık suda boğabilirler. Ama susuyorlar. Susmayan ve öfkesini belirtenler de var. Onlardan biri İstanbul için iddialı çalışmasına rağmen dikkate alınmayan Gürsel Tekin...
Bu gruba, Fikri Sağlar, İlhan Cihaner, hatta Aziz Kocaoğlu gibi aday yapılmayan onlarca belediye başkanını da katabiliriz. Ama katılması gereken en önemli isim, seçim sürecinde devre dışı bırakılan ve Kılıçdaroğlu'na yakın göründüğü halde aday belirlemede çok az etkisi olan Engin Altay. Altay'ın ne yapacağı merak ediliyor. Artık kendisi mi öne çıkar yoksa öne çıkan bir gruba destek mi verir, onu da 1 Nisan'dan sonra görürüz.

***

CHP'nin Sarıgül korkusu

CHP yönetiminin İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlere asıldığına bakmayın, o yöneticiler Şişli'yi daha çok önemsiyor. İnanılır gibi değil ama gerçek bu. Sanki Türkiye'nin dört bir yanında seçim yokmuş gibi genel başkan yardımcılarının çoğu Şişli'ye demir atmış durumda. Biri gidiyor biri geliyor. En dikkat çekenler de Özgür Özel ve Aykut Erdoğdu... Özellikle Erdoğdu, Şişli için canhıraş bir çaba harcıyor. Greve giden işçilere, memurlara "ikna odası" kurup zorlamaktan, "Ceketimi satıp maaşınızı ödeyeceğim" demeye kadar her şeyi yapıyor. Acaba bu özel ilgisinin nedeni nedir? Sadece şoförünü meclis üyesi seçtirmek mi? Kimse buna ihtimal vermiyor, Şişli kulislerinde şu sorunun cevabı daha çok merak ediliyor; Erdoğdu'nun Şişli Belediyesi ile parasal bir ilişkisi mi var?
Şu çok net, Erdoğdu da, CHP de ciddi bir Şişli korkusu yaşıyor.
Rakamlar da bunu gösteriyor. Son yapılan iki kamuoyu yoklamasını gördüm. İkisinde de Mustafa Sarıgül önde. Yüzde 10'a yakın kararsızlar dağıtılmadan bile Sarıgül'ün yüzde 42 civarında oyu var. HDP'ye rağmen CHP'nin ulaştığı en yüksek rakam ise yüzde 29.