Külliye’de tarihi an... Sessiz devrimler kurumlaştı
10.07.2018, Salı
24 Haziran seçimlerinde Türkiye toplumu tercihini kuyumcu titizliğiyle yaparak siyasete çok anlamlı mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ilk turda seçerek yürütmede istikrar, Meclis'te ise hiçbir partiyi güçlü kılmayarak "denetimgörevi" için partilerin "işbirliği" yapmasını istedi.
Siyaset mühendisleri istese bile böyle anlamlı bir sonuç ortaya koyamazdı. Millet görevini yaptı, şimdi sıra siyasilerin bunu nasıl hayata geçireceğinde... Meclis'te milletvekilleri yemininden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan da yemin ederek göreve başladı.
Talihsiz tren kazası nedeniyle biraz hüzünlü de olsa Meclis'teki o tarihi anda heyecan doruktaydı. Ama ne yazık ki, Meclis'te yaşanan o tarihi anı, CHP ve HDP siyaseten anlamsız oturma eylemleriyle gölgelerken, halkın onlara verdiği mesajı da anlamadıklarını gösterdi.
Oysa halk seçim sonuçlarıyla partilere "uzlaşın" mesajı vermişti. Aslında bu, sistemi kurgulayanların da öngörüsüydü. O öngörüde şöyle deniyordu: "Halkın farklıtercihte bulunmasının siyasete yüklediğigörevleri anlamak gerekir. Eğerhalk farklı mecralardan hükümetive meclisi oluşturuyorsa, bu farklımecraları dengeleyerek bir anlamdamakul bir işbirliği üzerinden ve birbirinigözeterek iş yapılmasını istediğisonucuna ulaşmak gerekir."
Ama ne mümkün, CHP ve HDP'nin başını çektiği muhalefet, bir yandan kutuplaşmadan şikâyet edip, "uzlaşma veişbirliği"nin önemine değiniyor, öte yandan ise ucuz bir gerekçeyle Meclis'teki havayı geriyordu. Bu muhalefet etmek değildi.
Türkiye, böyle bir muhalefeti hak etmiyor. Seçim gecesini bile yönetemeyen, kayıplara karışan muhalefet aktörleri halkın tepki göstermesini bile anlamış değil. Hiçbiri seçim sonucundan ders çıkarmadıkları gibi değişmiyorlar da... Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu'nun şu sözü bir kez daha doğrulanıyor: "Sizindeğişimi savunmanız yetmez, muhatabınızında değişime hazır olması gerekiyor." Ne yazık ki CHP ve HDP bir kez daha değişmeyeceğini gösterdi.
Onlara destek veren "çamur medyası" da farklı değil. Daha ilk günden Meclis'in işlevsizleştiğinden, reform yapılmayacağından söz ediyor ve yayıyordu. Adeta her yazar kendi beklentisini gerçekmiş gibi sunuyordu. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan her konuşmasında ısrarla "reform ve değişim" diyordu:
"Biz Türkiye'yi 16 yıldır kesintisizreformlarla yönettik. Reformlarıdevam ettirmek zorundayız. Bir tarafızihniyeti değiştirmekse, diğer tarafıda anayasadan yasalara kadar mevzuatıdüzenlemektir."
Türkiye halkı bunu bildiği için de herseçimde değişime destek verdi. Bu gerçeğidün bir kez daha Meclis'ten sonraki ikincidurağımız Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndede gördük. Cumhurbaşkanı Erdoğan,Külliye'de dünyanın 50'yi aşkın ülkesindengelen devlet başkanlarını, siyasi aktörlerive Türkiye'nin dört bir yanından gelenkonukları ağırladı. Sonra da herkesin heyecanlabeklediği o an geldi. CumhurbaşkanıErdoğan da, yardımcılarını ve bakanlardanoluşan "teknik hükümet" üyeleriniaçıkladı.
O an isimler okundukça hem alkış kopuyor hem de "Aaa..." sesleri yükseliyordu. Sürpriz de vardı beklenen de. Liyakat ve ehliyet eksenli yeni bir sentezdi. Liste tamamlandığında Türkiye'nin yeni yolculuğu da başlıyordu.
Yeni sistemin ilk hükümet üyelerini kutluyor, başarılar diliyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.