Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insan hayatına dair ne varsa artık sosyal medyaya yansır oldu. Gündelik hayattaki aklınıza gelebilecek her şey telefon ekranlarına düşüyor. Kamu yararı için faydalı olan durumları bir kenara koyarsak çoğu zaman yargısız infazlara da neden olabiliyor.
Özellikle trafikte yaşanan kavgalar, kural ihlalleri sosyal medyanın ana gündemlerinin başında geliyor. Yaşanan olumsuzluğu ispat etmek için ise olayın taraflarının ilk işi cep telefonuyla olan biteni kayıt altına almak. Tabi burada gerçek manada mağdur olanları ayrı tutmak gerekerek bir noktanın altını çizmek lazım. Tabiri caiz ise hem suçlu hem güçlü olan taraf işlediği suçun üstünü örtmek için kendini haklı çıkaracak şekilde cep telefonu kaydı yapıyor. Olayın başını sonunu kesip biçip sosyal medyaya yüklüyor. Bunun eni iyi çözümü galiba araç kamerası olsa gerek. Yaşanan olayın baştan sona kayıt altına alınması ve hukuki müracaatları bu görüntüler eşliğinde yapmak kimin mağdur kimin suçlu olduğunu ortaya çıkaracaktır.
Kamera hayatımızın her yerinde dedik ya gerçekten öyle, eğer yemek siparişi verdiyseniz siparişi teslim alırken, getiren kuryenin kask kamerasına görüntünüz girebilir. Sosyal medyada yansıyan sipariş teslim etme görüntülerinde bunları sık sık görüyoruz. Müşterinin haberi olmadan bu şekilde (yüzü kapatılsa da) sosyal medyada görünmesi doğru mu? İzin alınması gerekmez mi? Bunlar da akıllara gelen diğer sorular .
Yukarı da verdiğimiz iki örnekle sınırlı değil tabi ki kameraların insan hayatının tam orta yerinde olduğu gerçeği., Restoranda yemek yerken, yolculuk yaparken, aklınıza gelebilecek neredeyse her yerde görüntünüz çekiliyor. İster kötü isterse gülümseten bir olay olsun, izniniz olmadan bir bakmışsınız sosyal medyaya düşüvermişsiniz. Ancak birileri için komik ya da eğlenceli olan görüntü birçok kişiyi mağdur edebiliyor.
Saydığımız örneklerdeki işletme sahipleri ya da bireyler bu durumun olası hırsızlık vs olayların önüne geçmek için olduğunu söyleyecek normal olarak. Ancak işin bir de müşteri tarafı var bunu da unutmamak gerekiyor. Bir taraftan güvenlik risklerini ortadan kaldıralım derken diğer yandan insanların rahatsız olacağı sınırı geçmemek gerekiyor.
Altını kalın harflerle çizeceğimiz nokta ise, yazının başında belirtiğimiz üzere "KAMU YARARI" adına fayda sağlayacak olayların paylaşımını ayrı bir yere koyuyoruz. Bunlar gerek sosyal medya gerekse basında yayınlanıp değerlendirilmeli zaten. Üstelik bir çok görüntü ihbar kabul edilerek ilgili makamların işlem yapması açısından önemli katkı da sağlıyor.