İsveç'te, ülke tarihindeki en büyük toplu katliam gerçekleştirildi.
Bir eğitim kurumuna düzenlenen saldırıda, saldırgan dâhil 11 kişi hayatınıkaybetti. Saldırıyı gerçekleştiren kişinin adını öğrenmek ve fotoğrafını görmek için biraz çaba göstermek gerekiyor çünkü saldırganbeyaz bir İsveçli...
35 yaşındaki saldırgan RickardAndersson, saldırıda hayatını kaybedinceİsveç başta tüm Batı medyası için bulunmazbir fırsat ele geçti. İsveç polisi, saldırıdabir terör bağlantısı ya da ırkçı bir motivasyontespit edilmediğini açıkladı. HattaRickard Andersson'un insanlardan hoşlanmayanve münzevi hayat yaşayan sorunlubir kişilik olduğu haberleri dolaşıma sokuldu.Yani saldırgan beyaz olunca başvurulanklasik "yalnız kurt" söylemitedavüle sokuldu.
Ne var ki saldırının gerçekleştirildiği eğitim kurumu, İsveç'te mültecilerin ülkedekalmak için gitmek zorunda olduğubir merkez. Okul yetkililerinin ifadesiyle ulusal düzeyde bir sınavın olduğu gün yaşanan saldırı, sınav dağıldıktan sonra gerçekleşti. Hayatını kaybedenlerin yaş aralığı 28 ile 68 arasında değişiyor ve ölenler arasındaSuriyeli bir Ortodoks Arap vebir Boşnak var.
İsveç polisi, saldırıda öldürülenlerin çoğunun yabancı olmasına rağmen, katliamda yabancı düşmanlığı izinin olmadığını iddia etse de bazı sosyal medya hesaplarına göre saldırgan, insanlara ateş etmeden önce "Avrupa'da İslam'a geçit yok" şeklinde bağırmış.
Dünyanın en özgürlükçü ülkelerinden biri olarak tanımlanan İsveç'te İslam karşıtlığı motivasyonu ile gerçekleştirilen ırkçı bir terör saldırısının gerçekleşme ihtimalinin zor olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak arşivlerde kısa bir yolculuk, İsveç'in bu demokratik görünümünü altında dünyanın en ırkçıülkelerinden biri olduğu gerçeğini bize gösteriyor.
Birkaç örnek vermek gerekirse, 21 Nisan 2020'de Adolf Hitler'in doğum gününde, İsveç'in pek çok kentinde resmi kurumların yanı başına Nazilerin Gamalı Haçbayrağının asıldığı ile başlamak gerekir. Bu olaydan bir yıl önce de "Nazilerdenhâlen maaş alan 15 eski İsveç askerininvarlığı" ajanslarda haber olmuştu.
Dünyada demokrasi hassasiyeti en yüksek ülkelerden biri olarak kabul edilen İsveç'te camilere bırakılan domuz başları, mülteci çocuklara yönelik şiddet eylemleri, Kuran-ı Kerim'e yönelik çirkin saldırılar ülkenin son yıllardaki yeni normali oldu. Bu iklimden yabancılara yönelik ölümcül bir saldırı çıkması da kaçınılmaz oldu. Kişisel tarihimden bir örnek vermem gerekirse de hayatım boyunca başımdan örtümünçekilmeye çalışıldığı tek saldırıyı2006 yılında yine İsveç'te yaşamıştım.
Uluslararası basın kuruluşları, İsveç'teki katliam sonrası artık ezberlediğimiz ikiyüzlütutumlarına devam ettiler. Saldırı hiçbir medya kuruluşu tarafından terör saldırısı olarak anılmadı. Dahası BBC saldırıya ilişkin haberinde saldırganın fotoğrafı yerine bir göçmenin fotoğrafını kullanarak algı operasyonlarına bir yenisini daha ekledi.
Müslüman karşıtlığının bir diğer adı olan yabancı düşmanlığı, Avrupa'nın kurucusöylemidir. İsveç'te yaşanan son katliam sonrası yaşanan örtbas çabasının yeni saldırılara cesaret vereceğini de maalesef yaşayarak göreceğiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.