Samsunspor ilk önemli pozisyonunu yakaladığında 20. dakikaydı. O sürede kendi sahalarında beklediler, yavaş hareket ettiler, maçın tempo kazanmasına izin vermediler. Kendi sahasında beraberliği iyi gören bir takım vardı karşımızda. Ya da biz öyle sandık.
Bu duruşa "Biz kazanmaya geldik" mesajı geldi mi? Hayır… Coşkusunu-isteğini kaybetmiştiFenerbahçe. Hızlı hücum kararıvermeleri gereken anlarda bile geridönüp, rakibin yerleşmesine izin veriyorlardı."Bir şey eksikti" denemez,çok şey yoktuFenerbahçe'de."Fight" diyecekbaşkan dayoktu belkide.
70'e kadar tek taraflı oyun içinde genç kaleci Tarık'ın, Skriniar ile birlikte Samsunspor ataklarına direnişi sahnelendi. Kasımpaşa maçının farklı versiyonu vardı. İkili mücadeleler kaybediliyor, son pas seçimlerinde yanlışlar birbirini takip ediyor.
Perşembe maçının etkisi olduğunu savunanlara, Samsunspor'un daha zorlu maçtan döndüğünü de hatırlatırız. Sadece vücut değil, ruh olarak da bitiktiler. İsyan eden yoktu.
Sonradan girenlerin enerji getirmesini beklendi. Ama oyun, başı kesiktavuğun davranışındaydı. Topu ayağına alan ne yapacağını bilmiyor, arkadaşına bakıyordu. Reis'in Samsun'u da tam tersi saha içi organizasyonu, pozisyonlanması ve pas trafiği ile hiçbir zorluk yaşamadan geçti yarı sahaya.
Ligin zirvesinde puan kayıplarının olduğu haftada, bir puanı yeterli görmek… Oyunun hikâyesine baktığınız zaman aslında bir puanı kazandı Fenerbahçe. Dikkat ederseniz Tedesco ile ilgili cümle kurmadım. Bilgisayarıne derse O'nu yapıyor çünkü. Liginruhundan, ateşinden haberi yok.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.