Garip bir ikilem var Tedesco'nun takımında. Sahadaki hesaba baktığınız zaman "Ofansif beşli" oynamak çok mantıklı. Topla yüzde 65 oynuyorsanız, yetenekli oyuncu sayısının fazla olması, baskıdan daha çok pozisyon üretmenizi sağlamalı. Maça döndüğümüzde, yüzde 30'larda oynamış rakibin aksiyon sayısı veya ceza alanınıza girme imkanı daha fazla olmuş. Rakibi tehdit edeyim, pasları daha doğru kullanayım derken,stoperlerin forvetleri burunlarınındibinde görmüş.
Kazanılan maçın analizinden bu "kısırlığı" çıkarmak zorunda Tedesco. Taktik veya set hücumu çalışma imkanlarının sınırlı olduğunu bilerek, aslında bu antrenmanı maçta yaptığının altını da çizmek lazım.
Kadroda beklenen ile üretilen arasında büyük fark var. Üçüncü bölgede topu ayağına alanının eveleyip-gevelemesi de bunun nedeni. Çünkü atak hamlelerinde kimsenin bir fikri yok. Kerem'in iki golünün de bireysel aksiyonlarla gelmesi de bu yüzden. Takımın pozitif vücut dili, beklemekyerine topa gitmeyi, pas bağlantılarınıkesmeyi hedefleyen agresif tavırçok iyi. Zaten ilk dakikadanitibaren "maçıkazanacağız" mesajınıda verip, tribünleri dearkalarına aldılar.
Yine de kandaki "sipeyşıl" (SpecialOne) virüsü, ikinci yarının hakimiydi. Topu rakibe verip, savunmaya geçmek. Geçişin peşine düşmek. Bu arada seyredenlerin yüreği pırpır ediyor. Geçmişte biliyorlar çünkü böyle yapıp, alakasız pozisyonlardan yedikleri golleri, sarsak defansın yaptığı hataları. Sonucun peşindeyseniz, bu bölümleri kazanarak geçip, kimliği bulmanın hedefindeyseniz, yukarda yazılanları ikinci plana atın. Çözüm için zamana, havanızı korumak için de galibiyete ihtiyacınız var
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.