Kendi kaosu içinde, kendi seyircisine karşı oynadı Fenerbahçe takımı. Taraftar olanlar maça gelmemişti zaten. Sezonun hayal kırıklığı içinde, Kadıköy'de beklediklerinivermeyen takıma karşıtavırlarını net koydular. Bu performansın sahipleri için daha küçük düşürücü bir durum zaten olamazdı.
Ama gelenler "seyirci" tarafı. Tribüne gelmenin tek nedeni vardı; tuttuğun takımı destekleyip, kazandığını görmek, sevince ortak olmak. Ama gol atan futbolcusunu ıslıklayıp, protesto edenler vardı. Nasıl ki gelmeyenler mesajlarınınet ortaya koyduysa, gelipde golü kutlamayanlar kendilerini"küçük düşürmeyi" başardılar.
Elbette hesap soracaklar. Daha iyisini isteyecekler. Tepkilerini de ortaya koyacaklar. Ama sahada ter dökeni,maç devam ederken hedefe koymak,"müşteri" profiline yakışandır. Öyle de yaptılar.
Bu sıkışmışlık içinde, öz eleştiri yapması gerekenler de olmalı. Szymanski kendine sormalı mesela. Ya da Jose… "Futbolcularımısuçlamam, hiçsuçlamadım" dedi maç öncesinde. Yani; "Sorun bende değil, onlarda" dedi aslında. Bir de çıkanı sarılıp, teskin edip oturtuyor. Tablonun-öfkenin nedeni kendisinin yapamadıkları değilmiş gibi.
Fenerbahçe camiası artık kendine gelmeli, hesaplaşmayı sürece bırakmalı. Kongreye gidiyor Ali Koç Yönetimi. Tek nedeni bugün "istifa" diye bağıranların dediğini yapması, Mourinho'yu getirmesi. Fenerbahçe'nin çocuğunubeğenmeyenlerin aklına uyması.
Artık kaçınılmaz bir süreç var. Herkes öfkesini cebine koymalı, sandığı beklemeli, takımı rahat bırakmalı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.