TRUMP'IN ABD Başkanlık koltuğuna oturmasından sonra Atlantik Okyanusu'nun her iki tarafında en büyük güven bunalımlarından birisi yaşanıyor. ABD Başkanı Trump, Avrupa'yı titretiyor. Ukrayna ve güvenlik konusunda ABD'nin desteğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan Avrupa ülkeleri çıkış yolu arıyor.
Brüksel'de transatlantik ilişkilerinin onarılamaz noktaya doğru gidebileceği endişesi zemin kazanıyor.
NATO'nun geleceği konusunda da endişeler belirmeye başladı. AB liderleri arka arkaya zirveler yapıyor.
Avrupa'nın artık kendi önlemlerini almasının gerekli olduğu görüşü de ağırlık kazanıyor. Üst düzey bir AB yetkilisinin "Artık uyanıp gerçeğin farkına varmalıyız" vurgusu genel havayı yansıtıyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de Avrupa'yı acilen silahlandırmaları gerektiğinin altını çizerek "Büyük bir hızla vites yükseltmemiz gerekiyor.
Avrupa'nın güvenliği tehlikede" diyor. Yeni bir güvenlik mimarisiyle AB'nin savunma alanında ABD'ye olan bağımlılığını düşürme potansiyeli var mı? Avrupa'nın düştüğü durumu ve olası jeopolitik gelişmeleri çok iyi okuyan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, tarihi hamleler yapıyor. AB liderleri, önce Paris'te, sonra Londra'da toplandı. 7 Mart'ta Brüksel'de düzenlenen AB'nin Fikirdaş Liderler Çevrim İçi Toplantısı'na katılan Başkan Erdoğan, Avrupa'ya yeni yol haritası verdi. Avrupa güvenliğine dair tüm adımların Türkiye ile birlikte planlanmasının müşterek menfaate katkı sağlayacağı kanaatinde olduğunu bildirdi. "Ukrayna'nın yeniden inşası ve ayağa kaldırılmasını amaçlayan Avrupa Barış Aracı gibi mekanizmalara dahil olmamız mühimdir" dedi.
ADİL VE KALICI BARIŞ
Başkan Erdoğan, şöyle devam etti:
"AB'nin savunma ürünleri tedariki ve yeniden imar programlarının dışında tutulmamızın izahının olmadığına inanıyoruz. AB'ye tam üyelik hedefimizi muhafaza ediyoruz. AB'nin de artık stratejik ve vizyoner tutum benimsemesini, üyelik müzakerelerimizin canlandırılmasını bekliyoruz. Rusya ve Ukrayna arasında adil, kalıcı ve onurlu bir barış için savaşan iki tarafın da masada olacakları sağlam bir diplomatik zeminin önemine dikkat çekiyoruz.
Bir an önce ateşkes sağlanması ve taraflar arasında güven arttırıcı önlem olarak havada ve denizde saldırıların durdurulması fikrini destekliyoruz"
Başkan Erdoğan, 3 Mart 2025'te AK Parti'nin geleneksel iftar yemeğinde de önemli mesajlar vermişti. "Son dönemde yaşanan gelişmeler, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.
Türkiye'nin hak ettiği şekilde yer almadığı bir Avrupa'nın küresel bir aktör olarak varlığını sürdürmesi giderek imkansız hale geliyor.
Türkiye'siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez.
Avrupalı dostlarımızın da bu hakikatle artık yüzleşmesini, vizyoner bir bakış açısıyla tam üyelik sürecimizi ilerletmesini bekliyoruz'' demişti.
Türkiye, güçlü ordusu, müthiş savunma silahları üretimindeki başarıları ile Bölgesel Güç-Küresel aktör durumunda.
NATO'DA ABD'den sonra en güçlü orduya sahip. Türkiye, kendi savunma mimarisini oluşturmuş, savunma sanayisi açısından ise büyük gelişme göstermiş bir ülke konumundadır. Güvenlik mimarisini geliştirmek zorunda kalmış AB, Türkiye'nin Avrasya'daki konumunu göz ardı ederse kaybetmeye devam eder. Bir NATO üyesi olan Türkiye'nin oynadığı rol göz önüne alınırsa Yeni Avrupa mimarisinde güvenliği sağlamada benzer istikrarı sağlayacağı açıktır. Son dönemde küresel güvenlik söylemlerini de arttıran AB, Türkiye'nin ETKİLİ ŞEKİLDE güvenliği sağlamadaki en önemli stratejik unsur olduğunu unutmamalıdır. İşte önemli bir örnek. İtalya'nın en büyük savunma ve havacılık şirketi Leonardo CEO'su Roberto Cingolani ile Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar Roma'da bir anlaşma imzaladı. Ortak girişimin İtalya merkezli olacağı, üretimin ise her iki ülkede yapılmasının planlandığı açıklandı.
Ortaklık, insansız hava sistemlerinin tasarımı, geliştirilmesi, üretimi ve bakımını kapsayacak.
Ortaklığın özellikle Avrupa pazarını hedef alması öngörülüyor. Leonardo CEO'su Cingolani, bu anlaşmayla "Daha güvenli bir kıta (Avrupa) yaratacağız" dedi. Selçuk Bayraktar, geçen Aralık'ta Baykar tarafından satın alınan İtalyan havacılık şirketi Piaggio'nun da drone üretim sürecine dahil edilmesini planladıklarını açıkladı.
İnsansız savaş uçakları, silahlı gözetleme ve derin vuruş kapasitesine sahip drone sektöründe Avrupa pazarının gelecek 10 yılda 100 milyar dolara ulaşmasının beklendiği belirtiliyor.
SONUÇ: Avrupa Birliği'nin ortak savunma mekanizması içerisinde Türkiye'nin çok önemli bir konumda olacağı şüphesiz.
Türkiye, bu süreçte AB ile yakın temas hâlinde olarak ortak savunma mimarisi oluşturma ve müttefik ilişkilerini Avrupa ile yakınlaştırma yoluna gidecektir. Türkiye, AB üyeliğinin önünün açılmasıyla, birlik içerisinde alınan kararlarda aktif rol oynayacaktır.
Evet. İngiltere, Fransa ve Almanya silahlı kuvvetlerinin bugünkü konumlarından 25 sene önceki hallerine dönebilmeleri için sadece yüksek savunma bütçeleri kifayet etmiyor.
Türkiye, stratejik konumuyla Avrupa'nın kaderini belirleyecek ve AVRASYA'da asla vazgeçilemez bir ortak olacaktır.