Gebze’de 7 katlı bina neden çöktü? Afet Yönetimi Uzmanı A Haber’de açıkladı
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde 7 katlı bina henüz bilinmeyen bir nedenle yıkıldı. Bina enkazından 2 kişinin cansız bedenine ulaşılırken Bilir ailesinden Dilara Bilir ekiplerin canhıraş mücadelesi sonrası sağ olarak çıkarıldı. Aynı aileden anne ve babaya ulaşmak için çalışmalar sürerken, A Haber’de canlı yayına katılan Afet Yönetimi Uzmanı Ogün Şimşek binanın neden yıkıldığına dair değerlendirmelerde bulundu.
Geçtiğimiz günlerde Balıkesir'de yaşanan 6.1'lik depremin artçıları devam ederken 2 gün aradan sonra Gebze'de 7 katlı bir bina bilinmeyen bir nedenle yıkıldı. Binada iki kişinin cansız bedenine ulaşılırken Bilir ailesinden Dilara Bilir sağ olarak enkazdan çıkarıldı. Anne ve baba Bilir içinse çalışmalar 15'inci saatte de devam ediyor. Konuyu A Haber ekranlarında değerlendiren Afet Yönetimi Uzmanı Ogün Şimşek, bir binada sorun olduğunun nasıl anlaşılacağını, söz konusu binanınsa neden yıkılmış olabileceğine dair açıklamalarda bulundu.
BİNADA SORUN OLDUĞU NASIL ANLAŞILIR?
Bir binanın yıkılmadan önce bazı belirtiler vereceğine dikkat çeken Şimşek, bu belirtilerden en önemlisinin ses olduğuna belirterek şöyle konuştu:
Bu türlü binalar yıkılmadan önce, ani bir sebeple olmadığı zaman bazı belirtiler verirler. Bu belirtilerden en önemlileri: Binada değişik sesler, olmayan seslerin gelmesi. İkincisi, stabiliteyi kaybetmesi. Örneğin mutfakta tezgahın üzerine koymuş olduğunuz bir malzeme meyil'den kaymaya başlar. Bu da insanların dikkatini çeker. Şimdi tabii enteresan, hem geçenlerde 2 ay önce olan depremde de aynı şeydi. Yıkılan binaların altı nedense hep eczane, yani bu türlü sağlık kuruluşlarının bir paydaşı olan bir binanın yıkılması tabii ayrı bir üzüntü kaynağı.
(foto- ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
YAPI DÜZENSİZLİĞİ Mİ YIKIMA NEDEN OLDU?
Şimdi burada şöyle bir şey var. Öncelikle eczane 1,5 kat. Yani 1,5 kat bizim yapı düzensizliği dediğimiz eğer bunu doğru hesaplamalar yapıp kolonları doğru yerlere, doğru çaplarla yerleştirirseniz aslında bir kusur gibi algılanmayabilir. Bu türlü imalatlar var mı? Vardır. Yani hepsi böyledir diyemeyiz. Ama bu üzerindeki yükleri daha sonra çok iyi analiz etmeniz lazım.
"CAMEKANIN AĞIRLIK KALDIRMA KAPASİTESİ YOK"
Şimdi buradaki en önemli unsur şu: Binanın şurasındaki yapıdan aşağıda 1,5 kat var ve burada tek kat var. Yani aslında enkazda kalan aile şu anda burada. Dolayısıyla üstünde de iki tane dubleks var. Şimdi dubleks yapılarda eğer yapmış olduğunuz tasarımlarda üst katları biraz daha yer kazanabilmek açısından kolonları biraz inceltip, yük azaldı, biraz daha inceltelim diye yanlış hesaplamalar yaparsanız sonucun burada olduğu gibi olabilir.
İkincisi olarak bakın şimdi, burada yan perde duvarlar var. Binanın bundan altında ne var? Yani bu ağırlığı taşıyabilecek ne var? Camekan. Yani bu camekanın bir ağırlık kaldırma potansiyeli yok.
(foto- ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"BİNALARIN SUDAN İZOLE EDİLMESİ LAZIM"
Hayır onlar cephede açılmıştır, onlar vardır ama sorun şurada. Burada yapmış olduğunuz imalatlarda çok dikkatli olmanız lazım. Özellikle bu türlü binalarda tabanda yapacağınız beton kalitesinin bir kat daha fazla arttırılmış olması lazım. C35 mi yapmaya karar verdiniz? Belki de burada C40-45 kullanıp daha kuvvetli bir bina yapabilirsiniz. Şimdi binaları değerlendirirken şöyle değerlendirmek lazım. Binalar yaşayan organizmalardır. Siz yağmur yağdığında ne yaparsınız? Elinize bir şemsiye alırsınız. Bu bizde çatı'dır. Ayağınıza bot giyersiniz. Bu temeldir. Şimdi diğer sismik hareketlerde hiçbir binada bir hareket yokken, bir çatlama yokken, eğer bu binada bir şey oluyorsa, demek ki bu bina yapıldığı andan itibaren temeli dahil ki bu türlü binaların sudan mutlaka izole edilmesi lazım. Temellerini mutlaka sudan uzaklaştırılması lazım. Bunu yapmadığınız zaman zemin sıvılaşmasına sebep olmaya başlar. Şimdi bu türlü denge bozulma anlarında, yani zemin yumuşadı, bina yumuşayan yere doğru yatmaya başladığı zaman artık böyle bir kütleyi ayakta tutabilme şansınız yok. Ne olacak? Zincir en zayıf yerinden kopacak. Ne yapacak? Yatacak ve kapanacak. Şimdi enkaz görüntülerine bakacak olursanız, üst tarafın iskeleti ayakta duruyor. Yalnız diğer bir şey ki çalışmaların ilk anlarında ona dikkatim çekti. Çıkan beton parçalarının kovalara doldurulması.
(foto- ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
DIŞ CEPHE KAPLAMALARINA DİKKAT!
Şimdi bu binalardaki en büyük tehlike o da şu: Dış cephe kaplamaları. Siz evet yağmur almasın, daha estetik dursun diye bu kaplamaları yapıyorsunuz ama altında ne var onu göremiyorsunuz bu sefer.
Görüntüye baktığımızda kaplama açılmış ama su kabartmış onu, değil mi? Yani ya zeminde bir araz var ki çöktüğüne göre bu durum böyle. Şimdi öncelikle şunu belirtmek isterim. Türkiye dünyada, dünya çapında inşaat işlerini alan ikinci ülke. Çin'den sonra ikinci ülke. Dünyanın her yerinde inşaat yapan bir ülkede bu türlü bir şey olabilir mi?
(foto- ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
SINDIRGI DEPREMİ YIKIMI TETİKLEMİŞ OLABİLİR Mİ?
Şimdi burada neler yapmalıyız? Buradaki sismik hareket, yani işte iki gün önce olan 6.2. Bir kere bölgenin Sındırgı'ya olan uzaklığı 210 kilometre. Şimdi Sındırgı'da 5 tane bina yıkılmışken İstanbul'un hemen yanındaki Gebze'de böyle bir binanın, böyle bir sismik dalgadan yıkılması korkunç, olmayacak bir ihtimal. İkinci de bu metro çalışmasıyla ilgili bazı kavramlar, öneriler sürülüyor. Şimdi tabii ki metroda hem açılma anında hem de ilerleme anında belli patlatmalar olur ama bu patlatma miktarları ilerleme için eğer bir makine ilerlemiyorsa çok sınırlıdır. Peki bir soru soralım o zaman. Burayı yapan müteahhit yerin 30 metre altında bir metro olabileceğiyle ilgili bir öngörü yapmamış mıdır? Yani yağmur gelecek, bir sismik... Peki bu deprem İstanbul'da olsa ne olacak?
(foto- ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
METRO İNŞAATI YAPIYI ETKİLER Mİ?
Metro inşaatı da burada. Birkaç blok ötede. Metro inşaatının girişi burası. Yani şu anda nerede belli değil. Ve bu metro inşaatlarının belli derinlikleri vardır. Bunu 30 metrenin üstünde yapmak bütün binaları aynı anda zarar vereceği için bu da çok düşük bir ihtimal. Geriye kalıyor binanın imalat anında yapılan hatalara. Bu yapısal statik hatalar olabilir, yanlış hesaplamalar olabilir ama burada en önemli olaylardan bir tanesi de şu: Böyle bir binanın statik hesabı belediyeye gidilecek ve buradan ruhsat alınacak vesaire. Sistem böyle yürüyor. Bizim Türkiye'deki temel problemlerimizden biri büyükşehirden ilçe belediyelerine doğru inmeye başladıkça bu projeleri kimler denetliyor? Bu denetlemenin acaba mesleki yeterlilikleri var mı? Ben size bir proje getiriyorum. Siz bir lisans evet mezunu olabilirsiniz, bir inşaat mühendisi olabilirsiniz, statikçi de olabilirsiniz ama piyasada ne kadar çalıştınız, ne kadar ev gördünüz? Bu soruların yanıtı çok önemli.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN


