Araştırmanın en dikkat çekici bulgularından biri, coğrafi yakınlığın mevsimsel eşzamanlılık için yeterli bir kriter olmaması. Aynı yarımkürede yer almak, benzer yükseklikte bulunmak ya da aynı enlem üzerinde olmak, iki bölgenin mevsimleri aynı anda yaşadığı anlamına gelmiyor. Hatta yan yana bulunan alanlarda bile doğa, tamamen farklı iklimsel ve ekolojik döngüler üretebiliyor.
"DOĞANIN TAKVİMİ TEKDÜZE DEĞİL"
Çalışmanın başyazarı biyocoğrafyacı Drew Terasaki Hart, mevsimselliğin basit bir döngü gibi ele alınmasının yanıltıcı olduğunu vurguluyor. Hart'a göre doğanın takvimi son derece karmaşık ve bu karmaşıklık özellikle farklı mevsim ritimlerinin iç içe geçtiği bölgelerde ekoloji ve evrim üzerinde derin etkiler yaratıyor.
Mevsimlerin ne zaman başladığı, ne kadar sürdüğü ve hangi koşullarla şekillendiği; bitkilerin büyüme dönemlerinden hayvanların üreme zamanlamasına kadar pek çok süreci doğrudan etkiliyor.
UYUMSUZLUĞUN ZİRVE YAPTIĞI YERLER AYNI ZAMANDA ZENGİN
Araştırma kapsamında hazırlanan yeni küresel harita, kara ekosistemlerinin mevsimsel zamanlamasını bugüne kadarki en ayrıntılı biçimde ortaya koyuyor. Harita, mevsimlerin en fazla "uyumsuz" olduğu bölgelerin, aynı zamanda biyolojik çeşitlilik açısından zengin alanlar olduğunu gösteriyor.
Bu durum tesadüf değil. Değişken hava koşulları ve farklı zamanlara yayılan mevsim döngüleri, aynı habitat içinde daha fazla türün gelişmesine olanak tanıyor. Komşu iki bölgede besin kaynaklarının yılın farklı dönemlerinde ortaya çıkması, canlıların farklı evrimsel yollar izlemesine zemin hazırlıyor.
YAN YANA ŞEHİRLER, FARKLI MEVSİMLER
Çalışmada öne çıkan örneklerden biri, ABD'nin Arizona eyaletindeki Phoenix ve Tucson kentleri. Aralarında yalnızca 160 kilometre bulunan bu iki şehir, neredeyse zıt mevsim ritimlerine sahip. Tucson yaz musonlarında yoğun yağış alırken, Phoenix'te yağışların büyük bölümü kış aylarında gerçekleşiyor. Bu fark, şehirlerin bitki örtüsünden hayvan popülasyonlarına kadar tüm ekosistemi belirgin biçimde şekillendiriyor.