Türkiye barışı korumak için savaşa hazır! Ankara küresel satrancı nasıl kuruyor? Uzman isimler A Haber'de değerlendirdi
Orta Doğu'da gerilimler devam ederken Türkiye ise yerli milli savunma sanayisindeki meyvelerini alıyor. Milli Muharip Uçak, yerli ve milli helikopterler, İHA ve SİHA üretimleriyle dünya çapında Türkiye, ülke güvenliğinde de yeni bir seviyeye ulaştı. Türk savunma sanayii, her yıl bir önceki yılı katlayan bir başarı hikayesi yazarken A Haber Satır Arası programında uzman isimler, Türkiye'nin oyun kurucu gücü yerli silahlarını masaya yatırdı. Gazeteci Ekrem Kızıltaş, Başkan Erdoğan'ın kararlılığı sayesinde bugün itibarıyla Türkiye'nin savunma sanayisi ile güçlü ülke konumuna geldiğini söyledi. Güvenlik Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Uğur Özgöker ise "Bu uçaklar, savunma sanayii olmasaydı biz İzmir'de denize zor girerdik, Akdeniz'de de Antalya Körfezi'ne sıkışmış kalmıştık. " dedi.
Türk savunma sanayisi, sahip olduğu mühendisler, şirketler ve sanayi ekosistemiyle birlikte büyüyen global arenadaki yükselişine tüm hızıyla devam ederken ülke güvenliğinde de yeni bir seviyeye ulaştı.
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
Milli sanayinin eriştiği seviye, gelecek hedefleri ve kritik projeleri; dünya kamuoyu tarafından da yakından takip ediliyor. Bu kapsamda Türk savunma sanayisii Milli Muharip Uçak, yerli ve milli helikopter, İHA ve SİHA üretimleriyle dünya çapında da dikkat çekiyor.
(Foto: AA)
UZMAN İSİMLER A HABER'DE DEĞERLENDİRDİ
Türk savunma sanayii, her yıl bir önceki yılı katlayan bir başarı hikayesi yazarken A Haber Satır Arası programında uzman isimler Türkiye'nin oyun kurucu gücü yerli silahlarını masaya yatırdı.
"2015 VE 2016'DAN SONRA ARTIK FİİLİYATA GEÇMİŞ"
Türkiye'nin yerli savunma silahları ürünlerinin büyük bir kısmını 1980'lerden itibaren planlamaya aldığını, 90'larda hayata geçirmeye çalıştığı ama bunu topyekün bir irade üzerinden ortaya koyamadığını belirten Akademisyen Doç. Dr. Cüneyt Küsmez, "Türkiye savunma sanayiinde 2000'li yılların başından itibaren biraz daha hızlandığını görüyoruz ama en çok 2015 ve 2016'dan sonra artık fiiliyata geçmiş. Tabi burada itici güç çok önemli. ASELSAN ve ROKETSAN gibi devlet destekli bu kuruluşların hem de TÜBİTAK'la beraber ARGE çalışmalarıyla bu işi kurtarmaları asıl temel nokta. Dünyadaki diğer devletlere baktığınızda işte çok büyük özel şirketleri görüyoruz. İşte Amerika'daki büyük şirketler onun dışında Avrupa'daki gibi bunun da başlangıcını Baykar yaptı. Bu çok önemli buna yeni şirketlerin de katılması lazım." dedi.
(FOTO: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
"TÜRKİYE TEDARİK VE SATIŞI DA BAŞARDI"
Türkiye'nin kritik iki eşiği aştığını vurgulayan Cüneyt Küsmez, "Diğer bir konu üretmek yeterli değil, bunun tedarik ve satışı çok önemli. Türkiye bu ikinci aşamayı da başardı. Özellikle Avrupa'da savunma piyasasında bunu zaman zaman yapmış olduğu girdilerle de kurtarıyor. Diğer bir nokta ise Afrika bölümü var, bunun özellikle savunma ürünlerini bu ülkelere de satabiliyor. Sonra Pasifik tarafı var; Pakistan, Malezya ve Endonezya en son örneğini gördük. Uçağın ortak üretim satışı ile ilgili çok önemli bir projedir bu. Dolayısıyla Türkiye bunu da yaptı. Hem kendi mühendisleriyle bunu başarıyor, hem bunu kendi yurt savunması içerisine kuple edebiliyor hem de bunu bir tedarik boyutuna getirip satabiliyor. Bunu son dönemde biz hep bir mühimmat üzerinden yani füze roket ve kara silah mühimmatı üzerinden gördük. Sonra bunları Havva Kuvvetleri'nin destekleyen hava vasıtaları üzerinden okuduk. Ve Deniz Kuvvetleri tarafında da yine füze ve roket sistemleri ile bunu bütünleştirdik." şeklinde konuştu.
"BARIŞ FORMUNU BİZİM KENDİMİZ BELİRLEMEMİZ LAZIM"
Küsmez, devamında şöyle konuştu: "Fakat biraz daha hızlanmamız gereken bir alan var. Ben her seferinde söylüyorum Altay tankını bir an önce ne yapıp edip bizim Kara Kuvvetleri envanterine vermemiz gerekiyor. Hibrit savaş ortamında tankları çok eleştirdiler. Ben bunu yabancı kaynaklardan da takip ediyorum. Bizim eski askerler de o konuda ikiye bölünmüş durumda. 'Tanklar artık işini bitirmiştir harp sahasında tanklara yer yok' diyenler de var, bir taraftan da 'tank mekanize birliklerin yeniden savaş doktrini tanımlanması gerekiyor' diyenler de var. Ben de ikinci söyleyen bunlardan. 'Bu kadar savunma sanayine para harcanıyor da ne olacak?' gibi sorular da geliyor. Füzeler roketler üretildi, uçaklar yapıldı, belli bir eşik aşıldı ama bakın hala Orta Doğu'da Amerikan barışı dediğimiz onun da ne olduğu tam belli değil. Dolayısıyla bu barış formunu bizim kendimiz belirlememiz lazım. Onun için de savunma sanayi çok önemli. Buradaki bütün silah sistemleri öncelikle bir savunma da kullanılabileceğini düşünmek lazım. Ben bir ara yakalanan bir teröristin sorgusundaydım o esnada masanın üzerinde gece görüş gözlüğünü gördü. 'Bu nedir diye sordu?' Oradakiler 'bu gece görüş gözlüğü' dediler. Tabii o sırada 'bakabilir miyim diye sordu?' Gece vaktiydi gözlüğü takıp oradan Cudi'ye doğru baktı. Bakın şu sözü çok önemlidir hiç unutmuyorum. 'Bunlar bizde olsa içinize kadar girerdik.' Yani bizim o dönemdeki teknolojik seviyemiz bugünlerle asla mukayese edilemez. Bugün Türkiye başarısını bu savunma sanayideki gösterdiği başarıyla sağladı."
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
"SAVUNMA SANAYİİMİZ OLMASAYDI ŞİMDİ SIKIŞMIŞ KALMIŞTIK"
Türkiye'nin savunma sanayiindeki başarısına dikkat çeken Güvenlik Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Uğur Özgöker ise "Bu uçaklar, savunma sanayi olmasaydı biz İzmir'de denize zor girerdik, Akdeniz'de de Antalya Körfezi'ne sıkışmış kalmıştık Doğu Akdeniz'i kitlemişlerdi. Bu gücümüzü gördükten gördükleri için Sevilla haritasını yırtmak zorunda kaldılar. Yakında Yunan Adaları'na inşallah vizesiz gireceğiz." dedi.
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
"İSRAİL VE AMERİKA'NIN YAPTIKLARI BİZE ŞUNU GÖSTERDİ: HER AN HER ŞEY OLABİLİR"
Vatanımızın koruyucularına ilişkin Akademisyen Dr. Hazar Vural da yaptığı açıklamada, "Türk Silahlı Kuvvetleri bizim gözbebeğimiz. Vatanımızın koruyucuları. Biz kültür olarak ordu millet bir yapıya sahibiz. Sadece yerli savunma sanayi ve silah sanayisinde geldiğimiz nokta bile aslında askerimizin işini kolluk kuvvetlerimizin işine o kadar kolaylaştırıyor ki onların canını koruyor. Türkiye'nin karakteri bu yurtta barış dünyada barış, DNA'mız bu şekilde. Her zaman böyleydi. İsrail ve Yunanistan zaman zaman bu psikolojilere kapıllıyorlar ama İsrail ve Amerika'nın yaptıkları savaş bize şunu gösterdi. Her an her şey olabilir. Özellikle artık hibrit yeni nesil altıncı nesil savaşlar havadan havaya durumlar çok önemli. Dolayısıyla bildiğiniz kadar gücünüzü artıracaksınız yerli silah sanayide sağlam olacaksınız bu sizi zaten bir çok noktada hem dokunulmaz hale getirecek hem de sesiniz gür çıkmaya devam edecek." şeklinde konuştu.
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
Gazeteci Ekrem Kızıltaş, Başkan Erdoğan'ın kararlılığı sayesinde bugün itibarıyla Türkiye'nin savunma sanayisi ile güçlü ülke konumuna geldiğini söyleyerek, "Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh, Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi ayakları üzerinde durabilmek kendi varlığını koruyabilmek ve en azından bölgede de belli ölçüde bir istikrar sağlayabilmek için güçlenmek zorunda. Allah'a çok şükür epey sıkıntılar badireler atlatıldıktan sonra çeşitli ambargolara maruz bırakıldıktan sonra kötü komşu insanı ev sahibi yapar sözünün doğrulacağı bir biçimi yaşadık Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlılığı sayesinde bugün itibarıyla savunma sanayindeki yerliliğin %80'i aşan ve ihtiyacı hemen her şeyi yapan ve yapmak üzerinde olan ülke konumuna geldik. Bu şu demektir birileri Türkiye alakalı bir hesap yapıp tutacaklarsa bundan sonra eskiden bir düşünüyorlardı. Şimdi ise 5-10 hatta çok fazla düşünmek zorunda kalacaklar." ifadelerine yer verdi.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN


