Esat Canan: Tutanaklar BDP'den sızdırıldı!

A Haber'de Sevilay Yükselir sunduğu %100 Siyaset programında bu hafta teröre karşı barış süreci ve İmralı tutanaklarının basına sızdırılması konusu masaya yatırıldı. BDP Hakkari Milletvekili Esat Canan ve hukukçu Kezban Hatemi'nin konuk olduğu canlı yayına, CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça grup kararı alındığı gerekçesiyle son anda katılmaktan vazgeçti. "Tutanakların BDP'den sızdırıldığı konusunda şüphem yok, yapılmamalıydı" diye Esat Canan, tutanakların BDP milletvekillerine fotokopi olarak dağıtılmadığını da belirtti. Genel merkez tarafından tutanakların gizliliği konusunda uyarıldıklarını da ifade eden Canan, tutanakları çaycı sızdırdı iddiasını ise gülünç bulduğunu dile getirdi. Avukat Kezban Hatemi ise, Başbakan Erdoğan'ın 100 yıllık bir mantaliteyi değiştirmeye çalıştığını dile getirerek, Türkiye'de bugüne kadar hiçbir siyasetçinin bu kadar risk almadığını söyledi.

TUTANAKLARIN BDP'DEN SIZDIRILDIĞI KONUSUNDA ŞÜPHEM YOK, YAPILMAMALIYDI
Benim bir şüphem yok. Tutanakların BDP'den sızdırıldığına dair en ufak bir kuşkum yok. BDP'de böyle bir şey olmaması gerektiğini düşünüyorum. Fakat tutanaklar çıkmış. Eğer bizden, partiden kaynaklı böyle bir tutanak ortaya çıkmışsa, son derece üzücü bir olayın ötesinde büyük bir ahlaksızlıktır. Bunu ben içime kesinlikle sindiremiyorum, parti olarak da sindirmemiz gerekiyor. Çünkü orada konuşulanlar dört kişi arasındaki özel konuşmalardır. Keşke ortaya çıkmamış olsaydı. Zamanlama açısından, büyük bir hassasiyetle bu süreci götürmeye çalıştığımız bir dönemde bu tür özel konuşmaların çarşaf çarşaf ortaya çıkmış olması elbette sürece zarar verir mi kaygısı birçok insanımızda mevcuttur. Ben tüm bunlara rağmen sürecin devam edeceğini düşünüyorum. Bu geçmişte de yaşandı, ama artık bu aşamadan sonra buna takılmamak gerektiğini üşünüyorum. Bu süreci büyük bir kararlıkla ve cesaretle götürmek lazım. Çünkü bu ülkenin gerçekten barışa ihtiyacı var.

TUTANAKLAR KİMSEYE FOTOKOPİ OLARAK VERİLMEDİ, SIZDIRILMASINA İNANAMIYORUM
Yayınlanmadan önce tutanaklardan haberdardım. Bize not olarak verilmedi. Kendi aramızda grup olarak bir değerlendirme yaptık. Konuşuldu, okundu. Sadece dinlemekle yetindik. Kimseye herhangi bir fotokopi ya da nüsha verilmedi. Hala inanamıyorum doğrusu. Bizden sızmış olsa bile bir takım bilgiler sızabilirdi. O şekilde bir metnin ortaya çıkabilmesi mümkün değil. İmralı'ya gidenler hariç, diğer milletvekili arkadaşlarım arasında hiçbirisinin eline öyle bir metin geçmedi. İstese dahi böyle bir metni bir gazeteye servis etmesi mümkün değildir, çünkü elinde yoktur. Birbirinden kopuk ya da konuya ilişkin bir takım bilgiler verebilir.

BDP GENEL MERKEZİ SIZDIRILMAMASI KONUSUNDA HEPİMİZE UYARI VERMİŞTİ
Genel merkez tarafından böyle bir bilginin sızmaması konusunda hepimiz uyarıldık. Genel Merkez bu konuda çok hassas davrandık. Biz bırakın metni sağa sola vermeyi, konuya ilişkin düşüncemizi bile açıklamak istemedik. Niçin vermek istemedik. Süreç hassas bir süreç, önemli bir süreç bunu sağlıklı götürmemiz gerektiğini düşünerek herkes kendi sorumluluğunun gereğini yerine getirmeye çalıştı. Böyle bir çerçevede bu notların ortaya çıkması…

'TUTANAKLARI ÇAYCI SIZDIRDI' İDDİASI DA GÜLÜNÇ, DOĞRUYSA SORUMSUZLUKTUR
Çaycı iddiası var. Bunu da gülünç buluyorum. Mümkün değil, böyle bir belgeyi bir çaycıya ya da sıradan birisine al bunun fotokopisini çek getir demek de bir sorumsuzluk örneğdir. Bu sorumsuzluktur. Kim vermişse, hangi parti yetkilisi vermişse bunu ben sorumsuzluk olarak görürürm. Bu kadar ciddiyetsiz bir yaklaşım olamaz diye düşünüyorum. İnanılır gibi değil.

BAŞBAKAN ERDOĞAN 100 YILLIK BİR MANTALİTEYİ DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR
Dünyadaki örneklerine de baktığımız zaman barış görüşmeleri çok risk taşıyan bir süreç ihtiva eder. Barışı sağlamak çok zor. Bir kere 330 yıllık bir şartlanma, her iki tarafta da bir bilenme var. Başbakan çok ciddi bir risk alarak 100 yıllık mantaliteyi değiştirmeye çalışıyor. Bugüne kadar hiçbir siyasetçide bu riski görmedim. Başbakan Erdoğan çözüm sürecini oyalayabilirdi ancak yapmadı. Hep insan üzerinden, çocuklarımız üzerinden siyaset yürütüldü bu ülkede. Artık halk barış istiyor.