Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de yaşayan herkesi ölümüne ilgilendiren çok önemli bir açıklama yapmıştı.
Ne zaman mı?
Geçtiğimiz ekim ayının başında; yani, İsrail
Golan Tepeleri başta olmak üzere Suriye'deki işgalini genişletmeden önce.
Aynen şöyle demişti: "Vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır... Şu anda bütün hesap bunun üzerinedir..."
Muhalif güruh hiç şaşırtmamış, Cumhurbaşkanı'nın açıklamasına anında burun kıvırmıştı.
Bir kısım "sömürge aydıncığı" da tahfif edecek kadar tozutmuştu.
İçlerinde en aklı başında bilinenler bile "Küçücük İsrail mi bize saldıracak, hadi canım sen de, bu kadar saçma şey duymadım!.." yollu aşağılamaya çalışmıştı.
CHP Genel Başkanı
Özgür Özel de sanki dersin İsrail bölgeye yerleştirildiğinden
beri hiç saldırganlık yapmamış
ve sanki dersin Nil'den Fırat'a
kadar "vaat edilmiş topraklar" (Arzı
Mevud) muhabbetini hiç duymamış
gibi taaccüp etmişti.
***
Özgür Beyciğim taaccüp etmekle de kalmamıştı. CHP Milletvekili
Namık Tan'ı kaynak göstermiş, "Namık Tan İsrail Büyükelçiliği yaptı. Onun söylediği açık:
İsrail'in Türkiye'ye saldırması olasılık bile değil..." demişti.
Sayın Cumhurbaşkanı boşuna agâh olmayı izhar etmiş demek ki. Meğer İsrail'in Türkiye'ye saldırması "olasılık" dışıymış.
İyi de, İsrail Başbakanı soykırımcı
Netanyahu'nun kurduğu askeri ve savunma bütçelerini yöneten
Nagel Komitesi'nin (açık ve net bir şekilde) Türkiye'ye saldırı hazırlığından söz eden oldukça hacimli raporu geçen gün dermeyan edildi, onu ne yapacağız?
İsrail'e "yol haritası" çizen raporun 20 sayfası kamuoyuna açıklanmış değil. Açıklanan kısımlara bakılacak olursa, Türkiye ile savaşa hazırlanmak için İsrail'in savunma bütçesinin milyonlarca dolar artırılması ve yeni silahların alınmasına ilişkin ayrıntılar var.
"İsrail'in Türkiye'ye saldırması olasılık bile değil" diyen Özgür Beyciğimizin Namık'ı buna ne diyecek
bakalım?
***
Şuncağızı belirtmeden geçmeyelim: İşbu "yol haritasını" hazırlayan Nagel Komitesi herhangi bir kuruluş değil. Eski Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı
Jacob Nagel'in başkanlığını yaptığı mahut komitede üst düzey savunma yetkililerinden müteşekkil.
"Yol haritası" ifadesi de lafın gelişi değil, bizzat
Netanyahu'nun marifeti. Söz konusu rapor hakkında, "Bu rapor bize İsrail'in geleceğini güvence altına almak için bir yol haritası sunmaktadır..." dedi.
"İsrail'in geleceğini güvence altına almak" konusunda da doktrin değişikliğine gideceklermiş. Artık caydırıcılıktan saldırganlığa geçeceklerini söylüyorlar.
İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın (Arapça) resmi hesabından, İsrail'in tarihi sınırları kapsamında
Suriye, Ürdün, Lübnan ve Filistin'i gösteren haritanın yayımlanmasını bu doktrin değişikliğiyle birlikte düşünmek lazım gelir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İsrail'in, Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yerin Türkiye olacağına ilişkin sözlerine, "ucube muamelesi" yapan eşhas biraz olsun utanır mı acaba?