İki gün evvel bir muhtar aradı. Dan diye yaptığı hizmetleri bir bir sayıp döktü. "Biz sadece evrak imzalamıyoruz" diyerek de bitirdi.
Bir başka muhtar da geçen gün yolumu çevirdi, üç aşağı beş yukarı aynı dertten muzdaripti.
Hayır, her ikisini de tanımam etmem. Ayrıca, mukim olduğum ilçenin muhtarları da değiller.
Bir yazarçizer arkadaşın televizyon ekranlarından "Muhtarlar işlevsiz kaldı..." demesine bozulmuşlar galiba, dememe kalmadı bir de ne göreyim. X uleması, Instagram fakihleri, TikTok müçtehitleri birleşmiş fetvayı vermiş:
"E-Devlet var, muhtarlara ne gerek var?"
Biraz daha yakından bakınca da
"sosyal medya linç konseyinin" maliyet hesabına girişmeyi ihmal etmediğini müşahede ettim.
Yaklaşık 50 bin muhtar, 22 bin lira maaştan ne yaparmış!
Sizin anlayacağınız, biraz daha kaptırsalar memleketin ekonomik sorunlarını muhtarların mütevazı maaşına bağlayacaklar.
Çözümleri de gayet net: "Kapat gitsin."
***
"Belge veren, başvuru alan, bilgi gösteren E-Devlet varken muhtara ne gerek var" he mi?
Peki, E-Devlet mahalleliye de göz kulak oluyor mu? Mesela, yaşlı ninenin kapısını çalıp "Teyze, bir ihtiyacın var mı?" diye soruyor mu, yanmayan sokak lambasına çözüm buluyor mu, işsiz bir gence "Gel şu kursa başvuralım" falan diyor mu?
Sosyal medyanın steril zekâsı için bütün bunlar "gereksiz ayrıntı".
Hatta yok mesabesinde.
Zira memlekette interneti, akıllı telefonu olmayan, olsa da kullanamayan, E-Devlet şifresini unutup PTT kuyruğunda bayılan binlerce insan sosyal medya kuşağının timeline'ında görünmüyor nasıl olsa!
Gelgelelim, hayat tuşla çalışmıyor; çokluk insan temasına ihtiyaç duyuyor, onu ne yapacağız?
***
Muhtarların gereksiz olduğunu dile getirmek için, "Mahallemde muhtarı bir kez bile görmedim..." diyen öyle aklıevveller var ki şaşarsınız.
Sanki dersin belediye başkanı, kaymakam, vali her gün evinin önünden geçiyor.
Hayır yani "Muhtarlar hiçbir şey yapmıyor" da arızalı sokak lambasının tamiri, rögar kapağının değiştirilmesi, yardıma muhtaç ailenin listeye eklenmesi ve cenaze evinin evrak işine kadar her şey kendi kendine mi oluyor?
Elbette her meslekte olduğu gibi, işini savsaklayan muhtarlar da vardır.
Gece gündüz koşuşturan on binlerce muhtarı, üç beş olumsuz örnek üzerinden "kolektif kıyıma" tâbi tutmak modern linç kültürünün tezahürüdür.
Kaldı ki muhtarlar atanmıyor, oylarımızla seçiliyor. Çalışmayan, görevini hakkıyla yerine getirmeyen muhtarı seçmezsiniz, olur biter.
Bir de "Muhtarlık gönül işidir, maaş almasınlar..." diyenler yok mu?
Madem öyle, sen de maaş alma birader. Çalıştığın işkolu gönül işine uygun değilse, aldığın maaş da mı değil; birine bağışla da görelim, boş yapma.