Ne zaman seçim sürecine girse tüm
dünyayı da beraberinde sallayan ABD'de yarın sandıklar kuruluyor. Katılım oranının 2016 seçimlerindekini aşacağı tahmin ediliyor. Hatta 1908'den beri yapılan seçimlerdeki en yüksek katılım bekleniyormuş.
Bizim buralarda da nefesler tutuldu. Çünkü ister istemez
Donald Trump'ın, küresel merkez medyanın "favori adayı"
Hillary Clinton karşısında,
anketlere rağmen seçildiği 2016 seçimlerini hatırlıyoruz.
ABD'nin iç siyaset malzemesi olan coğrafyalar nasıl da kazan gibi
kaynamaya başlamıştı. Avrupa ülkelerinin
güvenli kentlerinde bile bombalar
patlıyor, OHAL'ler ilan ediliyor, terör
dalgası esiyordu.
Yılbaşı gecesi gerçekleştirilen
Reina saldırısından sonra bıçak gibi kesilen bu kaotik süreçten Türkiye'de fazlasıyla
nasibini almıştı. Obama ve onun
mirasçısı Hillary'nin,
ABD'nin Orta Doğu'daki PKK-YPG üzerinden varlığına gerekçe gösterdiği DEAŞ markasının kullanıldığı saldırılarda canlarımızı kaybettik. Darbe girişimine
bile maruz kaldık.
Ta ki Trump 20 Ocak'ta başkanlık koltuğuna oturana kadar...
O günlerde bu köşede eskiden
Ecevit için söylenen bir söze atıfta bulunup "
Obama gitti Trump geldi terör bitti" diye yazmıştım.
***
Dikkat ederseniz seçimlerin yapıldığı 3 Kasım 2016 tarihini değil, Trump'ın seçildikten ancak
2,5 ay sonra koltuğuna oturduğu tarihi milat olarak gösteriyorum.
Çünkü aradan geçen süre de ABD'de seçime dahil. Tıpkı yarınki seçimlerin ardından gireceğimiz süreç gibi...
Bu kez şaibe iddialarının odağında "ABD seçim projesi" gereği erken kullanılan oylar olacak. 328 milyon nüfusu olan ülkede,
posta ve erken kurulan sandıklar yoluyla şu ana kadar 90 milyon kişinin oyunu kullandığı belirtiliyor.
Bu oyların güvenilirliğine ve geçerliğine dair tartışmalarsa şimdiden başlamış durumda.
***
Trump kazansa da kaybetse de hukuk yoluyla bir savaşın yaşanacağını tahmin etmek zor değil.
Her ne kadar Başkan
Trump yaptığı son atamalarla yüksek yargıda gücünü pekiştirmiş olsa da ABD
medyasının kayda değer yorumcuları,
işin sokağa taşma ihtimalini de göz
ardı etmiyorlar.
Trump "
4 Kasım'da medyada daha az korona haberi göreceksiniz" şeklindeki açıklamalarıyla kendine
güvendiğini ve "netleşmenin" daha
erken olacağını söylüyor. Biden seçim
gecesi Muharrem İnce gibi "
adam kazandı" deme basireti gösterse bile
temsilcisi olduğu kesimlerin yapamayacağı
şey olmadığını da yaşayarak öğrendik.
Dolayısıyla,
bu kez de pandemi gündemiyle tüm dünyayı esir alan ABD seçimlerinin sonlanması için
daha beklememiz gerekecek.
Evet, katılıyorum, bitse de gitsek!