Ülkeyi yasa boğan, dehşete düşüren Bolu Kartalkaya kayak merkezindeki yangının derin acısı sürerken ne yazık ki yangınla ilgili gerçekler siyasi paçozluğa kurban ediliyor. Bundan daha utanç verici bir şey olamaz. Bunu sadece ırkçı çıkışları ve paçozluğuyla bilinen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan değil, CHP'li siyasetçilerden fondaş medyanın "solcu" gazetecilerine hepsi yapıyor ve canhıraş bir biçimde Bolu Belediyesi'ni savunuyorlar.
Oysa ortada açık bir gerçek var; Kartalkaya turizm bölgesi de olsa Bolu il sınırları içinde kalan her otel, hatta en küçük bir restoran bile yangınla ilgili ruhsatı Bolu Belediyesi'nden almak zorunda. Denetim görevi de onların. Elbette bakanlığa ait sorumluluklar da var ama sorun yangınla ilgili olunca asıl sorumlu ve muhatap Bolu Belediyesi...
Peki bu gerçeğe rağmen daha ilk gün Bolu Belediye Başkanı Özcan ne dedi?
Çıktığı bütün o yandaş kanallarda "Bizyetkili değiliz" diye bağırıyor ve bakanlığısuçluyordu: "Burası turizm özel alanı.Dolayısıyla buradaki otelin ruhsatınıveren de rutin denetimleriyapan da Kültür ve TurizmBakanlığı."
Bundan daha utanç verici bir yalan olmaz. İnsan, "Bir belediye başkanımilyonların gözünün içine bakabaka böyle bir yalanı söylemez" diye düşünüyor ama söyleyen CHP'li Tanju Özcan'sa şaşırmamak gerekiyor. Daha vahimi de bu yalanı, ana haber sunucularının, solcu programcıların, kerli ferli profesörlerin tekrarlaması. "Biz neara buraya geldik" diye sormayacağım. Çünkü bu kesimin siyasi genetiğinde "yalan" en güçlü siyaset aracı ve bu 60 darbesinden beri hiç değişmedi.
Bütün bu siyasiler, gazeteciler, yorumcular bildikleri hâlde yangınla ilgili gerçeği saklıyorlar. Dün Sabah Gazetesi dâhil birçok medya mecrasında yer aldı. 78 insanımıza mezar olan Grand Kartal Otel yetkilisi, 12 Aralık 2024 tarihinde bir dilekçeyle yangına uygunluk denetimi için Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü'ne başvurmuş.
Peki Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ne yapmış? "Biz yetkili değiliz" diye bir cevap vermiş mi?
Hayır, tabii ki... Tam tersine İtfaiye Müdürlüğü 16 Aralık 2024 tarihinde Grand Kartal Otel'e bir ekip göndererek denetim yaptırmış. Hatta bir inceleme ve denetim kontrol formu da hazırlamış. O forumda ülkeyi yasa boğan yangına ilişkin bütün eksikliklerin hepsi var. Ama hiçbir işlem yapılmamış.
Peki neden yapılmamış? Cevabını arsızlığıyla meşhur Belediye Başkanı Özcan veriyor: "16 Aralık'ta itfaiyeci arkadaşlarım8 tane marjinal sorun buluyorve 15 günlük süre veriyor. Onlarbu sorunları yerine getireceklerinisöyleyip 24'ünde bu başvuruyu geriçekiyor ve işlemler duruyor. Çünkübu düzeltmeleri yapacak parayıharcamak istemiyorlar. Bu durumuşikâyet etme yetkimiz yok."
Gördüğünüz gibi gerçeği biliyor. Daha ilginci "şikâyet etme yetkisi" olmayan o belediye, aynı otele ait bir restorana yangına uygundur ruhsatı veriyor.
Hani sizin sınırlarınız içinde değildi?
Bir belediye başkanı ve ekibi, il sınırları içindeki bir otelde yangına karşı 8 önlemin alınmadığını tespit ettikleri hâlde bir şey yapmamışlarsa bu "suç"tur. Tabii ne karşılığı o işe göz yumulduğu da ayrı sorun...
Şunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim: Özcan, güya nepotizme karşı çıkan Halk TV'nin "solcu" programcılarının gözlerinin içine baka baka "dayı oğlunu" itfaiyeden sorumlu başkan yardımcısı yaptığını arsızca savundu, onlar da sustu.
Düşünüyorum da herhalde yüzlerce insanın hayatını tehlikeye atacak bu tavrı ancak Suriyelilerin suyunu kesecek kadar pervasızlaşan bir "ırkçı" yapabilir. Bunun başka izahı yok.
Ondan daha utanç verici olansa, bu yaklaşımı solcu diye geçinenlerin savunması.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.