MAHMUT ÖVÜR

AK Parti ve MHP yerel seçimlere büyük bir moralle giderken, DEM'le demlenmek zorunda kalan CHP sadece eşbaşkanlar arasında bir gerilim yaşamıyor, aynı zamanda bir önceki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile de derin bir gerilim içinde. Bu da sadece siyasi kadroları değil, Kılıçdaroğlu'nun "hançerlenmesi" nedeniyle Alevi sosyolojiyi de kapsıyor.
Bu gerilime yönelik Kılıçdaroğlu birçok işaret verdi ama son işareti bir hayli manidardı: "Hiç kimse yalnızlığımdan cesaret almasın..."
İktidara yönelik bir eleştirinin altında yer alan bu mesajın kime verildiği konusunda kimse tereddüt etmedi. Adres belliydi: CHP yönetimi.
Bir süre sonra da bu işaretin gereğini Meclis'teki idare amirliği seçimlerinde gördük. Kılıçdaroğlu düğmeye basmış ve destekçisi milletvekilleri harekete geçmişti. CHP tarihinde bildiğim kadarıyla ilk kez, genel merkeze rağmen Meclis'te farklı bir ekip seçiliyordu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve eşbaşkan Ekrem İmamoğlu ekibi kendilerine kurultayda destek veren Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün'ün seçilmesini isterken, Kılıçdaroğlu karşı aday çıkartıyor ve Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan'ı destekliyordu.
Seçimi Kılıçdaroğlu'nun desteklediği Bayraktutan 67 oy alarak kazanırken, Özel-İmamoğlu ikilisinin desteklediği Tüzün 55 oyda kalarak kaybediyordu.
Bu CHP içindeki iç savaşta yeni bir cephenin açıldığını gösteriyor. İdeolojik ve siyasi bir eksene dayanmayan bu kavganın, yerel seçim sürecindeki tek yanlı aday belirlemeleriyle daha da derinleşeceği görülüyor.
CHP, 31 Mart sonrası çok şeye gebe...

***

AK PARTİ İSTANBUL'UN SÜRPRİZLERİ

Başkan Erdoğan, İstanbul'un ilçe belediye başkan adaylarını açıkladı. Büyük oranda mevcutlarla yani "tecrübeyle" devam kararı alındı. Ama sürpriz isimler de var. İlk sırada daha önce Küçükçekmece'de belediye başkanlığı yapan ve ciddi iz bırakan Aziz Yeniay'ın tekrar gösterilmesi, kadın aday olarak İlknur Kovaç Bayraktar'ın Bayrampaşa'dan, Hüseyin Coşkun'un Sarıyer'den, Mustafa Günaydın'ın Beylikdüzü'nden, eski Kıraç Belediye Başkanı Hamit Öncü'nün Esenyurt'tan aday gösterilmeleri, sadece oy artırmanın değil kazanmanın hedeflendiğini gösteriyor. Muhalefetin dağıldığı, CHP'nin de DEM'e mahkûm olduğu bir süreçte bu isimlerin sürpriz sonuç almaları şaşırtıcı olmayacak.

***

GAZETECİLER CEMİYETİ NEDEN SUSUYOR?

O utanç verici sahneyi belki birkaç televizyon kanalında izlemişsinizdir. Ama basın özgürlüğü diye yeri göğü inleten hiçbir televizyon ve gazetede görmedim.
Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Akkuş, belediye hakkındaki bir "yolsuzluk" soruşturmasına karşı çıkarken, kameraların önünde kendilerine itiraz eden yaşlı bir kadının boğazını sıkıyor. A Haber muhabiri Ahmet Nazif Vural da doğal olarak bu saldırıyı engellemek için canhıraş araya giriyor. İşte o anda, kameraların önünde tam bir vandallık yaşanıyor. "İlerici-laik" kalabalık gözü dönmüş bir biçimde ve acımasızca tekme tokat muhabire saldırıyor. Kimsenin de kılı kıpırdamıyor.
Burada vahim olan sadece o kalabalığın saldırganlığı değil, o saldırı karşısında başta CHP yönetiminin ve "muhalif" medyanın susması ve hiç yokmuş gibi davranması. Doğrusu bu da içinde bulundukları "ötekileştirici" ruh hâli nedeniyle hiç şaşırtmadı. Şaşırtıcı olan, onlara benzeyen gazetecilik örgütlerinin hâli... Mesela benim de üyesi olduğum Gazeteciler Cemiyeti'nden bir açıklama duymadım. Yeni başkan seçilen okul arkadaşım sevgili Vahap Munyar, bu suskunluğun nedeni ne? Yoksa siz de "mahalle baskısı" nedeniyle eski Başkan Turgay Olcayto gibi hâlâ "Üzücü olayla ilgili bilgim yok, araştırmam lazım" mı diyeceksiniz?
Kınamanız, ses vermeniz Cemiyet'i bu ayıptan kurtarmaya yeter mi bilemem ama en azından bir ilk adım olur. Bekliyoruz...