KEREM ALKİN

15 Temmuz'dan Moody's e, Türkiye her türlü terör ve ekonomik müdahale ile, liderlerden Meclis'e, emniyet güçlerinden vatandaşımıza, topyekûn mücadelesini etkili şekilde sürdürürken, vatandaşımızın Türk Lirası'na bu derece zorlu bir konjonktürde sahip çıkması da, 15 Temmuz'daki kahramanlığın farklı bir yansıması olarak, takdir edilmesi gereken bir duruş. 2015'in ilk çeyreğinde, bankaların döviz mevduatı hesaplarında 143 milyar dolarlık döviz cinsinden tasarruf tutan vatandaşımız, 2015'in ikinci çeyreğinde 160 milyar dolara çıkardığı döviz mevduatı toplamını, 2016'nın ikinci çeyreği sonuna kadar, yani bu yılın haziran sonuna kadar korumuş.
Türkiye, 15 Temmuz hain darbe girişimini, tarihinin en tehlikeli terör eylemlerinden birini bertaraf ettikten ve her türlü terörle topyekûn mücadeleye girdiğinden bu yana, bankalardaki döviz mevduatı, 14 Ekim itibariyle, 144 milyar dolara inmiş durumda. 16 Ekim 2015'te, tam bir yıl önce, aynı döviz mevduatı toplamının 160.8 milyar dolar olduğunu dikkate aldığımızda, vatandaşımızın TL'ye sahip çıkması, ekonomik mücadelemiz açısından kritik önemde bir destek. Piyasanın 'sığ'laştığı dönemlerde, eğer vatandaşımız da döviz toplamaya kalksa idi, çok daha yüksek döviz kuru düzeyleri görebilir ve ekonominin algısıyla ilgili ciddi sıkıntı yaşayabilirdik.
Halkımıza bir kez daha şükran borçluyuz.

KÜRESEL BULUŞMALARIN ADRESİ İSTANBUL
Bir başka takdir de, Ekonomi Yönetimi ve ilgili bakanlarımız ve ekiplerine. Türkiye'nin Avrasya'daki yapıcı, kucaklayıcı ve umut verici rolünden memnun olmayan kimi küresel aktörler, Türkiye'nin uluslararası algısına zarar verme gayretlerini aralıksız sürdürseler de, Türkiye ve İstanbul'un, BM Evrensel Postalar Birliği Zirvesi sonrasında, ekim başında 23. Dünya Enerji Kongresi'ne ev sahipliği yaparak, önümüzdeki 25 ile 50 yılın küresel meselelerine yönelik kritik karar ve stratejilerin oluşturulduğu bir adres olması, Türkiye'nin Avrasya'daki vazgeçilmez önemini perçinlemesi açısından, hayli önemli buluşmalardı. İstanbul, bu hafta, bir kritik önemde buluşmaya daha ev sahipliği yapacak. G20'nin önde gelen ekonomilerinden, küresel ölçekte birçok sektörde faaliyet gerçekleştiren ve ürettikleri katma değer 700 milyar doları bulan önemli sayıda küresel şirketin üst düzey yöneticileri, Başbakan Yıldırım ve Ekonomi Yönetimi ile, Türkiye'deki yatırım fırsatları ve Türkiye'nin yatırım cazibesini artıracak önerileri paylaşmak üzere buluşacaklar. Türkiye'nin elinde İstanbul Uluslararası Finans Merkezi'nden, Türkiye Varlık Fonu'na paylaşacağımız 'yeni hikâyelerimiz' var. Eminim ki, küresel şirketlerin radarında hep olmayı sürdüreceğiz.