Türklerde, devlet başkanı seçiminde bir sistem yoktu. Hanedanın her üyesinin devlet başkanı olma hakkı vardı. Bu durum tarih boyunca devamlı olarak kaosa yol açtı. Oğuz töresine göre devletin, hanedanın ortak malı olduğu söylenir. Ancak bu yanlıştır. Ortak olan devlet değil, yönetimdir. Türk geleneğine göre devlet, hanedan üyeleri tarafından ortak olarak idare edilirdi.
ŞEHZADE İSYANLARI
Osmanlı İmparatorluğu'ndan önceki bütün Türk devletlerinde devlet başkanı seçiminde bir sistem oluşturulmaması devamlı olarak taht kavgalarını beraberinde getirdi. Genellikle hanedan üyelerine, isyan etmedikleri sürece dokunulmadı. Hatta isyan edenler birçok defa affedildiler. Ancak bu durum on binlerce insanın ölümüne sebep oldu.
Büyük Selçuklu Devleti kurulduğunda,
Tuğrul Bey hükümdar oldu, ancak ülke hanedan üyeleri
arasında yönetim sahalarına bölünerek idare edildi.
Tuğrul Bey'in zamanında kardeşi
İbrahim Yinal isyan etti. Daha sonra da tahta çıkan
Sultan Alparslan, kardeşi
Kavurd Bey, babasının amcası
Musa Yabgu ve amcazadesi
Kutalmış Bey'le
mücadele etti. Büyük Selçuklular döneminde isyan
etmedikleri müddetçe şehzadeler öldürülmedi.
Türkiye Selçukluları'nda da ilk başlarda isyan etmedikçe şehzadelere dokunulmadı. Ancak Anadolu'da isyan ve taht kavgaları bitmek bilmedi. Daha öncekinden farklı olarak Türkiye Selçukluları'nda isyan etmemiş şehzadeleri öldüren hükümdarlar oldu.
Yavuz-II. Bayezid savaşı.
İLK KARDEŞ KATLİ
I. Murad, 1362'de tahta çıktığında
Halil ve
İbrahim isimli iki kardeşi vardı. Sultan, Osmanlı hâkimiyetinden çıkan Ankara'yı geri aldıktan sonra Eskişehir civarına yönelerek bu bölgede isyan eden kardeşlerini ortadan kaldırdı.
I. Murad'dan sonra tahta çıkan
Yıldırım Bayezid, savaş sahrasında kardeşi
Yakup Çelebi'yi öldürttü. Kardeşinin isyan etme gibi bir
durumu olmamıştı.
Yıldırım'ın ölümünden sonra
Fetret Devri (1402-1413) Osmanlılar için çok acı
tecrübelerle dolu geçti.
Yıldırım'ın dört oğlu 11 yıl
birbirleriyle mücadele ettiler. Osmanlı ülkesi parçalandı.
Bu dönem, Osmanlılar'da kardeş katlinin
meşrulaşmasının zeminini hazırladı.
Çelebi Mehmed, kardeşlerini ortadan kaldırıp tahta çıktıktan sonra da problemler bitmedi.
Timur'un eline esir düşmüş olan kardeşi
Mustafa Çelebi ortaya çıktı.
Mustafa Çelebi, Çelebi Mehmed'e yenildikten sonra Bizans'a sığındı ve Osmanlı yönetimi için bir tehdit unsuru oldu.
Çelebi Mehmed öldüğünde (1421) Bizans'ın elinde bulunan kardeşi
Mustafa Çelebi'nin yeniden harekete geçebileceği endişesinden dolayı sultanın ölümü uzun süre gizlendi. Ölüm haberi duyulunca Bizans'ın serbest bıraktığı
Mustafa Çelebi, bütün Rumeli'ye sahip oldu. Vezirlerinin akıllı siyasetiyle amcasını mağlup eden
II. Murad, küçük yaştaki iki kardeşi
Yusuf ve
Mahmud'un gözlerini kör ettirerek etkisizleştirdi. Hamidili'nde sancakbeyi olan kardeşi
Mustafa'ya ise dokunmadı. Ancak
Mustafa Çelebi, Anadolu beyliklerinin kışkırtmaları sonucunda isyan edince yakalanarak öldürüldü. Yaşayan her şehzade, Osmanlı saltanatı için bir tehlike oluyordu.
I. Murad
FATİH KANUNLAŞTIRDI
II. Mehmed tahta çıktığında Osmanlı İmparatorluğu, Fetret Devri'nin sarsıntısını daha atlatamamıştı. Bizans'ın elinde muhtemelen
Mehmed Çelebi'nin oğlu olan
Şehzade Orhan potansiyel tehlike olarak duruyordu.
II. Mehmed tahta çıkar çıkmaz hayattaki tek kardeşi olan ve daha kundakta bulunan
Şehzade Ahmed'i öldürttü.
Fatih, İstanbul'un fethiyle Osmanlı İmparatorluğu'nu toparladı, 1402'den itibaren devam eden kargaşaya son verdi.
Fatih Sultan Mehmed, devlet ve saray teşkilatını belirli düzenlere oturtup kanunlaştırdı. Devlet teşkilatının kanunnamesini yazdıran
Fatih, kanunnamenin içerisine saltanat verasetiyle ilgili bir madde de koydurttu:
"Ve her kimesneye evladımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizâm-ı alem içün katletmek münasibdir. Ekser ulema dahi tecviz etmiştir (onaylamıştır). Anınla âmil olalar (amel edeler)."
Fatih Sultan Mehmed, kardeş katlini ilk
ortaya çıkaran padişah değildi.
Onun hükümdarlığından
önce
Osman ve
Orhan Gazi hariç bütün dedeleri kardeşlerini
öldürmüşlerdi.
Fatih, sadece mevcut durumu meşrulaştırdı.
Bunu yaparken de özellikle Fetret
Devri'nde oluşan Osmanlı devlet tecrübesine
dayanmıştı.
I. Ahmed
Fatih'in kanunnameye koydurduğu maddenin ne kadar haklı olduğu ölümünden hemen sonra anlaşıldı.
II. Mehmed'in ölümünden sonra iki oğlu
II. Bayezid ile
Cem Sultan arasındaki mücadele yıllarca sürdü. Mücadeleyi kaybeden
Cem Sultan, Hıristiyanlar'ın eline geçti. Yıllarca Osmanlı İmparatorluğu'nun dış siyasetini etkiledi.
Yavuz Sultan Selim'in saltanatının ilk yılları taht için kardeş kavgasının zirveye çıktığı bir dönem oldu.
II. Selim (1566-1774) devrinden itibaren büyük şehzade haricindeki şehzadelerin vali olarak görevlendirilmesine son verildi. Bu da taht kavgalarına son verdi. Ancak tahta çıkan Osmanlı padişahı, isyan etmeye fırsat bulamayan kardeşlerini öldürttü.
Fatih Kanunnamesi.
EKBERİYYET SİSTEMİ GELDİ
I. Ahmed, 1603'te tahta çıktığı zaman 15 yaşındaydı ve çocuğu yoktu. Bu yüzden önceki padişahların tahta çıkışlarında yapılanın aksine kardeşi
Mustafa öldürülmedi.
I. Ahmed, 1617'de öldüğünde yerine devlet ileri gelenlerinin mutabakatıyla, o zaman 14 yaşında bulunan büyük oğlu
Osman değil de ölen padişahın hayattaki kardeşi
Mustafa geçirildi.
Bu zamana kadar saltanat babadan oğula geçerken, artık ailenin en büyüğü (ekberiyyet sistemi) tahta çıkmaya başladı. Böylece Osmanlı veraset sisteminde yeni bir yöntem başlamış oldu. Ancak kardeş katli hemen sona ermedi. Padişahlar kardeşlerini yaşadıkları müddetçe kendileri için tehlike olarak gördüler. Nitekim askerler, hayattaki şehzadeleri padişahlar üzerinde bir tehdit unsuru olarak kullandı, bu yüzden de hükümdarlar fırsat buldukça kardeşlerini öldürttüler.
IV. Mehmed (1648-1687), kardeşlerini öldürmeye çalışsa da başta valide sultan olmak üzere, devletin ileri gelenleri buna engel oldular.
IV. Mehmed'in teşebbüslerinin başarılı olmamasıyla kardeş katli dönemi sona erdi.
Şehzade Mustafa'nın öldürülüşü.
DEVLET AYAKTA KALDI
Kardeş katli, özellikle de küçük yaştaki şehzadelerin öldürülmesi bugün bize vahşet gibi geliyor. Ancak her şeyi döneminin şartları içerisinde değerlendirmek gerekir. Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan kardeş katli bütün Türk tarihinin meselesidir. Bunun temelinde de devlet başkanının seçiminde bir sistemin olmayışı, veliahtlık kurumunun oluşturulmayışı yatar.
Kardeş katlini ortadan kaldırmak için veraset sisteminin oluşturulması gerekliydi. Veraset sistemi, uzun süre oluşturulamadı, ancak 17. yüzyılın başlarından itibaren ekberiyyet, yani hanedanın en büyüğünün tahta geçmesi sağlanabildi. Ancak şehzadelerin sarayda
"şimşirlik" adı verilen dairede hapis tutulması olumsuz sonuçları da beraberinde getirdi. Hayatı ve devlet idaresini tanımadan sarayda hapis hayatı yaşayarak yetişen padişahların önemli bir kısmı silik şahsiyetler oldular.
Kardeş katlinin meşrulaştırılıp şehzadelerin isyan etmeden öldürülmeleri, Osmanlılar'ı bütün Türk tarihi içerisinde farklı bir konuma taşımıştır. Bu sayede önceki Türk devletlerinde olduğu gibi Osmanlılar'da bölünme yaşanmadı. Türk tarihi incelendiğinde devletlerin taht kavgaları sonucunda parçalandığı görülür. Birliğini sağlayıp tek hükümdar otoritesini kuran Osmanlılar, bu sayede asırlarca devam eden bir devlet kurdular. Olumsuz bir hadise, yani kardeş katli, 600 yıl devam edecek büyük bir imparatorluğun gerçekleşmesindeki en önemli köşe taşlarından biridir.
Şehzade Mustafa'nın öldürülüşü.
KATLEDİLEN OĞULLAR
Osmanlı tarihinde kardeş katlinin yanı sıra saltanata ortak çıkmaya çalışan şehzadeler de öldürüldü. İlk şehzade isyanı çok erken bir dönemde I. Murad (1362-1389) zamanında oldu. Bu dönemde çok ilginç bir isyan meydana geldi. I. Murad, 1385'te isyan eden beylere haddini bildirmek amacıyla Anadolu'ya sefere çıkmıştı. Bizans İmparatoru V. Ioannes de dostluk antlaşması gereği Sultan Murad'ın yanındaydı. Bizans İmparatoru ile Osmanlı hükümdarı seferde iken bu durumdan istifade eden Savcı Bey ve Bizans İmparatoru'nun oğlu Andronikos, birlikte isyan ettiler.
Babalarının henüz Anadolu'ya geçmiş olduklarını ve geri dönünceye kadar idareyi çoktan ele geçireceklerini düşünüyorlardı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Durumu takip eden I. Murad tedbirini almıştı. Derhal geri dönerek isyanı bastırdı.
I. Murad, Bizans İmparatoru V. Ioannes'ten asi oğlunun gözlerini oydurmasını istedi. İmparator bu işe taraftar olmamasına rağmen sultandan korktuğu için oğlunun ve torununun gözlerine mil çektirdi. Ancak yine de hafif mil çektirdiği için Andronikos'un sadece bir gözü kör oldu. I. Murad da Şehzade Savcı Bey'in gözlerine mil çektirdi, ancak oğlunun bu hareketini bir türlü hazmedemiyordu. Sonuçta oğlunu boğdurttu.
Babasına karşı isyan edip başarıya ulaşan tek şehzade Yavuz Sultan Selim oldu. Babasıyla yaptığı mücadeleyi kaybetmiş olmasına rağmen, askerin baskısıyla tahta çıktı
Kanuni, kardeşi olmadığı için tahta rahat çıkmıştı. Ancak yaşlanıp sefere çıkmamaya başlayınca dedikodular başladı. Şehzadelerin çevresindekiler, onları babalarından daha iyi hükümdar olacaklarına dair kışkırttılar. Bunun sonucunda da Kanuni, oğulları Şehzade Mustafa ve Şehzade Bayezid'i öldürttü.
III. Mehmed devrinde ilginç bir gelişme meydana geldi. Dışarıyla irtibat kurarak babasının yerine geçmek için faaliyet gösteren Şehzade Mahmud boğularak öldürüldü.