ERGÜN DİLER

HAMAS'IN kontrol altında 7 Ekim saldırısını düzenlemesi, ABD'nin bölgeye "kalıcı değişimi getirmek için" çökmesi, İngiltere'nin zorlanması, Çin'in geri itilmesi, Kral Charles'ın KRAVATLA mesaj vermesi, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda barışın engellenmesi, Prigozhin'in isyanı ve sonrasında tasfiye edilmesi, Boris Johnson'ın istifaya sürüklenmesi...
Daha neler neler...
Gelin tüm olan bitene aynı kulvardan bakalım...
Geçtiğimiz günlerde çok önemli bir itiraf geldi! Ukrayna Halkın Hizmetkarı Fraksiyonu Lideri ve Rusya'yla müzakerelerde Ukrayna heyetinin başkanı olan David Arahamiya, "Rusya barış istedi. Fakat İngiltere buna engel oldu..." dedi. David Arahamiya, Ukrayna televizyonuna yaptığı açıklama ile resmen dengeleri sarstı: Boris Johnson müzakere sırasında Kiev'e geldi. Bize 'Rusya ile hiçbir anlaşmaya imza atmayın.
Savaşmaya devam edin' dedi.
Mart 2022'de Rusya barışa yakındı. Kiev'in etrafından askerlerini çekerek bunu gösteriyordu. BARIŞ GÖRÜŞMELERİ İSTANBUL'da gerçekleşiyor, Başkan Erdoğan bizzat liderlik yapıyordu. Gelen giden çoktu. Araya girmek isteyenler de... Görüşmeler iki gün sürdü. Taraflar "DEVAM ETMEK" dileğiyle masadan kalktılar. MASA'dan ayrılsalar da olacaklardan haberleri yoktu. BARIŞ MASASI kuruluyor, bir odak bundan rahatsız oluyordu. Ve düğmeye basılıyordu! Dünyanın gündemine bir anda BUÇA KATLİAMI düşüyordu. Yayınlanan görüntüler ve fotoğraflar sivillerin nasıl katledildiğini gözler önüne seriyordu. İşin içinde WAGNER vardı. Pek çok kişi WAGNER'in KREMLİN'e Putin'e bağlı olduğunu düşünüyordu.
Sonradan bunun doğru olmadığı anlaşılacaktı. Wagner, Kiev'in 45 km. ilerisindeki BUÇA'ya giriyor köyleri yakıp yıkıyordu. MOTİZİN köyü en çok canı yanan bölgeydi!
WAGNER LONDRA'dan aldığı emirle "BARIŞ MASASINI" dağıtıyordu. Tarafların anlaşmalarının önüne geçiyordu.
Katliam varken kimse el uzatamazdı! Operasyon tutuyordu.
Masa dağılıyordu. Peki katliam haberini kim sızdırıyordu! EVET!
ALMAN İSTİHBARATI...
İngilizler'in tarihi rakibi!
Devam...
Belarus'un Reçista şehrinde doğan 51 yaşındaki Sergei Vladimiroviç Sazanov ile Wagner'in 1. keşif ve saldırı bölüğüne bağlı saldırı müfrezesinde irtibat subayı olarak görev yapan Belarus'un Orşa şehrinde doğan 32 yaşındaki Alexander Alexandroviç Stupnitski, dehşete imza atıyordu. Wagner'in şefi Prigozhin'inden aldıkları emirleri uyguluyorlardı. Masum insanları öldürüyorlardı. Putin ve ekibi ise yayınlanan görüntülere anında tepki gösterip "Bunlar doğru olamaz. Hepsi kurgu" diyorlardı.
Asla kabul etmiyorlardı. Oysa Wagner'in ne olduğunu çok iyi biliyorlardı. Ancak doğruyu konuşma şansları yoktu! Bu hamle İngiltere ile Rusya'nın arasını iyice açtığı gibi Wagner'i de Kremlin'in hedefine koyuyordu!
Tansiyon tırmanıyor, Prigozhin açıktan Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov'u hedef olarak gösteriyordu. DERİN RUSYA ve ORDU Wagner'e mühimmat vermiyor, zorluk yaşamalarını istiyordu. Tasfiye için düğmeye bastıklarında karşılık verebilmelerinin önüne geçiyorlardı! Hatta Rus hava gücüyle, WAGNER birlikleri bombalanıyordu. Detay verilmiyordu! Ancak savaş Rusya- Ukrayna arasında değildi artık...
BUÇA'dan hemen sonra İngilizler'in bile "SÜRPRİZ" diye nitelediği bir ziyaret gerçekleşiyor ve Başbakan Boris Johnson Kiev'e gidiyordu. İSTANBUL'DA MASA DAĞILIYOR, BUÇA'DA KATLİAM YAŞANIYOR ve ziyaret gerçekleşiyordu! İngiliz Başbakan, KİEV sokaklarında görüntü vererek MASAYI DAĞITMANIN keyfini sürüyordu... Rusya'nın büyük kazançla masadan kalkacağını biliyor ve bunu engelliyordu. Ve Putin için başka planlar yapılıyordu! İçeriden MOSKOVA'yı yıkarak tek kazanan olmak istiyorlardı.
Dün de bugün de...
Sonra sıra Prigozhin'e geliyordu. Sahne artık onundu. Londra'dan aldığı destekle PUTİN'e meydan okudu.
Birliklerini topladı. Moskova'ya yürüyüş başlattı. Bu 2000'lerin başından bu yana devletin başında olan Putin'in yaşadığı en büyük tehlikeydi. Koskoca RUS DEVLETİ çaresizdi. Kimse ne yapacağını bilemiyordu.
Kremlin Moskova'nın girişine barikatlar kurduruyordu. Devletin içinden WAGNER'e nasıl destek geleceğini de kestiremiyordu.
Panik büyüktü. Putin gelişmeler karşısında yapması gerekeni yapıyor ve "BU VATANA İHANET" diyordu. "Sorumlular cezalarını çekecek" uyarısı yapıyordu. Ancak araya DERİN ELLER giriyor ve Prigozhin "Rus kanı dökülmesin diye eylemi bitiriyorum" açıklaması yapıyordu.
Bir iki gün sonra yani VATANA İHANETLE suçlanan Wagner'in lideri Prigozhin KREMLİN'de akşam yemeğinde Putin'le buluşuyordu. Bir süre sonra da CIA'nın desteğiyle havada tasfiye ediliyordu. Yani İngilizler BARIŞI engellemekle kalmıyor az kalsın Putin'i de götürüyorlardı! Planları çok etkili ve sonuç almaya yakındı!
Nereden bakarsanız bakın Londra, Moskova'yı korkudan titretmeyi başarıyordu.
Barış Masası'nın dağılması ve BUÇA katliamından sonra KİEV'e giden Boris Johnson da görevinde kalamıyordu. ABD içinden gelen basınçla istifa ediyordu. Başbakan Johnson'a, kabinesindeki 5 bakan, 50'nin üzerindeki bakan yardımcısı ve hükümet görevlisinin istifası sonrası "parti kontrolünü kaybettiği" için görevi bırakma çağrısı yapılıyordu. Süreci başlatan Johnson'a yakın iki bakanın istifası oldu! Maliye Bakanı Rishi Sunak ve Sağlık Bakanı Sajid Javid.
Sunak istifa mektubunda, "İngiltere halkı hakkı olan şekilde hükümetin düzgün, ciddi ve yetkin bir şekilde yönetilmesini bekliyor" ifadesini kullanarak Johnson'a yükleniyordu.
Tansiyon normale dönünce HAMAS ve İSRAİL savaşı başlatılıyordu. Küresel lig'de oyuncular belliydi. Saflar netti. ABD'ye ve AB'ye düşen Yunanistan da ELGİN MERMERLERİ üzerinden Rishi Sunak'a ve Londra'ya yükleniyordu. Bu nedenle İngiltere Başbakanı Sunak, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile görüşmesini son anda iptal ediyordu. Gerilim büyüyordu. Yunan medyası, babası YUNANİSTAN DOĞUMLU olan Kral Charles'ın ülkesine saydırıyordu! Resmen küfür ediyorlardı. Sunak'ın krizi iyi yönetemediğini düşünen Kral da, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki COP 28 Zirvesi'nde Başbakan Sunak'a Yunanistan bayrağının renk ve sembolleri taşıyan kravat takarak mesaj veriyordu!
Ukrayna'daki savaş ile Gazze'de olan aynı kurgunun farklı sahneleriydi! KÜRESEL KAPIŞMANIN mevzileriydi!
Gazze'den sonra bu dalga belli ki SURİYE'ye inecekti! Bizi daha da yakından ilgilendirecekti! Tüm adımları Washington ve Londra'nın ÇATIDA yer aldığı alt tarafta Pekin ile Moskova'nın bulunduğu ŞEMA üzerinden değerlendirmek şarttı! Duraklarda kimin inip bindiğine değil GİDİLEN YOL'a bakmak önemliydi!
Özellikle bizim için...

NOT: Barış Masası dağılınca herkes ABD'yi suçlamıştı. Liderlerin açıklamaları ortada...