2.Dünya Savaşı sonrası Yalta konferansı düzenlendi... Amacı yeni bir dünya düzeni kurmaktı. Rusya, ABD ve İngiltere liderleri Stalin, Roosevelt ve Churchill bir araya geldi. Dünya, savaşın hemen ertesi bu 3 hakim gücün buluşmasına kilitlendi. İngiltere harap olmasına rağmen masadaki hakim güçlerden biriydi... ABD'nin Süper Güç olarak tahtı aldığı o buluşmada Yeni Dünya Düzeni'ni, bugünkü sistemin temellerini bu 3'lü o gün kuruyordu. Aradan yıllar geçti. BM'den NATO'ya kadar her şeyin değişmesi gereken yeni bir düzen ihtiyacı artık kaçınılmazdı. O nedenle son Trump- Putin görüşmesine de baktığımızda Yeni Dünya Düzeni kuruluyor.
Çünkü sistem çöktü artık. Varşova Paktı bitti, NATO'nun işlevi de sona erdi. Yeni NATO'ya acil ihtiyaç var. O yüzden Trump Ukrayna'ya yerleşecek barış garantisi ordusuna Japonya ve Avustralya'nın da katılabileceğini söyledi. Yani NATO'nun kuralları, angajmanlarının yanı sıra üyelerinin bile değişebileceği bir döneme giriyoruz. Yalta ile bugünkü görüşme arasında ciddi bir fark var. Yalta'daki 3'lüydü Trump-Putin buluşması ise ikili... Yani artık İngiltere masada yok. Tasfiye oldu. Yeni dünya düzeni Türkiye- Rusya ABD üçlüsü ile kurulacak.
Türkiye masada olmasa bile aslında onu kuran güçtü. Aslında Putin resmen açıklamıştı. "Eğer heyetler arasında anlaşma sağlanmazsa asla masaya gelmem" diye. İşte hem Ukrayna hem de Rusya heyetleri tekrar tekrar Türkiye'de buluşup, Putin'in istediği noktaya getirdiler. Türkiye'de iş bittiği için Putin ABD'ye gitti. Trump ile Putin'i sağlanacak barış masasına oturtan Ankara'ydı. O yüzden hem görüşme sırasında hem de görüşme sonrası Başkan Erdoğan ve Dışişleri Bakanımız her iki taraftan da boşuna aranmadı. O görüşme için Avrupalı liderler de ABD'ye çağrıldı. Avrupalı liderleri anlatan çok ilginç bir fotoğraf vardı. Hepsi koyun gibi başlar önde Trump'ın önüne dizildiler. Beyaz Saray özellikle o fotoğrafı tüm dünyaya servis etti. ABD Avrupa'ya resmen "Artık siz çakal değil koyunsunuz. Haddinizi bilin" mesajını veriyordu bu fotoğrafla.
Hepsi dünya siyasetinde tasfiye olurken, o fotoğrafa dahil edilmeyen masa kurucu Türkiye küresel güç olarak onların yerini alıyordu artık. Avrupa'nın yeni dönemde hiçbir yetki ve etkisi yok. Resmen ABD ahırına giren koyunlara döndüler. AB ve ABD'nin desteklediği Ukrayna "NATO'ya gireceğim" diye tutturarak savaşı çıkardı. Türkiye kaç defa barış noktasına getirdi. Avrupa ise hep vazgeçirdi.
Şimdi ise savaşı çıkaranlar, destekleyenler ve uzamasını isteyen leş kargaları barış peşinde. Peki neden bu noktaya geldiler? Çünkü ellerindeki eski silah stoklarını Ruslara karşı erittiler. Bundan dolayı ABD Avrupa'ya trilyon dolarlık silah satarak kazanacağını kazandı . AB ise yeni silahlara kavuştu. Şimdi barış diye toplanarak Gazze'yi de unutturdular.
Dünya ve kendi kamuoylarından yükselen insanlık çığlıkları nedeniyle İsrail'e öfke ve nefretin ülkelerinde yaptığı tahribatı önlemek için Beyaz Saray'da kuyruğa girip koyuna döndüler. Vicdanı yönlerini göstermek için kapılarda beklediler. Vicdan sızlaması arayışı içindeler. Çünkü tüm dünyada öfke ve nefret katlanarak artıyor. Bu görüşmelerin bir başka etkisine gelince...
Rusya bunlarla görüşmedi, kale bile almadı. Hepsini Trump'ın kapısında bıraktı ve toprak kazandı. ABD ile Ukrayna'nın yeraltı zenginliklerini paylaştı. ABD de Rusya'nın da işgalini onaylamış oldu. Böylece illegaliyeti legalize etme işine ABD üstlendi. Ahmak Zelenski'nin önüne harita koyup "Ateşkes yok sadece barış olacak. Toprak vereceksin" dayatması ile adamı vatan haini yaptılar. Tüm bunların küresel yansımaları da olacak. İsrail için örnek teşkil edecek. Böylece İsrail'in işgalini de meşrulaştırma çabaları olacak. İsrail "Rusya işgal ediyor ve onaylanıyorsa bende yaparım bu da onaylanmalı" diyecek. Eğer Hindistan fırsat bulup silah üstünlüğü bulabilirse Keşmir'i işgal edip bu da benim meşru hakkım diyecek.
Yani küresel meşruiyet oluşturuluyor. Çin de artık Tayvan'ı daha güçlü bir şekilde işgal edip meşruiyet hakkı arayacak. Bütün dünyada her işgali yapan örnek gösterecek. Güçlü olanın borusu çalacak Türkiye son 20 yıldır güçlü olmaya çalışıyor. Dünyadaki bu utanmazlığı, aymazlığı, kötü meşruiyet emsalini fırsata çevirerek adalet ve hakkaniyetle, herkese eşit paylaşımla yaklaştığı için, kültürel askeri ve ekonomik işbirliği yapma gayesiyle ülkeler Ankara'da sıraya girmiş durumda.
Sığınacak güçlü hami, liman arayışları hızlanacak. Türkiye'nin sadece savunma işbirliği ve paylaşım diplomasisi güçlenmiyor. Aynı zamanda KÜRESEL BİR AKTÖR haline gelmesini sağlanıyor. Bu da Türkiye, Rusya ve ABD olmadan yeni bir dünya düzeninin kurulamayacağını ve herkesin buna göre pozisyon almasını sağlayacak. Türkiye'nin küresel etkisinin vazgeçilmezliği ortaya çıkacak. Artık Türkiyesiz hiçbir şey olamayacak.