Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi bugün köşesine Ali Babacan'ın itirafını taşıdı
Her şey Ali Babacan'ın, Abdullah Gül'ün muhalefetin ortak adayı olarak çıkarılması projesinin "tam göbeğinde" olduğunu açıklamasıyla başladı. Siyasi ikiyüzlülük tartışması ise o sırada Babacan'ın AK Parti milletvekili olması nedeniyle yaşandı. Ali Babacan bu yorumlara bozulmuş. Bunu "büyük yalan" olarak tanımlıyor. Ali Babacan, yaptığı siyasi ikiyüzlülük ortaya çıkınca tutuşmuş. Kronolojik çarpıtma yapıyor.
Babacan için "Önce Erdoğan'a imza attı, sonra gitti Gül'ün adaylığı için çalıştı" denilmedi.
AK Parti milletvekiliyken, AK Parti'nin genel başkanı ve cumhurbaşkanı adayı olan Erdoğan'ı tasfiye projesinin tam göbeğinde yer aldı, denildi. Ama bunu önce Ali Babacan dedi. Ali Babacan o açıklamayı yapmasa kim ne bilecekti? Babacan yalanlıyor ama kendisini yalanlıyor.
Babacan, kendini kurtarmak için, "Birinci tercihim olmadığı için ikinci tercihime destek vermiş oldum. Propaganda aygıtı, yalan söylüyorlar. Erdoğan'ın adaylığı 3 Mayıs'ta. Gül'ün adaylığı kesinlikle olmadıktan sonra ben Erdoğan'ın adaylığını desteklemiş oldum" diyor. Bu söylediği de doğru değil.
Erdoğan'ın adaylığına 3 Mayıs'ta imza verdiği için Babacan kendince bir çıkış yolu buluyor. Ama hem Bahçeli, hem Davutoğlu onu doğrulamıyor
Davutoğlu düpedüz Babacan'ı yalanlıyor.
"Sayın Babacan ve Sayın Beşir Atalay bana da gelerek Sayın Gül'ün böyle bir düşüncesi olduğunu ve üç partinin ona destek vereceğini ifade ettiler. Ben de kendilerine, Cumhurbaşkanı'na raporlar sunup yanlışlıkları ifade ettiğimi, AK Parti içindeyken bunları dile getirmeye devam edeceğimi, böyle bir koalisyonun, yani Sayın Gül'ün cumhurbaşkanı adaylığı üzerine bir ittifakın doğmasına pek ihtimal vermediğimi, ama olsa bile bunun AK Parti içindeyken yapılmasını doğru bulmadığımı söyledim" diyor.
Sayın Babacan, Beşir Atalay ile birlikte, Davutoğlu'nu hangi tarihte ziyaret ettiniz?
Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adayı olmadığını ilan ettiği 28 Nisan tarihinden sonra değil elbette ki? Peki, AK Parti milletvekiliyken, Davutoğlu'nu ziyaret edip, Gül'ün adaylığına destek istemek siyasi ahlaka sığıyor mu? Demek ki neymiş, ortada kronolojik bir siyasi ikiyüzlülük varmış.
KILIÇDAROĞLU'NUN DEMOKRATLIĞI
İyiden iyiye cumhurbaşkanı adaylığına soyunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugünlerde tam bir sevgi pıtırcığı oldu. Özgür bir kelebeğe döndü. Gençlere, beni eleştireceksiniz diyor. Hoşgörülü bir lider imajı çizmeye çalışıyor.
Aman gençler Kılıçdaroğlu'na güvenip eleştirmeye kalkışmayın. Kendisini eleştirdi diye CNN Türk'e ambargo uyguluyor. Eleştirenleri CHP'den ihraç ediyor. 40 yılın CHP'lisi Yılmaz Ateş'i kendisini eleştirdiği için partiden attı. CNN Türk'e boykot kararına uymadığı için İrem Çiçek'i, Ümit Kocasakal'ı, Mehmet Sevigen'i ihraç etti.
Kılıçdaroğlu ihraç eder korkusuyla, CHP milletvekilleri CNN Türk ve A Haber'de yayına çıkmaya korkuyor. Hani eleştiriden hoşlanıyordunuz?